7 "Hatırlıyorum"

57 4 1
                                    

Başımdaki ağrıyla hareket etmekte oldukça zorlansam da hayır yeniden onun tuzağına düşmeyecektim.

"Sanırım senden daha fazlasıyız." dedim Monika'ya doğru. Siniri arttıkça karşı çıkmam da daha çok zorlaşıyordu ama direnecektim. Ne olursa olsun. Bunu ona, onlara borçluydum. Ayakta durmakta oldukça zorlanan Natsuki'yi sıkıca tuttum. Ondan beklediğimden daha fazla dayanmıştı.

Yuri haklıydı. Bunu daha önce durduran bendim ve yine ben durduracaktım. Çok değil bundan yalnızca bir ay önce...

Yine denemişti. Onu benden yine almak istemişti.
○○○
21 Kasım 2018
~
Sabah garip bir heyecanla uyanmıştım. Bu yılın başında Sayori'nin zorlamasıyla ve elbette kulüpteki kızların oldukça güzel olmasının etkisiyle, gerçi Sayori olmasa hiçbiri umrumda olmazdı, bu edebiyat kulübüne katılmıştım. Ve haftalarımı buna harcadığıma inanmakta hala zorlanıyordum. Ve bugün de üstünde oldukça uğraştığımız şiir okuma günüydü. Şiirlerden çok Natsuki'nin cupkekleri için heyecanlıydım gerçi.

Okula gitmek için Sayori'yi bekliyordum ama her sabah buluştuğumuz noktaya bir türlü gelmedi. Merak edip kapısına gittim ama kapıyı kimse açmadı. Belki de erken kalkıp gitti diye düşündüm içimden. Heyecandan beni beklemeyi unutmasına şaşırmazdım bile.

Ama okula vardığımda orada yoktu. "Elbet gelecektir." dedi Monika. "Endişelenme Danny." Başımı iki yana salladım. "Bana öyle seslenme." Bozulmuş gibi görünüyordu, bir şey demeden uzaklaştı. Şu anda kafaya takacağım son şey onun garip tavırlarıydı.

Bu noktada başımda dayanılmaz bir ağrı hissetmeye başlamıştım. Nedenini bilmediğim bir anda keskin bir şekilde gelişen bu ağrı beni oldukça zorluyordu. Sanki ağrıdan daha fazla gibiydi, kafamın içindeki bir şeyler beynimi delip geçiyor gibi hissettim. Bugünü mahvedecek bir şeye sebep olmak istemiyordum.

O sırada içeriye Natsuki girdi. Elinde kocaman bir tepsi kek tutuyordu. "Çok güzel kokuyorlar!" dedim ve bir tane almak için uzandım ama elime vurdu. "Tören başladığında bir tane alabilirsin." Dudağımı büzüp biraz yalvarsam da işe yaramadı. Sonrasında da pes edip töreni beklemeye karar verdim.

"Sayori'yi gördün mü? Sabah evde bulamadım, okulda da yok." Natsuki başını hayır anlamında iki yana salladı. "Belki Yuri görmüştür. Yan sınıfında şiirine çalışıyordu. Ona sor."

Sınıftan çıkıp Yuri'nin yanına gittim. Oldukça düşünceli görünüyordu. Ama bu onun her zamanki hali olduğu için umursamadım. "Yuri, Sayori'yi gördün mü? Hiçbir yerde bulamıyorum." soruma karşılık bana endişeli bakışlarla baktı. "Hayır, ama..." bana elinde tuttuğu şiiri verdi. "Bu Sayori'nin şiiri."

Verdiği şiiri okuduğumda gözlerime inanamamıştım. Bunu Sayori yazmış olamazdı.

"Çık kafamın içinden...

(...)

Ama şiir asla bitmez
Sadece ilerlemeyi bırakır."

Şiiri aldığım gibi okuldan çıkıp Sayori'nin evine koştum. Ben eve yaklaştıkça başımdaki ağrı artıyormuş gibi hissediyordum ama aptal bir ağrı yüzünden duramazdım.

Sayori için bu ağrıyı bir ömür de çekebilirdim.

Evin önüne geldiğimde kapıyı kırarcasına yumrukladım ama kimse açmıyordu. O an küçükken kullandığımız yedek anahtarlarını hatırladım. Bir saksının altına koyuyorlardı. Kapının önündeki bütün çiçekleri kaldırıp altına baktım. En sonunda anahtarı bulduğumda ellerim titriyordu. Sanki bir şey beni geri çekiyordu. Ama hayır, Sayori'ye ulaşmak her şeyden daha önemliydi.

Kapıyı açıp içeri girdim. "SAYORİ!" bağırarak odasına koştum. Gördüğüm manzarayla hem korkmuş hem de bir süre kendime gelememiştim.

Kendini tavana asmıştı. Hızla koşup onu indirdim ve nabzına baktım. "Şükürler olsun..." Hala hayattaydı.

"Lütfen Sayori.. Aç gözlerini..." Yere oturup onu dizime yatırdım. Bir elimi nabzından çekmiyor yaşadığına emin olmaya çalışıyordum. Bir süre sonra gözlerini araladı.

"Dan..." ona buruk bir gülümsemeyle baktım. "Özür dilerim Sayori acı çektiğini fark etmediğim için özür dilerim.. Seninle yeterince ilgilenemedim, ben..."

"Sessiz ol, Danny.." Yavaşça doğrulup kollarını bana sardı ve teşekkür etti. Boynundaki izin çok derin olmamasından anlıyordum ki oldukça erken gelmiştim. Ya gecikseydim... O zaman ne olurdu?

"Teşekkür etmene gerek yok.. Sadece beni bırakmaya çalışma." Ben de ona sıkıca sarıldım. Bu sarılmanın etkisiyle olabilir miydi bilmiyorum ama bir anda gelen baş ağrım tam o anda kesilmişti.
○○○
~
Şimdi her şeyi hatırlıyordum. Bunu ona yaptıran, Yuri'ye ve Natsuki'ye de aynısını yaptıran Monika'ydı. Ama günün sonunda bunun sadece bir oyun olduğunun ikimiz de farkındaydık. Aslında yalnızca ikimiz farkındaydık. Ama artık oyuncu yeniden bendim.

"Teşekkür ederim." dedim kollarımın arasında direnmeye çalışan kıza dönüp. "Daha fazla kendini zorlama bundan sonrasını ben halledeceğim. Sizi kurtaracağım."

"Emin misin Dan?" dedi zorlanarak konuştuğu ses tonundan bile belli olurken. Monika'ya öfkeyle bakarken başımı salladım. "Hiç olmadığım kadar."

Natsuki kendini yere bırakırken bakışlarımı Monika'dan çekip ona döndüm.

"Lütfen.. Ona, onu sevdiğimi söyle."

☆☆☆
Yks 2022 bana yazı yazmam için ilham olunca bu kitabı bitirmeye karar verdim çsödmdnfnd

Sonraki bölüm final :)
~Aria

Sadece Sayori //Doki Doki Literature Club//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin