Özgürlüğüm

.Ben yapamam.

* ÖZGÜR *

Dudağımda hissettiğim hissettiğim baskı ile gözlerimi açtım. Mine iki parmağı ile dudağıma vuruyordu. Uyuduğu derin nefes alış verişlerinden belliydi. Uyandırmamaya özen göstererek yataktan kalktım ve üzerini örttüm. Kıyafetlerimi giydikten sonra alnına öpücük kondurarak oda dan çıktım. Merdivenlerden inerken Eray Bey'in sesi ile ona baktım. Klasik bir şekilde gazetesini okurken çayını yudumluyordu. ''Nereye böyle delikanlı ? '' İşlerim var .Bu arada Eray Bey ben götürücem bugün Mine'yi.'' diyerek dışarı çıktım. Son model Cadillac tam karşımda beni bekliyordu. Hemen binerek gazı kökledim.

Şirkete geldiğimde araba anahtarını Mert'e verip içeri girdim. Herkesin bana baktığına emindim çünkü ; Sık sık şirkete gelmezdim . Bir de şuan ki spor kıyafetler hiç buraya uygun değildi. Asansöre binip düğmeye bastıktan sonra aynada kendime baktım. Siyah kot pantolon ve yeşil tişört giymiştim.

Kapıyı iki kere tıklatarak içeri girdim ,babam başını dosyalara gömmüştü. ''Bu kadar çabuk mu Özgür ? '' dedi. Ne dediğini gayet iyi bir şekilde anlamıştım ama anlamak istemiyor gibi başımı iki yana salladım. Siyah deri koltuklara otururken ''Baba ben yapamam ,lütfen zorlama beni .'' dedim. Babam onaylamaz bir ses çıkartıp gözlerini bana sabitledi. ''Ona aşık olmayacaksın Özgür. Asla. Sen onu öldürceksin !.'' Öldürceksin. Tüylerim birden diken diken oldu. Ben yapamazdım. ''Baba kızın başında yeterince iş var . Yeterince acı çekiyor. Bu çok saçma. '' Babamın gözleri koyulaşmıştı. '' Neresi saçma bunun Özgür .'' dedi. Sesini sakın tutarak. '' Sırf yanınızdan kaçtığı için bu cezayı ona veremezsiniz. Bugün e kadar öldürmemi istediğin herkesi öldürdüm baba.Ama sevdiğim kadına bunu yapamam. '' diyerek kapıyı çarpıp çıktım. Muhakkak şuan da bana çok kızmıştı ,hatta küfür bile ediyordu. Umrum değildi. Mine 'ye aşık oluyordum...

* MİNE *

Gözüme giren ışık ile gözlerimi zar zor açtım. Özgür yanımda değildi. Zaten ne bekliyordum ki ? Esneyerek lavaboya girdim ve işlerimi hallettim. Mutfağa girdiğimde babam oturmuş çayını içiyor annem de Minel ile uğraşıyordu. Saçımı saçma bir topuz yaptıktan sonra '' günaydın.'' dedim. Babam bana bakmazken annem başıyla günaydın demeye çalıştı ve Minel bana en güzel gülücükleri sundu. Yerime geçip tabağıma peynir , zeytin ve salata koymaya başladım. Belli ki annem Minel ile ilgilenirken pek bir şey yapamamış. Babam sonun da bana baktığın da bir şey diyeceğini anlayarak çatalımı tabağımın kenarına bıraktım. ''Bugün seni Özgür götürecekmiş, ilk günden destek olmak istemiş. '' Ağzını öpeyim baba , ilk defa böyle güzel bir şey söyledin bana . Yüzümde kocaman bir sırıtış ile '' o zaman ben kalkayım hazırlanayım. Size afiyet olsun. '' diyerek koşturarak odama çıktım. Dolabımın başına geçtiğim de gözüme ilk ilgi çekici olan şeyleri - kareli gömlek , göbeği açık uzun kollu bir tişört- alıp giyinmeye başladım. İnce çoraplarımı bacaklarımdan geçirdikten sonra boynuma uzun kolyelerimi taktım. Göz kalemi çekip dudağıma borda renk ruj sürdüm. Saçlarımı tarayıp yana doğru attım. Hazırdım. Deri çeketimi, güneş gözlüğümü ve çantamı alarak odadan çıktım. Annem salon da Minel ile oyun oynuyordu. Yanlarına gittiğimde Minel hemen ellerini bana uzattı. Onu kucağıma alıp burnunu öptüm. Gülümsemesi hoşuma gidiyordu. Onu mutlu görmek istiyorum. Şimdi ve büyüdüğünde.

Dışarıdan korna sesi duyduğumda annemin yanağına sulu bir öpücük bırakıp ayakkabılarımı giydim. Kapıyı açtığımda Özgür bana doğru geliyordu. Beni kendine çekip kulağıma '' çok güzel olmuşşsun ,dayak yiyecek insanları çoğaltıyorsun.'' dedi. Yüzüm de hem şaşkınlık hem de sevinç ifadesi vardı. '' İltifat için teşekkür ederim ama kendimi koruyacak bir kızım ,kimseyi dövmeye gerek yok.'' dedim. Sevdiğim gülüşlerinden birini takınıp kapımı açtı. Emniyet kemerimi takarken o da arabaya binmişti. Arabayı çalıştırıp birden arabaları sollamaya başladı. Evimiz işlek bir caddedeydi. Bunu yapması güvenli değildi üstelik emniyet kemerini bile takmamıştı. ''Emniyet kemerini takar mısın ? '' diye sorduğumda ilk şaşkın bir şekilde bana bakıp sonra emniyet kemerini taktı. Kampüse geldiğimizde kimliklerimizi göstermemize fırsat vermeden bizi içeri almışlardı. Bu bana garip gelse de aldırmadım. Etrafıma bakındığımda benim gibi giyinen bir çok kişi gördüm ve bu biraz beni rahatlatmıştı. Hayatım boyunca üniversiteye gitmeyi hiç düşünmemiştim. Özgür elimi sıktığında düşüncelerden sıyrılıp ona baktım. Amcamın odasına ne zaman geldik bilmiyordum. Özgür kapıyı tıklatınca içerden sesini duydum. Kapıyı açarken bana '' maceraya hazır mısın ? '' dedi. Bu sözüne anlam veremeyerek odaya derin bir nefes alarak girdim.