Yeni Arkadaşlar

29 3 12
                                    

Akşam saat 8'i bulmuştu şimdi. Yağmurun ardından eve gelip annemden bir ton azar işitince duş alıp telefonumla yatağa girmiştim. Henüz Ateş ile komşu olduğumuz gerçeğini sindirememiştim ama umursamamaya çalışıyordum. Gıcığın teki ile aynı siteyi paylaşmak zorundayım sonuçta. Bana bugün ceketini vermiş bir gıcık. Ne dengesiz diye düşündüm. Okulda bana demediğini bırakmamıştı. Acaba havalı olduğunu falan mı düşünüyordu? Değil ama. Değil mi? Tamam belki belli bir karizması olabilir ama bu, karşısındaki insanlara böyle davranma hakkı vermezdi ona. Daha fazla düşünmek istemedim.

Başımı yatağımdan odamdaki pencereye çevirdim ve dışarıya baktım. Kahverengi duvarlı ev görüş alanımdaydı. Bahçeleri ve park halindeki arabalarını da görüyordum. Bir tane siyah Range Rover, bi kırmızı mını cooper ve bir tane de siyah Volkswagen duruyordu karşımda. Bizden çok daha zengin oldukları belliydi. Bizim sadece bir arabamız vardı.

Arabalardan dikkatimi toplayıp uyumak üzere yatağıma uzandım tekrar. Çok uyum vardı. Uyumalıydım artık.
***
Lanet alarmın sesiyle ertesi güne uyanmıştım. Okula gitmek üzere giyindim ve hiç makyaj yapmadan aşağıya indim. Annem ve Babam çoktan kahvaltılarını yapmıştı. Hâla masada duran kahvaltı masasından iki üç lokma ağzıma bişiler attıktan sonra oturma odasında olan annem ve babamın yanına gittim.
"Günaydın Anne!"

"Günaydın kızım"

"Günaydın"

Babama bakmamıştım bile.

Babam... Babam asla hayatımda bir yer etmemişti. Yoktu benim için. Bu beni artık çok üzmüyordu. Acıya alışmıştım ama onu nadirde olsa görmek acımı hatırlatıyordu. Keşke hiç görmüyor olsaydım.
"Naber kızım"
"İyi"
Annem ile iki saniye göz göze geldikten sonra odamdan çantamı almaya gittim.
"Anne ben çıkıyorum"
"Tamam canım dikkat et"
Hızlı adımlarla okula yürüdüm. Dersin başlamasına henüz vardı. Bahçede beni bekleyen Betül ve İpek bana el sallıyorlardı.
"Neden geçmediniz sınıfa?" Diye sordum.
"Seni bekledik" dedi Betül.
"Derse daha var, biraz bahçede oturalım mı?" Dedi İpek.
"Olur"
Boş bir bankta üçümüz oturup gelenleri gözetlemeye başlamıştık.

Betül parmağıyla bir grubu gösterip
"İkra, Buse, Merve ve şükrü can" dedi.
"Kim onlar?" diye sordum.

"İkra ile eskiden arkadaştık. Diğerleri de okula yeni nakil yaptı. Okulları tadilattaymış." dedi düz bir sesle.
"İkra ile neden artık arkadaş değilsiniz?"
"Çünkü o Yiğitin eski yancısı da ondan. Gerçi eski değil hâla ona laf yetiştiriyor ya neyse. Hiç haz etmem ikisinden de. Eskiden benim de onlarla yediğim içtiğim ayrı gitmezdi. Hatta Ateşle de" dedi Betül.

Bunları bana neden anlattığını anlamadım. Sanki aklımı okumuş gibi, " bunları sana anlatıyorum çünkü arkanı kollaman gerektiğinin farkında olmalısın. Kime güveneceğine elbette kendin karar verirsin ama ben yenisin diye uyarmak istedim" dedi.
Betül sözünü bitirdikten sonra İkra bu tarafa dönmüştü.
"Selam" dedi bana yaklaşarak.
Şaşkındım.
"Selam?" Dedim bende.
"Naber Betülcüm" dedi bu seferde Betüle dönerek.
"İyi İkracım. Senden?" diye yanıtladı Betül. İkiside -cım ekini öyle yapmacık söylüyordu ki, birbirlerinden nefret ettikleri belliydi.

Derken görüş alanımıza Yiğit ve Ateş girdi. Herkesten nefret eder gibi bir havaları vardı.

İkra onları gördüğü gibi dikkat çekmeye başladıydı hemen.
"Çocuklarr! Gelsenize yanımıza" dedi.
Yiğit el sallayıp yapmacık bir gülümseme yolladı. Ateş ise kapüşonunu örtüp hızla sınıfa çıktı. Yiğitte arkasından çıkıyordu şimdi. İkra hayal kırıklığına uğramış bir ifadeyle Merve, Buse ve Şükrü canın yanına gitti.

Sevdiceğim Bir VampirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin