Merhabalarr size el emeği göz nuru kurgumu sunmak isterim. İlk kurgum ve biraz acemiyim bu yüzden hatalarım olursa mazur görün şimdiden teşekkürler
♡♡♡
Oturduğum yerden yavaşça kalktım. Sessiz bir edayla önümde kapısı açık olan o odaya girdim. Beni kendine sebepsizce çeken o odaya. Hiç birşey bilmesem bile sadece o odaya girmem gerektiğini hissediyordum.
Kapıyı hafif aralayıp içeri girdim. Simsiyah döşenmiş bu oda bana kendimi hatırlatmıştı.
Küçük bir adım attım ve bir adım daha...
Odanın içerisi çok iyi döşenmişti. Ellerim odanın siyah duvarına uzandı. Hafif bir şekilde dokundum duvara...
Bir kaç adım attım ve bir kapı dikkatimi çekti. Odanın havasını bozan beyaz kapı. Kapının koluna uzandım...
Yavaşça kapıyı açmaya başladım. İçeride gördüklerimle şok olmuştum bunlar benim fotoğraflarımdı... Peki neden?
Arkın Sarıkan'ın evinde benim resimlerimin ne işi vardı?
Aniden arkamdan gelen bir sesle irkildim. Sesiz bir şekilde durmuş Arkın beni izliyordu. Hafif bir şekilde dudağının kenarı kıvrıldı. Bana garip bir bakış attı. Ne olduğunu anlamadan ona bakıyordum.
"Düşündüğüm gibi bu odanın içine çok yakıştın Efsa." bana bir bakış attı ve yanıma ağır adımlarla gelmeye başladı.
"Anlamıyorum Arkın bey ne demek istiyorsunuz?"
"Sen zeki bir kadınsın Efsa."
Gerilemeye başlamıştım bile. Yavaş yavaş geriye doğru yürümeye başladım. Elim bir resime çarptı. Resime uzun bir şekilde baktım. Bu benim 19 yaşıma ait bir resmimdi...
Ama 19 yaşımdaki resmim neden buradaydı? Arkın ile tanışalı daha 5 ay olmuştu. Odasında benim fotoğrafımın olması çok saçma. Bu durumda bile bunu düşünmem de ayrı bir ironi.
Arkın bana yaklaşmıştı bile bir adım daha atsa dibime girebilirdi. Bunu sorun etmezdim ama bu adamın bakışları hiç tekin gelmemişti bana. Benden uzak durmasında fayda vardı.
"Efsa merak etmiyor musun, bu fotoğrafların bende neden olduğunu?" bana uzun bir bakış attı. O kahve gözleriyle beni süzdü. Merakıma yenik düşüp sorumu iletmek istemiştim.
"Arkın bey..."
"Bana sadece Arkın diyebilirsin Efsa. Gereksiz statülere takılmamak gerek."
''Peki Arkın burada neler oluyor neden fotoğrafım sende?''
''Efsa herşeyi açıklamayı tabi ki bende isterim, ama güzelim bilmeni isterim ki uzun süredir gözlerim senin üzerinde. Aklına gelemeyecek kadar uzun bir süre.''
Arkın gözlerindeki o garip bakışlarla bana bakarken içimden nasıl bir işe düştüğümü düşünüyordum. Gri şifonyerin üstündeki şarap kadehini parmaklarımın arasına alıp dudaklarıma uzattım. Arkın gözlerimin içine cüretkar bir şekilde bakıp dudağının kenarını hafifçe kıvırdı.
''Efsa benim olmanı istiyorum. Uzun zamandır senden mahrumum, sana dokunamıyor, seni öpemiyor, kokunu içime çekemiyorum ki bu da beni mahvediyor.''
''Ne diyorsun ben anlayamıyorum seni gerçekten.'' Arkın saçmalamaya başlamıştı. Onun olmamı istiyordu ama bu zamana kadar bu niyetle bir yaklaşımı hiç olmamıştı, aksine daha ters biriydi bana karşı.
Elimdeki kadehi aldığım yere bırakıp odanın duvar tarafında kalan tekli deri koltuğa kendimi bıraktım. Şarap biraz ağır gelmişti.
Başıma ufak bir ağrı girmeye başlamıştı. İki elimle şakaklarımı ovmaya başladım. Bir şeyler ters gidiyordu içkimin içine bir şey koyma ihtimali olabilir miydi?
"Şuan benim olabileceğini zannetmiyorum." Ne diyordu bu adam ne saçmalıyordu? Zaten başım ağrıyordu.
''Pardon?''
"Tabi geçmişte neler olabileceğini kestiremeyiz Efsa değil mi?" bu adam kafadan gidik olabilir. Saçmalayıp duruyor çünkü. Burdan hemen tam da şuan gitmeliydim. Ayağa kalkıp odanın kapısına doğru yöneldiğim sıra Arkın bana doğru gelip önümde durmuştu. Onun yanından geçeceğim sırada kolumdan tutup yüzlerimizin birbirimize yakın olmasını sağlamıştı. Burnuma gelen o ağır ve anlamlandıramadığım o koku beni sarhoş edebilecek düzeydeydi.
Yüzümü ondan uzaklaştırıp kendimi geri çekmeye çalışmıştım ama bu hareketimle beni kendine daha çok yaklaştırmıştı. Artık başım onun omzuna yaslanmış bir durumdaydı. Burnunu başıma eğmiş ve uzun bir nefes almıştı.
''Kokun Efsa..''
''Kokuma ne olmuş?''
''Çok güzel ve ben sanırım delireceğim.''
Ne dediğine anlam veremedim. Bu durum canımı sıkmaya başlamıştı. Ben böyle hareketlere gelemezdim. Kolumu bir daha çekmeye çalışmıştım ve ondan kurtulmuştum.
Yürümeye başladığımda artık çok geçti. Başımda ki o ağrı kendini belli etmiş ve bütün vücudumda nüfus edinmişti.
Kendimi daha fazla ayakta tutamayacağımı anlayınca kendimi karanlığın kollarına esir bırakmıştım. Bedenim uyku ile uyanıklık arasında kalmıştı. Arkın beni kollarının arasında tutuyordu ve açıkçası yüzünde hiç bir panik ya da merak yoktu.
''Sen içeceğime bir şey mi koydu-''
''Şşt kendini yorma ve iyi uykular Efsa yakında tekrar görüşeceğiz, yakın bir gelecekte''
Ve kendimi büyük bir bilinmezliğe kucak açarken bulmuştum.
~~~
EVETTT NASIL BULDUNUZ GİRİŞİ. BEN BU KİTABA BİRAZ YÜKSELDİM ÇÜNKÜ AKLIMDA ÖYLE BİR KURGU VAR Kİ FENA OLABİLECEK TÜRDEN AMA HALA KARASIZIM. BU ARADA NASIL SAHNELER GÖRMEK İSTERSİNİZZ.
BURAYA YAZABİLİRSİNİZ..
YORUM VE VOTE İSTERİM YORUMSZU VOTE'SİZ GEÇMEYELİMM.
ARKIN SİZCE GERÇEKTEN MANYAK BİRİ Mİ YOKSA HİKAYENİN ARKASINDA BAŞKA ŞEYLER Mİ VARDIR?
ARKININ EFSANIN KOKUSUNA İLTİFATI NASILDI AMA?
KARAKTERLER KONUSUNDA BANA BELLİ OLMAZ BU YÜZDEN ÇOK ŞEY ETMEYİN BENİ:))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMAN KIRILMASI
Dla nastolatkówHer gözümü kapattığımda karşıma çıkan sessiz ve karanlık adam... Her gördüğümde kalbimi çarptırıp soluğumu kesiyordu... Hafıza... Her şey o gece başladı. Hatırlayamadığım anılarımda kesit kesit beliren o adam... Gelecekten mi geldi? yoksa zaten geçm...