Zemherir , cehennemin en soğuk yeri.Kalbimi yakıp gömdüğüm cehennemin adı.Zemherir içimdeki çocuğu ateşte yaktığım ve tabutuyla birlikte gömdüğüm o yer.
Cansız bedenimin yattığı tabut orda buz tuttu.Kalbim orda buz tuttu.Biz orda donduk kanayan kanatlarına sığındığım adam...
Efken karanlığı kendine ev bellemişti.Onun karanlığına hiç bir ışık sızabilecek kadar güçlü değildi.O karanlık ışığı yutup kasıklarında kaynayan ateşle yakıyordu.
Bu gün Efkenin...kanatlarının altına sığındığım adamın doğum günü değil.Bu gün Efkenin hayallerinin elinden alındı,çocukluğunun öldürüldüğü o gün.
Bir meleğin kanatlarının sesi bulutların arasından ninni gibi mırıldandı.Meleğin kanadından düşen beyaz tüy kalbimin üstüne düştü.Tanrı kanatlarıyla söktüğüm kalbimin etrafını sardı .
Yağmur damlaları yavaşça saç diplerimi ıslatmaya başladı.Şuanda yağmur çişeliyordu.Kelebekler vadisine düşen yağmur tüm kelebekleri mağrasına mühürledi."Kelebeğin kanatları erirse uçamaz ve o kayalıklara çakılır."
Beynimin içinde tur atan bu fısıltı tüm tüylerimi diken diken etti.Efkenin gözlerinin içine baktım.İçeride saklanan küçük bir erkek çocuğu can çekişiyordu.Orda...tam gözlerinin içinde kanlar içinde yatıyordu.Kanın dudaklarımın arasına sızsın,
Kanın bana şarap olsun.
Kanın kanıma karışsın.
Biz o karanlıkta birbirimizin yaralarını saralım.Biran o gözlerin içine bakmak kalbimi bir yolun ortasına altımış ve o yoldan geçen araçların kalbimin üstünden geçtiğini hissettirdi.O gözlere bakmak kalbimi sızlattı.Gözlerimi kapattım.
Geçmişe saklanmış kimsesiz bir erkek çocuğu ;tek başına dikiliyordu hemen karşımda.Üstünde beyaz ince keten bir gömlek ve altında beyaz kumaş bir pantolon vardı.
Kıyafetleri yangın izleriyle doluydu.Siyah kısa saçları darmadağınık duruyordu.İs lekeleri açık renk tenine mühürlenmişti.Simsiyah gözleri is lekelerine rağmen dikkat çekiyordu.Gözlerimi daha sıkı yumdum.Şimdi hemen yanında siyah saçları hahif dalgalı duran, beyaz elbisesinin üstüne kırmızının mührü vurulmuş bir kız çocuğu dikiliyordu. Kilotlu çorabı parçalanmıştı,yırtıktan içeri sızan ruzgar sanki kızın açık yarasını sızlatmış gibi yüzünü buruşturdu.
Gözlerimi açtığımda Efken hemen karşımda dikiliyordu.Aramızda sadece iki karış mesafe vardı,verdiği nefes saç diplerimi yalayıp geçiyordu.Yavaşça eğildiğinde burnunun ucu burnuma değdi işte o zaman tüm kanımın damarlarımdan çekildiğini hissettim.
Derin bir nefes aldıktan sonra verdiği nefes sus çizgimin üstünde asılı kaldı.Karnımın içinde garip bir his tüm organlarıma bulaşıp o yakıcı hissi tüm vücuduma bahşediyordu.
Yanaklarımın ısındığını hissettim.Gözlerimi kaldırıp ona baktığımda gözlerimin içine o kadar dikkatlı baktı ki o an zaman durdu.
Zamanın saklandığı mağra örümcek ağları ile örüldü.Zaman bir yırtık yarattı ve bizi o yırtığın içine çekti."Sen istemediğin sürece sana asla dokunmam bunu biliyorsun değil mi?Anlını anlıma yasladığında kurum siyahı saçlarının arasından kayıp giden su damlası anlımı ıslattı.
"Biliyorum" diye mırıldandım.Yavaşça anlını anlımdan ayırdığında afallasamda kısa sürede toparlanmıştım.İçimdeki ahlaksız duygu şuan Efkenin dudağına yapışmam için beni durmadan dürtüyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bazı Aşklar Yarım Kalmalı
Подростковая литератураMiranın hayatına aniden giren bir adam onun hayatını altüst eder.Kısacık bir sürede birbirine alışan ikiliyi geçmiş vurmaya çalışırken birde şimdi yaşadıkları olaylar eklenir.Genç adam kız için herşeyi göze alır ve büyük aşkın ipleri bu ikiliye düğ...