twenty one

1.3K 94 21
                                    

Yine sıkıcı bir sabah ve yine okula gidiyorum sabahki rutin işlerimi yapıp üstümü değiştirmek için dolabıma döndüm.

Bu gün hava sıcaktı dışardaki güneş ışıl ışıl parlıyordu. Okulun bitmesine az kalmıştı. Şükür bitiyordu artık sıkılmıştım çünkü okula git gel dengesiz döngüden.

Havanın sıcaklığını bilerek okul t-shirtümü giymiştim. Yukarı doğru kollarımı kaldırdığımda bellim belli oluyordu fazla takılmadı bu duruma. T-shirtün üstüne de ince bir hırkamı giydim. Ve artık ciddi anlamda bana bol olan pantolonum yerine benim normalde girdiğim bir pantolon giymiştim.

İşlerimi halledip çabucak okul otobüsü bekleme yerine koştum. Umarım geç kalmamışımdır.

Sarı aracın geldiğini gördüğümde sevindim. Eğer karıçsaydım şoförümüzü uğraştırmak istemezdim.

Önümde duran okul otobüsüne bindim ve her zaman ki yerime Jimin ve Jin'in yanına oturdum.

"Günaydın gguk"

"Günaydıın Jimiin"

Jin'in morali bozuk gibiydi.

"Sana da günaydın Jiin. Bir şey mi oldu moralin bozuk gibi"

"Günaydın jungkook. Namjoon artık beni sevmiyor kesin"

"Ne oldu neden öyle düşünüyorsun"

"Çünkü mavi koala kostümü okulda giymiceğini söyledi. Ama ben giysin istiyorduum. Gitmediğine göre sevmiyor."

Hayretle ona baktım

"Ne"

"Ne"

Jimin ile aynı anda şaşkınlık nidası döküldü dilimizden.

"Jin pardon ama salak mısın? Koskoca adam okulda mavi koala kostümü ile gezicek ha desem evde tamam da OKUL OKUL"

"Jinn-e Jimin haklı gibi"

"Ama ama"

"Ne aması be bende ciddi bir şey sandım."

Sınıfa doğru geçtiğimizde gözlerin Taehyung'u aradı. Buldu da ama keşke bulmasaydı. Kucağında tanımadığım bir çocuk vardı.Gülüşüyorlardı. Göz göze geldiğimizde kaldırmıştı kucağından çocuğu. Aptallıktan başka bir şey değil hisslerim.

Yanıma doğru adımlarken Woojin'in bana seslenmesi ile ona döndüm.

"Jungkook nasılsın"

"Ah iyiyim sen "

"Bende iyiyim de bu gün evimde parti vericeğim gelmek ister misin?"

Değişik ve anlamsız bir şekilde yüzüme bakıyordu. Ne yapacağımı bilmeksizin etrafta gezdirdim gözlerimi. Jin ve Jimin en az benim kadar şaşkındı çünkü böyle şeylere ben değil onlar davet edilirdi. Taehyung'a baktığımda kaşları çatılmış ve dudağını ısırıyordu.

"Şey nerden çıktı ki? Bilemiyorum açıkçası ben genellikle böyle yerlere çağrılmam"

"Ben çağırdım işte ve geliyorsun"  deyip

Yanağımdan bir makas aldı. Kulağıma eğilerek

"Çok ilgimi çekmeye başladın tavşancık "

Diye fısıldadı.

Birinin kolumdan çekmesi ile kendime gelmiştim.

Az önce ne oldu öyle?

" Ne dedi sana o yavşak?"

Taehyung bi anda haykırmıştı. Bakışlarımı gözlerine çevirdim.

"Seni ne kadar ilgilendirir"

Cevabım onu affalatmıştı.

"Ne demek ne kadar ilgilendirir. Çok ilgilendirir ne dedi?"

"Çok ilgisini çekmeye başlamışım."

"Sikerim"

Gözlerindeki öfkeyi görmek beni korkutmuştu ama umrumda değildi. Daha deminki görüntü gözümün önünden gitmiyordu. Onun beni ilgilendirmediği gibi ben de onu ilgilendirmem.

Hızla kolumdan çekip beni sürüklemeye başlamıştı. Temizlik malzemelerinin olduğu boş odaya girmiştik. Beni kapıya yaslamış bir şekilde bana bakıyordu.

"Ne yapıyorsun neden buraya geldik?"

"O çocuğun partisine gitmiceksin"

Konuştuğu her kelime de yaklaşmaya başlamıştı. Umarım bayılmam

"Nedenmiş o bal gibi de gidicem"

Onun yaptığı gibi bende yaklaştım her kelimem de gözleri dudaklarıma kaymıştı. İki elimi de alıp başımın üstünde tuttu. Belim açılmıştı.

"Beni deli ediyorsun."

diye fısıldadı dudaklarıma ve diğer elini belime sardı.

" Sende beni deli ediyorsun. Aklımı karıştırmaktan yaptığın başka bir şey yok"

Diye fısıldadım aynı şekilde. Ah dudaklarımızı parçalamak varken konuşmak ne kadar saçma...

" O partiye gitmiceksin"

" İstediğimi yaparım. Ve o partiye gidicem"

"Jungkook sınırlarını zorlma"

Bir bacağını bacağımın arasına koymuştu. Ağzımdan bir inilti çıkmasına engel olamamamıştım.

"Siktir ne yapıyorsun"

Diye karşı çıktım. Böyle devam ederse sınırları zorlayan ben değil o olucaktı.

"Sabah o çocuğu kucağında olması zaten senin çoktan zorladığın anlamına geliyor Taehyung-gie şimdi kötü şeyler olmadan bırak beni"

Sırıttı. Sikeyim seni amk yeter he bırak artık son nefeslerimi veriyorum şurada. Sanki daha da yaklaşabilicekmiş gibi dudağıma daha da yaklaştı.

"Oh ne gibi kötü şeyler tavşancık"

Artık konuştukça dudakları kırmızılılarıms değişiyordu.

"Taehyung hiç bir şey olmamış gibi davranıcaksın. Yapma üzülen be-"

Kapının kolunun çekilmesi ile olduğumuz durumdan ayrılmıştık. Kapıyı açmayınca

"Kilitli herhalde anahtarı getiriyim"

Dedi açmaya çalışan kişi. Çabucak temizlik odasından çıkmıştık. Kafamı Taehyung'a çevirdiğimde onun da bana bakıp sırıttığını gördüm.

"Ne sırıtıyon be"

"Tatlısın. Ve o partiye gitmiceksin"

" Sen öyle san ."

Deyip onu arkada bırakıcak şekilde sınıfa koşutum. Ders zili çalmıştı bile yok yazılmak istemezdim.




Evet 29837392837372 ay sonra yeni bölüm geldi.

Çoook özür dilerim

Nasılsıınııııız

Karneler nasıl ALOOO

Sizi seviyoruuıım

Neyse iyi okumalaaar

I'm not a loser ~Taekook~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin