BÖLÜM 2

20 1 0
                                    

"Kalbine bir sor, böyle yaşanır mı hiç?"

Arayan kişiyi görmemle telaşlanmıştım. Ellerimi çırpıp görüntülü aramayı açtım.

"Merhaba Hazan hanım kusura bakmayın rahatsız ettim, müsait miydiniz acaba?" Telaşlanmıştım.

"Evet, evet müsaitim bir sorun yok değil mi?"
"Hayır endişelenecek bir şey yok sadece Umut biraz huysuzlandı, sizinle konuşmak isteyince kıramadım. "

Derin bir oh çekerek gülümsediğimde başımı kaldırmamla üç çift meraklı gözle karşılaştım. Demek ki hala merak edilebiliyormuş benim hakkımdaki şeyler. Telefona tekrar döndüm.
"Öylemiii, benim bir tanem orada mıymış?" Telefon Umut' un eline geçmişti. Kaşları çatık , dudakları büzülmüş bakışları karşımdaydı.

"Hazan, nerde kaldın, gel artık çok sıkıldım."
" Geleceğim yanına, hem sen neden yataktasın bu saatte. Ben gelene kadar arkadaşlarınla oynayabilirsin bence ne dersin?"

"Hastaneye gittim bugün , yoruldum biraz. Sen gelene kadar dinlenmek istiyorum.

Başımı sallamıştım. "Tamam şampiyon sen dinlen enerjini topla olur mu? Çok çok öpüyorum seni." Gülümsemiş, el sallayıp telefonu kapatmıştı. Kafamı kaldırdığımda meraklı bakışlar üzerimdeydi hala. İlk konuşan Ali olmuştu.

" Hazan hanım konuşurken gözleriniz parlıyor, yapamadığımızı yapıyor velet. "

Dediklerine gülümsemiş soğumuş çayımın dibini görüp hızla ayaklanacaktım ki başımın dönmesi ile tekrar yerime oturdum. Elim istemsizce başıma gitmişti. Gözlerimi sıkı sıkı yummuştum. Kulaklarım çınlıyordu.

"Hazan, Hazan duyuyor musun bizi?" Bahar yanıma çökmüştü. Konuşmak istiyordum, dilim damağım kurumuştu sanki.
Kimin uzattığını bilmediğim sudan elim titreyerek bir kaç yudum almıştım. Konuşan Ali olmuştu.

"İyi misin? Hazan ?" Hızla başımı salladım.

" İyiyim, merak etme yorgunluktan herhalde, kahvaltı yapmamıştım tansiyonum düşmüştür. "
Gözümü Poyraz'a çevirdiğimde telaşlı bakışları tetikte bekliyordu. Hızla ayağa kalktım bana böyle bakamazlardı.

"Emin misin?"
" Eminim Ali çocuk muyum? İyiyim işte."
Ayağa kalktım yalnız ellerim hala titriyordu. Araba ile gelmiştim ama sürebileceğimi sanmıyordum.

" Ali beni bir yere kadar bırakır mısın? "
"Sen arabayla gelmedin mi?"
"Kullanmak istemiyorum"
"Ha yani kullanabiliyorsun arabayı ama sürmek istemiyorsun." Poyraz'ın bakışları üzerimdeydi hala.

" Tamam benim işim var biraz, Poyraz seni bırakır."
Bilerek yaptığına emindim. Bahar'ın gülüş sesleri kulağıma gelmişti.
Bakışlarım Bahar'ın üstüne kaymıştı. Kaşlarım çatılmıştı istemsizce.
Dünya başımın etrafında dönmeyi bırakmayacak gibiydi. Gözlerimi kapattım başımı yavaşça sağa sola çevirdim. Derin mi derin nefes aldım ve tuttum.
Saniyeler hatta dakikalar sonra nefesimi bıraktım ve gözlerimi açtım. Üç çift göz tuhaf bakışları ile bakıyorlardı bana.
Sakindim ve bu sakinliğimi gün boyu sürdürecektim.

"Tamam, öyle olsun." Gözlerim ne olur kabul et dercesine gözlerindeydi.
" Benim biraz acelem var bırakır mısın beni?"

Ne kadar tuhaf bir an. Biz miyiz bu anı yaşayan? Eski Poyraz ve Hazan mıyız?

Düşüncelerimden beni ayıran başını ritmik bir şekilde sallaması olmuştu. Kabul etmesi beklediğim bir şey değildi. Şaşkınlığıma engel olamamıştım.

Ayağa kalktı telefonunu alıp beni arkasında bırakıp yürümeye başladı. Bugün her şey bir tuhaftı. Bahar sandalyesini sesli bir şekilde geriye itip yanıma gelmişti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 09, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HAZAN VAKTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin