463 38 37
                                    

ben sana mecburum sen yoksun.
••••••
Bir kaç saat sonra sermet görev dosyalarını ve Zehra'nın eşyalarını getirmişti. Serdar valizi alarak yukarı çıktı. Kapıyı tıklattı, ses gelmeyince yavaşça kapıyı açarak içeri bakmadan seslendi.

—s; müsait misiniz?

Yine ses yoktu. Yavaşça içeri baktığında ise Zehra'nın uyuduğunu gördü. Valizi yavaşça kenara koyduktan sonra odanın kapısını kapatarak kendi odasına geçti. Evinde başka birisinin olduğunu bilerek uyumamıştı uzun zamandır. Kafasını yastığına koyunca bir süre tavanı izledi. Ardından kendini uykuya teslim etti.
•••••
Zehra bir kaç saat sonra susadığını hissederek uyanmıştı. Saate baktığında gecenin üçü olduğunu gördü. Kapısını sessizce açarak merdivenlerden aşağı indi. Son basamaktan da inip mutfağa ilerleyecekken bir anda bir çift kol tarafından duvara sıkıştırıldı. Aniden omzuna giren acıyla gözlerini yumdu. Olayın bir anda gelişmesinin şokuyla ve karanlığın etkisiyle kimin yaptığını göremiyordu. Kollarını tutan elleri, ters çevirerek tutan kişi ile duvarın arasından sıyrılıp ışığı açtı. Karşısında gördüğü kişi Serdar'dan başkası değildi.

—z; manyak mısınız siz?

Serdar ise önce şaşırmış daha sonra ise umursamazca konuşmuştu.

—s; evde birinin olduğunu hatırlayamadım. Sizde hırsız gibi sessiz sessiz inince.

—z; fazla ses olmasın diye ses çıkartmadım ve suçlu oldum öyle mi?

Serdar gözlerini devirdi. Genç kadının omzundaki acı devam ediyordu. Az önce karanlıkta yaşanan arbede sırasında bir şey olmuş olmalıydı. Duvara baktığında tablonun altında ki küçük çiviyi gördü.

—z; bi bu eksikti çünkü

Serdar sorgulayıcı bakışlarla baktı genç kadına.

—s; ne eksikti?

—z; hırsız sanıp duvara sıkıştırdınız ya beni Serdar bey. Çivi battı omzuma.

Zehra kendi kendine söylenerek mutfağa su içmeye gitti. Serdar ise odasına çıkarken seslendi.

—s; pansuman malzemeleri banyoda, banyo ise odanızın çaprazında. Onu da kendiniz halledebilirsiniz umarım.

Zehra suyunu içtikten sonra ışıkları kapatıp yukarı çıktı. Önce banyodan pansuman malzemelerini aldı daha sonra da odasına geçti. Üstündeki tişörtü çıkartarak aynadan omzuna baktı. Çivi omzunda uzun ve derin bir kesik bırakmıştı ve kestiği yerleri kanatmıştı. Elinin yetiştiği kısımlarda önce kanı sildi ardından pansuman yaparak yara bandı taktı. Havanın ve odasının çok sıcak olmasından dolayı tişörtünü giymeden askılı ile yeniden yatağına girdi. Uykusu kaçmıştı. Kapının kenarında duran valizi görüp kaşlarını çattı. Açıp içine baktığında kıyafetleri, bilgisayarı, kitaplarının olduğunu gördü. Rastgele bir kitabını çıkartıp okumaya başladı. Ne kadar odaklanmaya çalışsada kafasındaki düşüncelerden okuduğunu bile anlamadığını farketti. Kitabı kapatıp kenara koyarak bundan öncesini düşündü önce. Tüm yaşadıkları film şeridi gibi gözünün önünden geçti. Kendi kendine dalgalı bir şekilde konuştu.

"bu ölmeden önce olmaz mıydı ya?"

Geçmişi, beyninin kuytularına atıp bundan sonrasını düşünmeye başladı. Ne olacaktı? Nasıl olacaktı? Ve daha bir sürü soru. Ama gecenin bu geç saatinde bundan sonrasını düşünen tek kişi Zehra değildi.
•••••••
Kapısının çalınma sesiyle gözlerini araladı Zehra. Başına giren ağrıyla elini başına götürdü.

"Zehra hanım müsait misiniz?"

Gözlerini ovuşturduktan sonra konuştu.

"müsaitim"

Zehra'nın tek kelimelik cümlesinin ardından Serdar içeri girdi. Zehra dağılmış saçlarını toplarken yataktan kalktı.

—s; Mete Başkan bir saat sonra telefon üzerinden toplantı yapacakmış.

—z; görev dosyaları geldi mi?

—s; evet dün geldi.

—z;tamam onlara da bakalım bari.

Serdar başını sallayıp odadan çıkacakken Zehra'nın sesi durdurdu onu.

—z; bu hanım ve bey olayını bıraksak mı?

Serdar, zehraya dönmeden cevap verdi.

—s; olur. sevinirim.

Ardından odanın kapısını kapatarak odadan çıktı. Zehra ise valizinden siyah bir tayt üstünede salaş bir bluz giyerek saçlarını topuz yaptı ve aşağı indi. Aşağı kata indiğinde Serdar'ın nerede olduğunu bulmaya çalıştı. Oturma odasına baktı önce, yoktu.

—s; mutfaktayım.

Genç adamın sesini duyduktan sonra mutfağa girdi. Kahvaltı yapıyordu. Zehra, kendisi için de bardak ve tabak koyulduğunu gördü.

—s; Mete başkanın aramasına daha var. Kahvaltı yap istersen.

Zehra başını salladı ve sandalyesini çekerek oturdu. Tabağına aldıklarını yemeye başladı. Masada çıt çıkmıyordu. İkisininde görev için aynı evde kalma fikrinden hoşlanmadıkları apaçık belliydi. 1 haftanın hemen bitmesini istemekten başka şansları yoktu. Kahvaltı bittikten sonra Zehra yardım etmeyi teklif etsede Serdar kabul etmeyince oturma odasına gidip, Mete arayana kadar oturmaya karar vermişti.
••••••
"Görevimiz bu ikisini bulmak mı yani Başkanım?"

"Hayır Serdar, bu sizin için oldukça kolay bir görev olurdu, sizin asıl göreviniz bu iki hainin içine sızmak."

Zehra kaşlarını çattı.

—z; nasıl başkanım?

—s: sanırım bu da basit bir planla olmayacak.

—m; aynen öyle. Bahsettiğim gibi ikisi evli. Sizde onların içine sızmak için evli olacaksınız.

Zehra'nın bakışları karşı koltukta oturan Serdar'a kaymıştı, göz göze geldiler.

—z; tam olarak anlamadım başkanım.

Mete ise net ve emir verir bir şekilde konuştu.

"Görev ne kadar sürerse sürsün, ister 1 yıl ister 1 ay, o süre boyunca evli olacaksınız yani bu demek ki, bu görev boyunca aynı evde yaşamaya devam edeceksiniz."

•••••
Selaaaaam burdan ve Twitter'dan gelen mesajlara, yorumlara hepsine çok çok teşekkür ederim. Umarım bu bölümü de beğenirsiniz.🌸 yorumlarınızı paylaşmayı unutmayııın

meyus.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin