Bölüm 1: Yasak Bölge

29 9 15
                                    

Dizlerimin üstüne kadar gelen beyaz elbisenin eteklerini tutarak yatakta doğruldum. Heyecandan uyuyamadığım gecenin ardından hiç yorgun hissetmiyordum çünkü hâlâ çok heyecanlıydım. Elimi kalbimin üstüne koymak için götürdüğümde elbisemin göğsüme denk gelen kısmının tam ortasındaki, ortasında siyah bir kalp olan fiyonk parmaklarıma değdi. Kıkırdayarak biraz onunla oynadıktan sonra ince askıları düzelttim ve üst kısmında fiyonk, iki tarafı da sıkı, şişkin duran küçük parçayı biraz aşağı çektim. Büyük bir hevesle büyük yatağımın üstünden atladım. Biraz ayaklarım acımıştı ama heyecandan o bile umurumda değildi.

Koşup makyaj masamın önündeki tabureye çıktım ve aynaya baktım. Karışmış saçlarımı görüp çekmeceyi açtım ve içerisinden tarağı çıkardım ancak titreyen ellerim yüzünden tarak yere düşmüştü. Gülümseyen yüzümle eğilip tarağı aldım ve taramaya başladım. Ellerimin titremesi arttığında düzelteyim derken daha fazla bozduğumu fark edince "Yeri!" diye seslendim.

Kapıyı çalarak içeri girdiğinde halimi gördü. Gülümseyerek yanıma yaklaştı ve annemin vermediği şefkati vererek, acıtmadan karışmış saçlarımı taramaya başladı. Koyu kırmızı gözlerimle, beyaz saçlarıma tarağı sürmesini izledim.

Saçlarımı aralıklı olacak şekilde kahkül bıraktı, uzun saçılarımın bir kısmını aldı, hafif ön tarafta ikiye ayırdı ve kıvırıp bağladı. Başımın üstünde fare kulakları gibi iki yuvarlağım olmuştu. Sevinçle ellerimi çırpıp kapıya koştum. Önüme geçip beni durdurduğunda kaşlarımı çattım. "Hey hey hey, orası yasak bölge! Doğum günün için heyecanlı olduğunu biliyorum ama annen özellikle inmeni yasakladı. Hazırlıklar bittiğinde, pastan geldiğinde inecekmişsin."

Başımı yere eğip salladım. Elini başıma koyup iki kez dokundu, sonrasında kapının kapanma sesi geldi. Kapalı gözlerimin kirpiklerinin ıslandığını hissettim.

Benim lanetimin o güzel süslere bulaşacağını düşünüyordu.

O parti benim için bile değildi, sosyeteden olan insanların gözünü boyamak içindi. Lanetimle onları bozmamam için beni kendi doğum günü partime bile indirmeyebilirdi, 6 sayılı mumumu üfletmeyebilirdi.

İndirmeyecekti, üfletmeyecekti.

Burada, tek başıma ve ağlayarak doğum günümü geçirecektim. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi lanetli olduklarını söylediği koyu kırmızı gözlerimi silecek ve yanına gidip gülümseyecektim.

Benim için yasak bölgeler bitmeyecekti.

⫷〄⫸

Gece olduğu için oldukça rahattım, dışarıdaydım. Şafak sökmeden önce alanıma ulaşmamın zor olmaması için dağa yakın ormanlık bir arazideydim. Uzaklarda çitler ve çitlerin etraflarında geceyi yapay ışığıyla aydınlatan lambalar vardı. Ben bu lambaları sevmezdim. Ayın ve yıldızların ihtişamlı geceyi aydınlatması varken bu yapay sarı topların ışık yayması sinirimi bozuyordu. Bir süre öylece durdum ve gökyüzünü izledim. Simsiyah... Gecenin asaletinin gökyüzü...

Etrafta kimsecikler yoktu, ağaçlık alanda tek başımaydım. Umarım şafağın söktüğünü buradan görebilirdim, aptal bir unutkanlık yüzünden ölsem komik olurdu.

Kucağımda tuttuğum defteri kolumun arasına aldım ve gözüme kestirdiğim bir ağacın altındaki sivri dalları elimle kenara koyduktan sonra yavaşça ağacın altına oturdum. Sırtımı ağaca yaslayıp dizlerimi kendime çektim ve defterimi kucağıma aldım. Sayfaları yavaş yavaş çevirdim, boş bir sayfasına geldim. Defterin arasından siyah mürekkepli kalemimi çıkarttım ve gözlerimi kapatıp bir süre düşündüm.

Avlar ve AvlanacaklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin