18. Bölüm (Final)

4.1K 155 14
                                    

  Ayağı halıya takılıp düşen Deniz'e bakıyordum birkaç dakikadır. Ağlıyordu. Müdahale etmedim. Kendisinin kalkmasını bekledim. Bir süre öylece ağladı. Beni çağırıyordu ama duymuyordum onu. Dalgın bir şekilde boş boş bakınıyordum. Babamın söylediklerini düşünüyordum. Haklı olabilirdi. Onu hayata hazırlamam lazımdı. Yapmaması gereken şeyler vardı. Beni kötü bilse de olurdu.

  Babam tüm enerjimin yanında hislerimi de sömürmüştü. Bu hissizlik daha ne sürdü bilmiyorum. Bir gün o hislerimi yeniden kazanacağıma inandım ve kazandım da ama beni eskiye döndürmeye yetmedi.

Anthony geldi. Onu kapıda ilk gördüğümde bazı hisler yeniden yeşerdi içimde. Eskisi gibi değildi, ama hissizlikten çok daha iyiydi. Muhtemelen sadece benim için gelmemişti.

"Bu evi nasıl buldun?" diye sordum.

"Buradakilere seni sordum. Haberin olsun buralarda çok tanınıyorsun." Aslında Anthony'i görmeyeli Türkçesi epey bir zayıflamıştı.

"Neden geldin ki?"

"Sadece sizi görmek istedim. Oğlumuzun nasıl olduğunu merak ettim." Beni yavaşça göğsüne sardı. Kokusunu burnumun derinliklerinde hissettim. İç çeke çeke ağladım. Gözyaşlarım ıslattı üstünü. Kalbimin pası çözündü, tekrardan atmaya başladı. O aşk denen karmaşık duyguyu hissettim. Yeniden canlanmış gibi... Dudaklarımı dudaklarına değdirdim.

  Ondan ayrıldıktan sonra etrafa bakındım. Kızın şok içinde bize baktığını gördüm. Anthony de ona bakıyordu. Cidden evlendiğimi düşünmüş olabilir miydi? Şimdi hangisine açıklama yapacaktım? Beni bir erkekle öpüşürken gören sözde eşime mi yoksa benim yaşadığım evde hamile bir kız çocuğu gören Anthony'e mi?

"Bu kız kim?" diye sordu Anthony.

"Maalesef beni küçücük bir kızla evlendirdiler. Yanlış anlama benden hamile değil," diye fısıldadım kulağına.

"Senin sorunun değil, dert etme." Yanağımdan öptü. Küçük kızın karşısında bunların yapılması ne kadar doğruydu bilinmez... "Merhaba ben Anthony." Kız biraz çekindi, korkmuş görünüyordu.

"O sana zarar vermez," dedim.

  Utana sıkıla yaklaştı kız ona: "Ben de Semra."

"Deniz nerede?" diye sordu Anthony. Onu Deniz'in yanına götürdüm. Bütün gün onunla vakit geçirdi. Doya doya ilgilendi onunla. Hatta birkaç gün daha kaldı. Gitmesini istemedim ama o gitmek istedi. Giderken bana bir kağıt verdi ve kağıtta şöyle yazıyordu;

"Kendine ve oğlumuza iyi bak. Seni Rusya'ya ve kalbime tekrardan davet ediyorum..."

Veee son... Ayy özel bölüm atasım bile geldi cidden.

Kalbe Davet (Mpreg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin