Asansör

30 1 0
                                    

Acıların saklandığı yerden çıkıp deştiği yaralarım kanamaya başladı.Canım yanmıyordu ama ruhsal olarak çökmemi sağlıyordu.Kanıyordum ama susuyordum.

"Şaka yapıyorsun demi?"Suratına yayılan şaşkınlık gitgide büyüyordu.Gözlerinin içinde yeniden harlanan ateşi göre biliyorum.Harlanan ateş yeniden yanmaya başlıyordu."Şaka yaptığım filan yok."gözlerinin içine bakarak söylerken dudaklarımdan ayrılan kelimelerin kanatları kırılıp yere çakılıyordu.

Gözleri kahverenginin alabileceği en koyu tonunu alıyordu."Bana staj yapıcağım şirketin yaşlı bunağın tekine ait olduğunu söylemişlerdi."söylediği şeyin farkına varınca yüzünü esir almış kırmızılık yanaklarını yavaş yavaş ele geçiriyor.

Gözlerini iri iri açtı ve yüzünü camdan tarafa çevirdi.Kolumu direksiyona koydum ve kaşlarımı alayla havaya kaldırdım"Yaşlı ve bunak öylemi?" utançtan küçülüp arabadan kaybolucakmış gibi koltuğun üstüne sindi.Yüzü hâlâ şirketin kapısına bakan camdan dışarı bakıyordu.

"Sana soru sordum ve cevabımı alamadım." sesimde ki alay bir çığ gibi büyüyüp Miranın üstüne yuvarlanıyordu.Gözlerini camdan çekip yavaşça bana çevirdi"Ağzımdan kaçtı." sesi utançtan kısık çıkmıştı.Direksiyonun üstünde duran kolumu direksiyona biraz daha bastırdım ve yüzümü yüzüne yaklaştırıp aramızda ki mesafeyi kapattıp.

"Gördüğün üzere ne yaşlıyım nede bunağım.Aksine yakışıklı,karizmatik,zengin ve gencim."Gözlerini devirip konuştu"Kendini beğenmişin tekisin." dedi hırlar gibi çıkan sesiyle.Yüzümü yüzüne biraz daha yaklaştırdım artık verdiği nefesi tenimin üstünde hissede biliyordum.

Sıcak ve bir o kadarka vahşi bir nefes verdi.Gözlerini kaçırıp geri çekildi ve ardından ellerinden biri kapının kolunu sıkıca kavradı.Kapının kolunu yavaşça kendine çektikten sonra kapı açıldı.Kapının açılmasıyla birlikte içeri dolan soğuk hava tenime küçük küçük ıdırklar bırakıyordu.

Ayağının birini arabadan dışarı çıkardı ve ardından diğer ayağıda onu takip etti.Dışarı çıktığında esen rüzgarla birlikte saçlarıda rüzgarın estiği yöne doğru uçuştu.Ona biraz bol gelen siyah kazağın altına giydiği siyah pantolon ikinci teni gibi sarmıştı bacaklarını.Siyah kazağın üstüne giydiği siyah deri ceket ve pantolonunun altına giydiği siyah botlarla salaş ve asi bir görüntü sergiliyordu.

Dümdüz siyah saçları rüzgarla birlikte dans etmeye devam ediyordu.Siyah saçlarını kulağının arkasına ittirip kafasını biraz eğdi ve konuştu"Teşşekkür ederim"dedi hoş bir tınıyla.Suratına bakıp sadece kafa sallamakla yetindim.Kapıyı yavaşça ittirdi ve kapı çarpma sesiyle birlikte kapı kapandı.Sırtını dönüp küçük adımlarla şirketin kapısına yürümeye başladı.

İki kolunu birbirine bağladıktan sonra deri ceketin yüzeyini sıvazladı.Adımlarını büyütüp daha hızlı yürümeye başladı.Her adımında ayağının altında ki zemin onun topukları altında eliyordu.Şirketin kapısının önüne geldi, kapıların kanatları iki tarafa kaydı ve açıldı.Kapıdan içeri bir adım attı ve ardından görüş alanımdan çıktı.

Gözlerimi arabanın ön camına   çevirdim ve ardından  karşı kaldırımda ki  boş yere park ettmek için arabayı çalıştırdım.Motordan yükselen ses ile kaldırımlar aracın altında ezilidi.Arabayı boş olan yere park ettikten sonra kapıyı açıp aracın içinden indim.Aracı kitlemek için araba anahtarına bastım ve ardından cipten küçük tık sesi yayıldı.

Hızlı adımlarla şirkete doğru yürümeye başladım.Yanımdan bir kaç araç geçsede önemsemeden yürümeye devam ettim.Şirketin önüne geldiğimde siyah kanatlı kapılar yavaşça açıldı.İçeri girerken kapının üstünde bulunan kılimadan yayılan sıcak hava saç diplerimi ısırıp, yalıyordu.

Bazı Aşklar Yarım KalmalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin