ͼ(ݓ_ݓ)ͽ

86 16 3
                                    

5;swim

''Ah, Hyunjin!''

''Bunu teklif eden sendin, şikayet etme.''

''Tanrım, en azından yavaşla,'' Seungmin bu saatte suya girmeyi teklif ettikten sonra üstüne su attım diye bana kızıyordu ve ben bunu çok saçma bulmuştum. (oha arkadaşlar ne sandınız)

Daha saçma olan ise öpüştükten sonra birden denize girmeyi teklif etmesiydi bana göre. Ama dudaklarımızı ayırdıktan sonra oluşacak o gerilimi dağıttığı için memnundum çünkü ne benim onunla flört etmemin, ne de onun dudaklarımdaki dondurmayı yalamak için bir sebebi vardı. Bu davranışıyla acaba 'bu yaşanmamış gibi davranalım' demeye mi çalışıyordu yoksa sadece utanmış mıydı anlayamadığım için ben de onu soğuk deniz suyuyla sırılsıklam etmeye karar vermiştim.

Bu yüzden durmamı söylemesine rağmen elimin tersiyle dalgalar oluşturarak onu ıslatıyordum. Su savaşımızdan fazlasıyla zevk alıyor gibi görünüyordu aslında. Giydiği açık mavi çizgili gömleği ıslanmaması için kıyıda bırakmıştı, yalnızca sırılsıklam bedenine yapışan beyaz kısa kollu tişörtüyle dururken kahkahaları kulaklarımı dolduruyordu. Islak ellerini saçlarında gezdirdiğinde şimdi saçlarından da su damlaları akmaya başlamıştı. Söylememe gerek var mı bilmiyorum ama yine de söyleyeceğim, harika görünüyordu.

Bu haline odaklanmışken birden buz gibi soğukla irkildim. Seungmin dalgınlığımdan faydalanıp üstüme hatırı sayılır büyüklükte bir dalga göndermişti, şimdiyse saçlarımdan ve çenemden su damlarken işaret parmağıyla beni gösterip katıla katıla gülüyordu.

''Bu adil değil, çok ıslandığın için bilerek durmuştum ben.''

''Yoo, aval aval bakıyordun öyle,'' diye cevapladı neşeli halinden hiçbir şey eksilmezken.

''Hava soğudu sanki, çıkalım hadi üşüteceğiz,'' dedim, ıslandığım için şimdi daha üşümüş hissediyordum.

''Daha deve güreşi yapmayacak mıydık?'' diye seslendi arkamdan ben kıyıya doğru yürürken.

''İki kişiyle nasıl yapacaktık onu?''

''Evet doğru, dur geliyorum ben de,'' dedikten sonra suyu sıçratarak bana doğru koşup kolumu yakalamıştı ama kolumu kavramasıyla ayağının kayıp yere düşmesi ve beni de peşinden aşağı çekmesi bir olmuştu, neyse ki suyun derin kısmından uzaklaşmıştık.

Şimdi vücudu tamamen suyla buluşmuş bir şekilde kumun üstünde yatıyordu, ben de dizlerimi iki tarafına koymuş, üstünde öylece ona bakıyordum. Rüzgardan dolayı iyice şiddetlenen denizden gelen bir dalga sırtımdan yukarı çıkınca iyice altımdaki çocuğa doğru eğildim, özür dileyen bakışlar atmaya hazırlanıyordum ki gözlerimi ona çevirdiğimde bakışlarını dudaklarımda gezdirdiğini gördüm. Biraz sonrasında elini sudan çıkardı ve işaret parmağını sırayla üst dudağımda ve alt dudağımda gezdirdi. Suyun ıslaklığından rahatsız olmuş bir şekilde dilimle dudaklarımı temizledikten sonra keskin tuz tadı öksürmek istememe neden olsa da bulunduğumuz pozisyonda zaman durmuş gibiydi. Seungmin kafasını kaldırıp bana yaklaşır gibi bir hareket yaptığında kumdaki küçük taşların battığı ellerimden destek alarak olduğum yerde doğruldum.

''Sanırım yeni kıyafetler bulmamız ve duş almamız gerekecek,'' yüzüne bakmaya cesaret edemeden konuştum. Kısa bir duraksamadan sonra sesindeki kırgın tonla cevap verdi.

''Babaannemin evine gidebiliriz...yani tabii eğer sen de istersen,'' O da benim gibi suyun içinde oturur pozisyona gelmişti.

''Aslında... buralardan birkaç parça kıyafet ayarlayıp bir otele gitmeyi düşünmüştüm. Sen...eğer gitmek istersen gidebilirsin, bunu biliyorsun değil mi?''

''Gitmemi istediğini anlayabiliyorum, yeterince belli ettin ama biraz yüzsüzlük yapacağım sanırım. Üzgünüm, bir yere gitmiyorum.''

Konuşurken sadece son cümlesinde yüzüme kısa bir bakış atmış, sonra da kalkıp gömleğini bıraktığı yere doğru adımlamıştı. Beni tekrar öpmek istediğini belli ettiğini anladığım halde onu uzaklaştırmamdan bahsediyordu, bunu anlamayacak kadar salak olmadığım gibi o da benim buna bilerek izin vermediğimi anlamayacak kadar aptal değildi. Ama eğer onu öpmek istemediğimi düşünüyorsa gerçek bir aptal olabilirdi. Elbetteki istiyordum, anlayamadığım bir şekilde çok iyi hissettiriyordu ve buna katlanamazdım, ben gittikten sonra da o katlanamazdı. Bu şartlar altında aramızdaki mesafe ne kadar korunabilirdi tartışılırdı ama kıyıya doğru yavaş adımlar atarken, olabildiğince bu anlardan kaçınmam gerektiğini fark etmiştim. 

watercolor eyes // hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin