|3|

528 35 65
                                    

✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hermione, ona bir şans tanımıştı.

Ancak Draco Malfoy, tam da ondan beklenilen hareketi yapmış ve genç kızı şaşırtmamıştı.

Hermione, onun nasıl bu kadar sinir bozucu bir çocuk olduğunu anlamıyordu. Neredeyse hiçbir düzgün hareketi yoktu ve sürekli olarak genç kızın canını sıkabiliyordu. Üstelik hiçbir şey yapmasa bile!

Son konuşmalarından sonra telefonunu kapadı hızla Gryffindor ortak salonuna doğru gitti. Onun sinirli bir şekilde içeri girdiğini gören arkadaşları Harry ve Ron birbirini dürttü. Ron, "Saçlarına ne oldu böyle?" diye sordu. Harry bu sorusuna gülmek istese de Hermione onlara öyle bir bakış attı ki susmak zorunda kaldılar.

"Saçlarımla ilgili en ufak bir yorum dahi duymak istemiyorum beyler."

Ron hızla başını sallayıp onu onaylarken Harry, "Savaştan çıkmış gibisin Mione, ne oldu?" diye sordu. Genç kız onların hemen karşısına oturdu ve kitaplarını önlerine koydu.

Kabarmış saçlarını geriye iterek, "Bakın, sihir tarihi ödevim. Nasıl olmuş?" diye sordu.

Ron ve Harry genç kızın parmaklarıyla önünde gösterdiği boş alana baktılar. Bir şey göremediler. Başlarını yavaşça kaldırıp, onlardan yanıt bekleyen arkadaşlarına baktılar bu kez. Hışımla dizini sallayıp kaşlarını kaldırarak onlardan cevap bekliyordu. İki genç, tekrar önlerine çevirdiler ancak elbette ki bir şey yoktu.

Ron, "Dostum, sanırım Hermione çalışmaktan kafayı sıyırdı." dedi yavaşça Harry'e doğru. Harry ona garip bir bakış atıp, çekinerek Hermione'ye, "Acaba ona görünmezlik büyüsü falan mı yaptın? Çünkü, göremiyoruz da." dedi.

Dünya üzerinde her ne olursa olsun bu iki genç büyücünün hâlâ en çok korktuğu şey, sinirli bir Hermione'ydi.

"Hayır ona görünmezlik büyüsü yapmadım." dedi. "Yapamam, çünkü o burada yok."

"Peki ya nerede?"

"Malfoy'da."

"Hangi Malfoy?" Ron'un bu saçma sorusuna karşılık, "Hangi Malfoy olacak Ron? Tabii ki Draco Malfoy." diye yanıt verdi.

"Ona neden verdin ki?"

"Ona vermedim Harry. Neden vereyim?" dedi genç kız. "Çaldı!"

"Nasıl?" diye sordu Ron.

"Kütüphaneydim. Ödevimin son kısmına gerekli olan kitabı almak için kalktım. İşime yarayacak kitabı bulup, geri döndüğümde ise ödevlerim havada uçuyordu!"

"Wingardium Leviosar büyüsünü kullanmış olmalı..." Ron'un bu çok gereksiz tespitine karşılık Hermione, "Doğrusu LeviOsa, LeviosaA değil." diye çıkıştı.

Daha sonra bu aptal tartışmanın sırası olmadığını fark ederek başını iki yana salladı ve devam etti. "Arkasından koşturdum. Bir de ne göreyim? Malfoy ve onun sarı kafası!"

Ron, yüzünü buruşturup buna şaşırırken, Harry, "Bildiğimiz Malfoy..." demekle yetindi yalnızca.

"Ne yapacaksın peki?" diye sordu Ron. Sonuçta bu, herkes kadar Hermione için de önemli bir ödevdi ve genç kız ona saatlerini harcamıştı. Mükemmel yaptığına eminlerdi.

"Onunla konuşmayı denesen?" Harry'nin bu iyimser fikrine karşılık Ron, "Ah, hayır Harry. Unuttun mu, o Malfoy!"

Hermione başını iki yana sallayarak, "Denedim." dedi. "Ona mesaj attım ve ödevlerimi geri istedim."

"Tabii ki hayır dedi, öyle değil mi?" Genç kız başını sallamak onlara onay verdi.

"Bu saçmalık!" diye çıkıştı Ron. "Profesöre söylemeliyiz. Böylece hem Draco ceza alır, hem de Slytherin puan kaybeder!"

"Evet, bunu yapabiliriz." diye destek verdi Harry.

Ancak Hermione başını iki yana salladı. "Benim çok daha iyi bir fikrim var."

"Nedir?"

"✨ Apulosayoni ✨"

"Apu-, ne?" dedi Harry gözlerini kısarak.

"Bu büyüyü bilmiyor olamazsınız!" dedi Hermione onlara inanamayarak. Tanrım, bu çocuklar hiçbir şey bilmezler miydi?

"Hermione, hatırlatmak isterim ki ben Wingardium LeviosaA gibi temel bir büyüyü bile yeni öğrendim sayılır." dedi Ron. "Yıllardır arkadaşız ve buna hâlâ şaşırıyorsun!"

Hermione dişlerinin arasından, "LeviOsa" diye tısladı. Daha sonra, "Haklısınız, benim hatam." dedi. Ve karşısındaki bu iki meraklı bakışı daha fazla bekletmemek adına açıklamaya başladı, "Apulosayoni, Mürekkep, parşömen ve tüy kalemini büyüleyen sihirli sözcüktür." dedi.

"Yani?"

"Yani ödevimi bu büyü ile büyülemiştim!" dedi. "Büyülediğim parşömenim burada olmasa bile ona istediğimi yazabilirim."

"Böylece ödevinin son kısmını istediğin gibi tamamlar ve Draco'nun ödevin altına yazdığı ismini silerek, kendininkini ekleyebilirsin."

"Kesinlikle, Harry." Harry ve Hermione birbirlerine zafer dolu, onaylar bakışlar atarken, kızıl arkadaşları Ron şaşkınlığını gizleyemeyerek, "Merlin!" dedi. "Böyle bir şey nereden aklına geldi?"

Harry onun omuzuna yavaşça vurmuş ve, "O çağın en zeki cadısı Ron. Buna alışsak iyi olur." dedi.

Hermione, bu sözlere kıkırdadı. "Teşekkür ederim." dedi. "Ama aslına bakarsanız, bana bu fikri veren Ronald'dı."

"Ne, nasıl?"

"Bitki bilimi ödevimi kopyalamak için yürütmeye çalıştığın zamanı hatırlıyor musun?"

Ron başını sallayarak genç kızı onayladı. "Evet. Ve beni kıskıvrak yakalamıştın."

"Bunun son olmayacağını tahmin ediyordum. Bu yüzden önemli ödevlerime bu şekilde büyü yapmaya başladım."

"Merlin!" diye bağırdı Ron. "İlk kez işe yaradığıma inanmıyorum!"

Harry onun sevincine karşılık, "Dostum, buna bu kadar sevinmemelisin. Bu gurur kırıcı bir şey." dedi. Ama bu durum, Ron'un pek de umurunda değildi.

Hepsi, Gryffindor ortak salonunda bu hallerine gülüşürlerken Draco bundan bir haber, yatağında uzanıyor ve ne kadar kârlı olduğunu düşünüyordu.


Vote atmayı ve yorum yaparak bana destek vermeyi unutmaayııınnnn 🖤

✨ APULOSAYONİ ✨ || DRAMİONE textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin