Üniversite bambaşka bir yer derlerdi de inanmazdım. Her türden insanın buluştuğu tek yer üniversiteler sanırım. Kabul lise gibi olmayacağını biliyordum ama burda kime baksan "ben özgürüm" triplerine girmiş. Okula şöyle bir göz gezdirdiğimde tek başına bir köşede oturanda var, arkadaş gruplarıyla kahkaha atanlarda var ve sanırım benimde öyle olacagım; iki kişilik kendi halinde takılan, fazla dostun zarar olduğunu düşünen insanlarda var.
Ben bunları düşünüp etrafımı gözlemlerken öğrenci işlerine gelmiştik bile. Babamla içeri girip ders programını ve okulla ilgili birkaç bilgi öğrendikten sonra kantin tarafına geçtik. Babam ikimize çay alırken bende bir masaya oturup gözlemlerime kaldığım yerden devam ettim.
Sağ tarafta bir grup dikkatimi çekti öyle çok uçuk tarzları olmayan, benim gibilerin takılabileceği kızlı erkekli bir grup. Hep özenmişimdir böyle kalabalık arkadaş gruplarına ama tercihim hep 'bir tane olsun sadık olsun' felsefesinden yana ve sanırım böyle çok mutluyum.
Ben öyle dalmış grubu incelerken içlerinden bir çoçuğun bana baktığını gördüm ve hemen kafamı başka yöne çevirdim. Öyle insanlarla hele ki tanımadığım insanlarla uzun süre göz teması kuramam kii.. Ama ne yalan söyliyim çocuk baya iyiydi. "Mira böyle insanları izlemeye devam edersen korktuğun başına gelicek ve kimseyle arkadaş olamayacaksın." Bakışlarımı babama doğru çevirdim. "Sen beni merak etme baba bütün sene tek olucak değilim ya bulurum birilerini. Hem sen niye benim için işini aksatıyorsun ben iyiyim böyle, aklın bende kalmasın git sen."
Ciddiliğimi kontrol edercesine yüzüme baktı. "Peki tamam. Ama burda insanları incelemeyi bırakıp yanlarına gitmeyi dene olur mu canım kızım." Ayağa kalkıp bana sıkıca sarıldı güven verircesine. "Tamam baba denerim." Kısa vedalaşmanın ardından tabikide incelemelerime kaldığım yerden devam ettim. Sağ taraftaki gruptan birinin gözlerini üzerimde hissedebiliyorum, belki de sadece bir kuruntu ama fazlasıyla rahatsız olmuştum.
Önümdeki karton bardağın ağız kısmıyla oynarken masamdaki sandalyenin çekildiğini hissettim. Gözlerimi bardaktan ayırınca bir çift ela gözle karşılaştım. Şuan sağ tarafta gözgöze geldiğim çocuğun masama oturduğunu düşünüyorsunuz değil mii, tıpkı benimde düşündüğüm gibi. Ama bu ela gözler bir erkeğe değil kıza aitti. Karşımda kumral, ela gözlü, oldukça çekici ve aynı zamanda tatlı bir kız tüm sevecenliğiyle "Merhabaa!" dedi. Bu durum tuhafıma gitsede şuan okulda ilk günümün olduğunu düşünürsek fazla şüpheci davranmanın bir anlamı olmadığını kendime hatırlatıp yüzüme samimi göründüğüne inandığım bir tebessüm koyarak "Merhaba" dedim.
Adını bilmediğim ela gözlü kız konuşmaya başladı. "Şey sanırım sende yenisin burda, gördüğüm kadarıyla arkadaşında yok bende düşündüm ki gidip tanışmalıyım."
Biraz değişik bi kız gibi gelsede onunla arkadaş olmamın bir sakıncası yok sanırım. "Bu arada benim adım Aslı." Adını yeni öğrendiğim kız elini uzatmış benimde adımı söylememi beklerken elimi hemen uzatıp adımı söyledim. "Bende Mira. Tanıştığıma memnun oldum."
"Bende tanıştığıma memnun oldum Miracım. Arkadaş olmamızda bir sakınca yoktur umarım?"
Sakınca olsada nasıl söyleyebilirim ki. "Hayır yok. Sadece biraz çekingenim lütfen yanlış anlama." Şimdi burada Elif olsa onunla dertleşip ilk günü sorunsuz halletseydik ne olurdu sanki. Ben Elif dışında kimseyle yakın olmadım ki. Belkide şeytanın bacağını bu okul sayesinde kırar, o özendiğim arkadaş gruplarının içinde yer alırdım."Yok canım anlayabiliyorum sonuçta yeni bir ortama girdik, bende senin gibiyim ama tek başıma oturunca daha da sıkıldım senide benim gibi tek görünce tanışmak istedim."
Anlaşılan Aslıyla tek farkımız onun daha girişken olması, hem belki ileride Aslıyı Elifle tanıştırırım beraber güzel vakit geçirebiliriz."İyiki geldin yoksa bütün gün burdan kalkmayı düşünmüyordum." Dedim gülümseyerek. Aslı "Ee kendinden bahset biraz." "Çekirdek aileye sahibim. Annem, babam kendi halinde insanlar. Birde abim var üniversite son sınıf öğrencisi, bölümden de anlayacağın gibi edebiyat aşığıyım. Fazla arkadaşım yok birtek Elif var. Yani anlıyacağın sıradan bir hayatım var." Dedim gülümseyerek.
Aslı "Ben annemle yaşıyorum, babamı 3 sene önce trafik kazasında kaybettik. Tek çocuk olmanın sıkıntısını bende az çok yaşıyorum. Hep bir abim olsun istemişimdir. Çok şanslısın, seni koruyan, değer veren, dertleştiğin bir abin var." Aslı konuştukça boğazım düğümlendi. Belli etmemeye çalıştım tabi ne kadar başardım orası meçhul.Kendimi Aslı'nın yerinde düşündüm de çok zor bir hayat, babamın olmama düşüncesi demek benim ölmem demek. Babama aşık biri olarak dayanamazdım, hemde sana destek olacak bir kardeşin olmadan. Halime o an şükrettim. Aslı çok güçlü bir kız olmalı...
Elini tuttum güç verircesine "Başın sağolsun. Çok üzüldüm. Kendinle ve annenle gurur duyman gerekir. Herkes senin gibi dayanıklı olmayabilidi. Hem artık bende varım bir kardeşin olarak görebilirsin beni öyle değil mi?" Gülümsememi olabildiğince yüzümde tutmaya çalışarak elini sıktım.
Gözleri dolu dolu tebessüm edip "Ciddi misin Mira. Çok çok mutlu olurum. Bilseydim daha erken gelirdim yanına."
"Tabikii hem geç kalmış sayılmayız." dedim ve yanıma gelerek kollarını boynuma doladı, gerçek bir dost sıcaklığıyla..Belkide düşündüğüm kadar kötü geçmez bu dört yıl, ne dersiniz?
**Olabildiğince uzun tutmaya çalıştım. Umarım beğenirsiniz. Yeni bölüm en kısa zamanda gelicek. Yorumlarınızı bekliyorummm :)) Desteklerinizi eksik etmeyin :) **

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜVEN
ChickLitHayatını güven üzerine kuran bir kız.. Ve kızın güvenini kendi zevki için kullanan bir adam.. Başına gelecekleri bilse yapar mıydı?