"Hatırlıyor musun?" Kahkahalarımı elimle kapatmaya çalışıyordum fakat beni gıdıklama çabası buna engel oluyordu.
"Neyi güzelim?"
"Bir keresinde lacivert hakkında konuşmuştuk?" Bunu unutmuş olması imkansızdı.
"Rujunu iç çamaşırına göre seçiyorsan, bir dahakine lacivertli ruj sürmeni isterim."
Hazırlanmıştık ve yemeğe çıkmaz üzereydik.
"Evet? Banyodayken en sevdiğim rengi sormuştun?"
Elimi alıp kafasına hafifçe vurdum. "Çalıştır şurayı biraz!"
Buna bozulmuş gibiydi.
"Güzelim ne diyorsun!"
Vurduğum yeri nazikçe öptüm. Daha sonra omzuna bir öpücük kondurdum.
"Dudaklarıma baksana!"
"Dudaklarını öpmek istiyorum!"
"Öp ama metaforu da anla!"
"Haaa..." dedi Newton'ın kafasına elma düştükten sonra yer çekimini bulmuş gibi çok önemli bir şeyi keşfetmişçesine.
"Mmhhhh..." diye devam etti sonrasında
Sesi giderek çapkın bir hâl alıyordu ve bu ıslanmam için yeterli bir sebepti.
"O zaman lacivert?"
"Hı hı..." sesimi olabildiğince işveli çıkarmaya çalışmıştım.
"Biliyor musun?"
"Ne?"
"Yemeği bugün yatakta yemek istiyorum."
Bir şey söylememe fırsat vermeden beni kucakladığı gibi yatak odasına götürmeye başladı.
Fakat giderken elllerimiz de en az dillerimiz kadar rahat durmuyor her yeri keşfetmek istercesine vücutlarımız da dolanıyordu.
Ona çok fazla yakıştığı gömleği yırtarcasına attım ve ağzından bundan hoşlandığını belli edercesine bir mırıltı döküldü.
Bu mırıltı beni daha da tetiklemişti, boynuna dişlerimi geçirdim.
Hiç altta kalmak istemediğini belli etmek istercesine meme ucumu hiç de yumuşak olmayacak derecede çekiştirdi.
"Acıdı ama..."
"Zevk, acıdan beslenir..."
"Satanist misin sen?"
"Mazoşistim..." dedi tok bir sesle.
Üstümdeki gri, oldukça basit bir elbiseyi eteklerinden tutup başımdan bir hışımla çıkarttı.
Dudakları memnuniyetle kıvrıldı, bir iki adım geri giderek kendimi yatağa attım.
Şu an yatakta savunmasızcasına, dantelli lacivert iç çamaşırlarımla tam karşısındaydım.
Kendimi yatar pozisyona getirdim. O ise altındaki pantolonunu çıkarmadan erkekliğini okşuyordu.
Belimi yukarı kaldırdım. Bir bacağımı kendime çektim ve saçlarımı tek omzumda topladım.
"Sana..." dedi kesik kesik konuşarak. Hareketleri hızlanmıştı, daha sonra kemerini süratle çıkarıp pantolonunu bacaklarından kurtardı.
"Sana biraz doymama izin ver..."
"Hı hı..." elimi kadınlığıma götürdüm.
"Ananı sikeyim!"
Benim hareketlerimde en az onunki kadar hoyratçaydı. Boşalmak için çok hazırdım.
Klitorisimi okşamayı bırakıp, iki parmağımı kadınlığıma soktum. Elbette ki yeterli gelmemişti.
Ona baktığımda duvardan destek alarak tüm vücudumu süzüyordu.
Daha fazla dayanamamış olacaktı ki bir iki adımla hızlı bir şekilde yanıma gelip saçımdan tuttu ve erkekliğini ağzıma verdi.
Memnun olmuş şekilde inledim.
"İstediğin bu mu?" Dedi, bu sefer iki elini saçlarıma koymuş, kalçasını hareket ettirerek, daha öncesine göre çılgınca ağzımı sikiyordu.
"Hııı..." dedim bu durumda konuşmayı etik bulmuyordum. Kendisi için. Olası bir diş durumu canını yakardı.
Bu cevaptan yeteri kadar tatmin olmamışa benziyordu. Saçlarımı yine aynı sertlikte tutup erkekliğini ağzımdan uzaklaştırdı.
"İstediğim sadece ağzımı sikmen değil!"
Öyle mi dercesine bir bakış attı ve kendisi de yatağa girdi.
Beni domaltarak arkamdan girdi.
"Ah!" Tüm mahalleyi inletmek istercesine çıkardığım inlemem, onu mest etmişti.
İki elini belime koymuş aynı ağzımda yaptığı hareketlerine kadınlığımda devam ediyordu.
Kalçama iki tane şaplak yapıştırdı. Kızardığına emindim.
Zevkten ölecek noktadaydım.
Saçlarımı çekti ve başım gövdesine denk geldi. Dudaklarımızı buluşturdu. Eli klitorisimi buldu ve zevkimi ikiye katladı.
"Ben!"
"Sen..."
Saçlarımı çekiştirmeye devam ediyordu.
"Sen beni çıldırtacaksın."
Sona yaklaştığını hissediyordum fakat benim için daha erkendi.
Birkaç hızlı hareketinden sonra içimin ısındığını hissettim.
Daha sonra içimden çıktı ve beni yatağa sırt üstü yatırdı, kendisi de yanıma kıvrıldı.
"Doydun mu?" Dedi.
Elimi karın kaslarında dolaştırarak "Doymadım..." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ VE KAR (+18)
Romantik"Çok mu istiyor canın sevişmek?" diye sordu. Ateşle su gibi değildi onunla bir bütün olmak. Buz ve kar gibiydi, canlı kalabilmek için birbirimize muhtaçtık. Başım zevkten kalkarken, gözlerim kapanıyor, parmaklarım karıncalanıyor, vücudum ona teslim...