3.Bölüm - Sarı Saçlı Çocuk

228 10 6
                                    


Ben etrafa göz gezdirirken, gözlerim o bilindik gözlerin içine hapis oldu. Bunun burada ne işi var ?

Cidden hala birbirimize bakıyoruz ama beni tanımasının imkanı yok, kafamda kapşonum takılı ve aramızdaki mesafe çok fazlaydı. Zaten ikimizde kafalarımızı başka yöne çevirdik. Daha fazla bu maça dayanamayacağım için yerimden yavaşça kalktım.

Maç alanını geçtikten sonra ilerdeki asansöre doğru ilerlemeye başladım. Benimle birlikte o sarı saçlı çocukta bindi.
Şansa bak.
Beni tanımaması için kapşonumun iplerini iyice sıkıp,başımı aşağı eğdim. Yerin metrelerce altında olduğumuz için ikimizin de tek çaresi burasıydı.

Başka bir çıkış yeri olsaydı, oradan çıkardım. Ama maalesef buna katlanmam lazım. Bir ara Kerem' e başka bir çıkış yolu olup, olmadığını sorsam iyi olur.

"Size zarar vermem. Bu kadar rahatsız olmanıza gerek yok hanımefendi. "

Bu sözüne cevap olarak sadece başımı sağlamakla yetindim. Asansör' ün durmasıyla kapılar açıldı. Asansörden ikimiz de çıkınca gizli koridorda ki bir düğmeye basınca, dışarıdaki kitaplık hareket ediyor ve önümüzdeki diğer kapı açılmış oluyor. Böylelikle giriş kata girmiş oluyoruz. Sarı saçlı çocuk apartmandan dışarı çıktı.
Bende merdivenlerden çıkarak en üst katta ki odama girdim.

Başımı yastığa koyduğum gibi yalnızlığımla birlikte düşünceler beynime akın etmeye başladı. Aslında düşünmemem gerek, bunun bende farkındayım ama olmuyor işte.
O günü hatta, o yılı unutamıyorum.
Sanki bütün hayatımı unutmamam için beynime bir dövme misali çizilmiş gibiler.


Her bir düşüncemle bir çıkmaza girmiş gibiyim. Ya o karanlığa hapis olucam, ya da güneşin aydınlattığı o yolu takip edip aydınlığa ulaşıcam. Ben ise o ikisinin arasında kalan görünmez boşlukta kaybolup gidiyorum.
Ne tam bir siyah olabilirim, ne de tam bir beyaz olabilirim.
Ben bu iki rengin arasında sıkışan gri renkten başkası değilim.
Ben grinin araflığını temsil eden kızım. Sessizlik her bir yanımı kaplamışken gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başladı.



~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~



Uyandığımda gözlerim karanlık odaya takıldı. Odanın güneş olmayan tarafını seçmekle en doğru kararı aldığımı tekrardan anlamış oldum. Saate baktığımda saat  8:30 ' tu.  Hazırlanmam pek fazla vaktimi almamıştı. Kendime son kez bakmak için ayna' nın karşına geçtim ve aynada ki kıza baktım.

Karşımda eski Azra ' dan eser yoktu. Çok fazla değişmiştim. Öncelikle yalnızlaşmıştım, bitkin düşmüştüm ve hayattaki yaşama sebebim kaybettikten sonra bu dünyada hiç bir amacım kalmamıştı. Aynada kendime bakmak bitince odadan hızla dışarı çıktım.

Adımlarım yola doğru ilerken önümde bir motorun durmasıyla, bende durdum. Motordaki kişi kaskını çıkarıp bana gülümseyince bu kişinin Kerem' den başka biri olmayacağını bilmem gerekirdi.

" Hadi atla bakalım. Sabah buradan taksi bulmanın ne kadar zor olduğunu bildiğimden okula geç kalmamak gönlüm el vermedi."

" Çok konuşmada bana elindeki kaskı ver ve arkaya geç ben kullanıcam. "

" Hay hay hanımefendi. " diyerek arkaya geçti.


" Bu iyiliğini asla unutmam."

" Biliyorum. Hadi okuluna doğru sürde geç kalma."

Doğru söylüyordu. Bugünkü dersim 10:00 'da başlıyordu. Benim derse yetişmem için yarım saat' im kalmıştı. Hızla motoru çalıştırarak okula doğru sürmeye başladım. Motoru kullanmanın en sevdiğim yönü de arabaların arasından geçerek istediğin yere zamanında ulaşabiliyordun. Okula yaklaştığımda hızımı azaltarak, okulun giriş kapısının önünde durdum. Kafamdan kaskı çıkararak, kaskı ve anahtarı
Kerem ' in eline tutuşturdum.


Dudaklarımın arasından çıkan kısa bir " sağol ." sözünden sonra onu dinlemeden hızla okula doğru yürümeye başladım.
Bugün pek fazla kişinin dikkatini çekmemiş olmam beni rahatlattı.
Hızlı adımlarla sınıfa girdiğimde arka sıralardan birine oturmayı planlarken, sınıfta olduğunu fark etmediğim hocanın seslenmesi ile durmak zorunda kaldım.

"Bir şey söylemeyi düşünmüyor musunuz küçük hanım."

Cidden bunu büyütüp bir mesele haline getirecek kadar büyümediniz mi ?
Şuan her ikimizin ömründen, vaktinden ve buradaki insanların ders dinleme zamanından gidiyordu.
Ama farkında değildi.
Atıcaksan at , yani böyle yapınca eline ne geçiyor.
İnsanların böyle saçma davranmasını sevmiyorum.
Sanki normalde çok seviyorum da.
Ben hocanın yüzüne hala boş boş bakarken sinirlenmiş olacak ki.

"Dilini mi yuttun kızım konuş sana."

Sınıftakiler şuan kim bu kız, ne yapıyor böyle diye düşünüyorlardır. Tam konuşmaya karar verdiğim an. Sınıfın kapısı açılıp içeri sarı saçlı çocuk girdi.

Tek kelimeyle İ - NA - NIL - MAZ.
Bu çocuk neden her yerde karşıma çıkmak zorunda ki.
Bu durum kesinlikle umrumda değil ama bu durum ilginç bir hal almaya başladı.

" Ooo Poyraz beyefendi de teşrif edebildiler sonunda. Hiç gelmeseydin evladım. Sonuçta yine kalırsın sen bu gidişle. "


********

Evet merhaba arkadaşlar :)
Uzun bir aradan sonra bölümü yazdım . Gecikme için kusura bakmayın telefondan yazdığım için çok zor oluyor .
Bundan sonra bölümlerin beğenilmesine ve yorum yapılmasına göre bölümleri yazıcam arkadaşlar.
Desteklerinizi bekliyorum. Hikayemi okuyan ve beğenen herkese şimdiden teşekkürler :)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 04, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DUYGUSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin