*Eve Dönüş*

65 4 0
                                    

    Gözlerimi açtığımda yerde olmayı beklerken Özgür'ün üzerindeydim. Şaka yapmıyorum. Özgür sırt üstü yatıp benide üzerine yatırmıştı. İlk defa bu kadar yakındık. Kalkmaya çalıştığımda sarıp '' Uykum var Mine.Uyu.'' dedi. Ellerimi çeneme koyup onu izlemeye başladım. Bir süre sonra ciddiyim tam bir dakika boyunca guruldadı ve bu sayede Özgür gözlerini açtı ve ''Pekala ,kalk ve kahvaltı yap . İnsanı uyutmuyorsun ya '' diyerek eli  ile beni ittirdi.Yere düşerken ağzımdan ufak bir inleme çıktı. Popumu tutarak ayağa kalktım. Mutfağa girdiğimde '' Hayvan ! '' diye bağırdım. Kendime kahvaltı hazırladıktan sonra portakal suyumu alıp masaya oturdum. Kıtlıktan çıkmış insanlar gibi yerken Özgür içeri girdi. Kendine portakal suyu doldururken '' afiyet olsun '' dedi. Ben de '' günaydın uykucu '' diyerek kahvaltıma geri döndüm. Tam sucuklarımı yiyecekken Özgür tabağımı kendine çekip sucuklarımı yemeğe başladı. Ona kızgın kızgın bakınca bana sadece omuz silkti. Ayağa kalkarak kendime yeni sucuk yapmak için tavaya tekrar biraz yağ koydum. ''Gelen kimdi ? '' Sucukları keserken cevap verdim. ''Annem ve kardeşim. Eve dönmemi istiyormuş,böylelikle kardeşim benim gibi olmazmış . '' Sucukları tavaya koyunca portakal suyumdan bir yudum aldım. '' Ne yapmayı düşünüyorsun peki ? '' Bu sorunun cevabını kendime bile veremezken Özgür'e ne diyeceğimi bilemiyordum. En sonunda kendimden emin bir şekilde '' Gideceğim '' dedim. 

    Kahvaltımızı sessizce yaptıktan sonra birlikte bulaşıkları makinaya yerleştirdik.Bir saat tv izledikten sonra Özgür işlerinin olduğunu söyleyip gitmişti. Hala ona çok kızgındım. İlk başta bana herşeyi anlatması gerekirdi. Telefonum çaldığında arayan kişiye baktım. ''Annem.'' . Sandalyeye oturup aramyı cevapladım. ''Alo '' sesim garip çıkmıştı. ''Alo Mine ne yapıyorsun ?''    ''İyi oturuyorum sen ne yapıyorsun ? '' elimi çeneme dayadım. '''İyiyim ben de Minel'e bakıyorum. Kararını merak ettiğim için aramıştım da .'' Ayağa kalkıp odama doğru yürüdüm. Bavulumu olduğu yerden çıkararak '' Pekala 2 saate ordayım. Denemekten bir zarar çıkmaz değil mi ? '' diyerek dolaptan kıyafetlerimi çıkarmaya başladım. Annem  '' Peki bekliyorum. Baban evde değil '' dediğinde '' umrumda değil zaten. Hadi görüşürüz '' diye cevap verip telefonu yatağın üzerine fırlattım. Lazım olan şeyleri bavula koyarak fermuarını çektim. Saate baktığımda bir saat kaldığını gördüm. Kıyafet ayarlayıp duşa girdim. Çilekli jel ile rahatlarken ne yapacağımı düşündüm. Yeni bir hayata alışabilir miydim ? ya Minel ne olacak ? Aklımdaki buna benzer sorular ile yarım saatimi duşta geçirdikten sonra üzerime seçtiğim kıyafetleri ve ayakkabılarımı giyerek taksi beklemeye başladım. Gelen ilk taksiye binerek hatırlamak istemediğim ama yıllar geçse bile unutamayacağım adresi söylerek yoldaki beyaz-sarı şeritleri incelemeye başladım.  İçim de duygu karmaşası vardı ; Nefret,öfke,hayal kırıklığı,heyecan,mutluluk ve korku. Minel ile nasıl başa çıkacağımı  bilmiyordum mesela. Babamın nasıl davranacağını kestiremiyordum. ''Abla geldik. '' şoförün  sesi ile kendime gelirken arabadan inip bagajdan bavulumu aldım. Önümde ki villaya bakarken gözlerim dolmaya başladı. En son burdan parka gitmek için çıkmıştım. Burnumu çekip yürümeye başladım. 2 katlı yeşil-beyaz tonlardaki evimize baktım. Çiçekleri geçip kapıya geldim. Derin nefes alarak kapıya usulca vurdum , eğer Minel uyuyorsa uyandırmak istemiyordum. Kapı açılınca pijamaları ile kucağında huysuzca kıpırdanan Minel ile annem çıktı. Annem geçmem için kenara çekilince içeri girdim. ''Odan yine aynı yerde . Bende çay koyayım '' Annemin yönlendirmesi ile merdivenleri çıkmaya başladım. 

     Herşey aynıydı . Ev bizim için büyük olunca babam 3 odayı spor salonu,oyun salonu ve sinema salonu için kullanmıştı. Tek değişen şey spor odasının artık Minel'in odası olmasıydı. Odalarımız yanyanaydı. Çatı katına çıkıp ilk kapıyı açtım. En son gördüğümde barbie bebekli olsan odam şuan tam bir genç kız odası olmuştu. Odaya siyah ve lila renkleri hakimdi .Odamın içinde ki banyo ya girerek elimi yüzümü yıkadım.Aşağı indiğimde annem Minel'e artık susması gerektiğini söylüyordu. Yüzüme sahte bir gülücük yerleştirip mutfağa gittim. Sadece Minele karşı sevgili ve saygılı olacağıma emindim. Annem hem mutfağı topluyor hemde Minel ile ilgileniyordu. Gidip bebek masaından Mineli kucağıma aldım. Daha demin ağlayan bebek şimdi susmuş saçım ile oynuyordu. '' Çayını açık mı içersin ? '' annemin sorusu ile başımı evet anlamında salladım. Sandalyeye oturarak Mineli incelemeye başladım. Anneme benziyordu ve çok tatlıydı.İçimde ona karşı anlayamadığım bir duygu vardı . ''Mine akşam baban geldiğinde eğer bir şey der ise cevap verme lütfen. '' Gözlerimi Minel den çekip annemin üzerinde sabitledim. '' O da bir şey demesin o zaman anne .'' dedim. Annem çayından bir yudum alıp başını iki tarafa sallayıp '' Tutamaz ki o çenesini . Sen bari biraz hatırım var ise sessiz kal. Minel için. '' dedi. Minele baktığımda kafasını boynuma gömmüştü. İç çekişlerim arasında '' Minel için'' diyerek çayımı içmeye devam ettim. 

      Annem ile 2 saat boyunca konuştuktan sonra nihayet kendimi duşa atabilmiştim. Duştan çıktıktan sonra pijamalarımı giyip kendimi yatağa attım. Telefonum ile kulaklığımı alırken yatak ne kadar rahatmış diye düşündüm. Duman,Teoman ve Cem Adrian 'dan sonra babamın sesi ile irkilip yataktan kalkarak yavaşça odamdan çıktım. '' Neredeymiş benim güzel kızım. '' olduğum yerde  çivilenmiş gibi kaldım. Bana böyle seslenmesini çok özlemiştim ama nefretim ağır basıyordu. Merdivenleri yavaşça indikten sonra onları izlemeye başladım. Babam Mineli kucağına alıp zıplatmaya başladı. Minel kahkahalar attıkça bende gülümsediğimi fark ettim. Babamın gülümsemesi benim tarafıma dönene kadar sürmüştü. Biraz bekledikten sonra ağzından çıkan kelime ile gözyaşlarımın akması bir oldu. '' Kızım .'' 

ÖzgürlüğümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin