Beşinci Bölüm

23.8K 159 6
                                    

"Küvete mi girelim?"

Sorumu cevaplamayıp üstüne soru sormuştu. "Sen neden bu kadar utangaçsın?" Yüzüme gelen bir tutam saçımı kulağımın arkasına sıkıştırmıştı.

"Anlamadım." Dedim ne alakaydı.

"İnsanların yanında sana dokununca kızarıyorsun." Dedi bilmiş bilmiş. "O güzel yanakların al al oluyor böyle, öpmemek için zor tutuyorum kendimi."

Gözlerini gözlerime dikmiş, büyük bir sırıtışla bana bakıyordu.

"Küvete girelim o zaman." Dedim ve elbisemin fermuarını çekmeye çalıştım.

"Bana bırak." Dedi ve elimi tutup uzaklaştırdı, fermuarı kendi çekti.

Sırtıma minik bir öpücük koymayı da ihmal etmemişti.

Küvetin suyunu açtı ve dolmasını bekledi. Bir elim tişörtüne gitti fakat tam çıkaracağım sırada "Önce seni yıkamama izin ver." Dedi.

Küvetin tam dolmasını beklemeden içine girdim, cenin pozisyonunu aldım ve onun ne yapacağını beklemeye başladım.

Ensesini kaşıyıp beni süzmeye başladı.

Arzulanmanın hissiyle bir elini tutup yanıma yaklaşmasını sağladım ve dizlerini kırdıktan sonra yanıma oturdu.

"Ne yapacağız?"

"İlk önce seni yıka-..."

"Onu demiyorum Rüzgar, yarın gidiyorum ya ben. Sen de evime gel dedin, ben kararımı verdim. Eğer hâlâ istiyorsan, birkaç gün vakit geçirebiliriz."

Küvetin suyu dolmuştu ve çeşmeyi kapattı. Eline şampuanı alıp saçıma sürmeye başladı. Gözlerimi kapattım. Gözlerimi kapatmamı fırsat bilip, dudağımdan beni öptü.

"İstiyorum tabii ki Hilal."

Gözlerimi açtım.

"Açma gözlerini, şampuan kaçacak." Dedi.

Tekrar kapattım.

Burnundan nefes vererek güldü.

"Ama birkaç gün az değil mi? Ben biraz daha kalmanı isterim."

Omuz silkip bakarız dedim ve dudağını omzuma kapattı. Oradan boynuma doğru geçti, saçlarımın ıslandığını hissettim.

Hâlâ gözlerim kapalıydı. Boynumda dilini hissetim, huylandığım için kendimi geri çekip gözlerimi açtım.
Saçım şampuandan arınmıştı. Sırtımı yasladım ve ona bakmaya başladım.

Kahverenginin en güzel tonu gözlerindeydi. Gözlerinin bu kadar güzel olması zaafımdı. Sürekli gözlerine bakmak istiyordum. En içine. Gözbebeklerini görmek için çok dikkatli bakmak gerekiyordu çünkü gözleri ıslak toprak rengiydi. Ve bu gözler sadece bana baksın istiyordum.

"Neden bakıyorsun öyle?"

"Hiiççç, vücudumu yıkamayacak mısın?"

"Yıkayacağım elbette." Deyip güldü.

Askılıktan kendine bir lif beğenip duş jelimi üstüne sıktı. Lif maviydi ve yanında bir tane de sarı renkli vardı. En sevdiği renk mavi miydi acaba? Birbirine doladığım kollarımı ayırıp gözlerimi kapattım ve daha rahat bir pozisyon aldım.

"En sevdiğin renk mavi mi?"

"Çok yaklaştın."

Aklıma arabada söylediği gelmişti.

Gözlerimi açıp "lacivert mi?"

Kafasını sallayıp "lacivert." Dedi.

Lifi boynumdan başlayıp göğüslerime doğru götürdü. Her tarafında güzelce dolaştırdı ve diğer göğsüme geçti. Bunu binbir özenle yapıyor uçlarının belirginleşmesini sağlıyordu ve gözlerini bir an olsun çekmiyordu.

Dönüp baktığımda iyiden iyiye belirginleşmişti ve o gamzelerini göstererek sırıtmaya başladı.

"Su." Dedim. Dönüp yüzüme baktı. "Su soğuk geldi ondan."

Lifi tutmayan diğer eliyle bacağıma temas edecek şekilde suya elini soktu. "Sıcak." Dedi bacağımı okşamaya başladı. Hatta eli, utanmazca kadınlığıma doğru yol aldı ve "Çok sıcak." Dedi.

Hiçbir cevap vermeden dudaklarına yapıştım. Büyük bir özlemle öpüşmeye başladık. Hâlâ kadınlığımda olan eliyle klitorisimi okşamaya başladı. Ağzımdan küçük bir inilti koptu, lif çoktan yeri bulmuştu.

Bir eli hâlâ beni zevkin doruklarına çıkarıyorken diğer eli hiç boş kalmayarak saçımı eline dolayıp hafifçe çekiyordu. Dudaklarım, dudaklarında yaşasın istiyordum.

"Hadi!" Dedim. Nefes nefese.

Göz kırparak "Ney hadi?" Dedi.

"Sen de gir."

Bu sefer tişörtünü çıkarmama müsade etmiş, hatta üstüne yardım için kollarını kaldırmıştı. Sağ olsundu.

Pantolonunu ve kemerini bir hışımda çıkardı ve küvetin içine girdi kolumdan tutup üstüne çıkmamı sağladı.

Erkekliği, kadınlığıma değiyordu ama ikimiz de birleşmemizi tamamlamıyorduk. Hafiften kendimi ona değdirip dudaklarına yapıştım. Kalçamı hareket ettirerek, kendimi ona sürtüyordum. Bu oldukça hoşuna gitmişti.

"Canın acıdı mı?" Diye sordu dudaklarımız ayırıp.

"Hayır." Dedim.

"Kafanı vurduğunda." Dedi sırıtıp.

"Hatırlatma istersen!" Dedim ve boynuna gömüldüm .

Bir eli yine saçlarımı bulup çekiştirmeye başlamıştı.

O ellerinin verdiği his bana zevk veriyordu.

Bir elimi alıp erkekliğine götürdüm ve sıvazlamaya başladım.

"Ne yapacağım ben seninle?" Dedi.

"Ne yapmak istersen." Dedim.

BUZ VE KAR (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin