7- Siren

324 63 236
                                        

🧜🏼‍♂️

Yeosang zeki olduğunu düşünmeyi severdi. Her daim bir konuda yaptığı tahminde haklı çıkar ve çoğu iddianın galibiyetini elde ederdi. Yunho ile birlikte en çok galibiyet alan ikili olarak namlarını büyütüyorlardı. Bu nedenle bir tahmininde daha yanılmadığında gururla gülümsüyordu.

Kaptanın çayı bitirdikten sonra aniden bayılmasıyla birlikte şoka giren Mingi ve San ikilisi panikle Yeosang'dan bir şeyler yapmasını istemiş, o sadece sırıtmakla ve kendiyle gurur duymakla meşgulken yaygara çıkarmışlardı. Öyle ki sesler Seonghwa'yı bile baygınlığından sıyırtmıştı.

Yeosang'ın kaptanı öldürdüğünü iddia eden Mingi'yi kontrol altına almaya çalışan kişi Jongho'ydu. En gençleri kaptanın baygın olduğu bu durumda bile sakinliğini koruyarak Yeosang'ın asla böyle bir şey yapmayacağını savunuyordu. Eh, haksız sayılmazdı.

Güvertedeki tüm gürültünün kesilmesi ikinci kaptan olarak Yunho'nun olaya el atmasıyla olmuştu. Herkesin sesini derhal kesmesini söyleyip gerekli açıklamayı Yeosang'dan alabileceklerini umduğunu belirtmişti. Cadı da onu onaylayınca ortada bir sorun kalmamıştı.

"Öncelikle.." diyerek başladı konuşmasına. "Onu öldürmedim, sadece bayılttım." Kendisine odaklanan sorgulayıcı bakışlara gülümseyerek karşılık vererek devam etti. "Çünkü çok sevgili kaptanımız, arkadaşımız, bir siren tarafından büyülendi. Bu yüzden bu kadar vahşi ve bu yüzden son zamanlarda Wonderland fikrine çok daha fazla takıntılı."  Wooyoung'un derin nefes alma sesi onu böldüğünde cadı ona güven verici şekilde gülümsedi. "Neyse ki çaresi var ve hepiniz bu konuda bana yardım edeceksiniz."

Arkadaşlarından onaylayan mırıltılar aldığında San'dan kaptanlarını kucağına almasını ve hücrelere kadar kendisine eşlik etmesini istedi. Gencin karışan kafası çok net belli olsa da cadı ona bir açıklama yapmadı.

İkili arkalarından kendilerini takip eden diğer arkadaşlarıyla birlikte boş hücrelerden birine girdiklerinde cadının yaptığı ilk şey kaptanlarını bağlamak oldu.

"Büyüyü uyanınca yapmam gerekiyor ve büyüyü fark ettiğimizden dolayı bize saldırmaya kalkışabilir. Teknik olarak onu büyüleyen sirenin etkisinde. Yani karşı koymaya çalışacaktır." Arkadaşlarına bir bakış attı. Hepsinde gergin bir sırat ifadesi vardı. "Büyü biraz canını yakıcak. Bilirsiniz, sanki beynini kazıyormuşuz gibi olacak. En azından Seonghwa'nın huzur bulacağını düşünerek teselli bulabiliriz."

"Seonghwa'yı ne yapacağız? Hongjoong Hyung en son yemek vermemize izin vermemişti. Bir günden fazladır hiçbir şey yemedi, susuzluğuyla birlikte bu ona büyük bir işkence ediyor olmalı."

Yeosang sıkıntılı bir nefes verdi ve Yunho'ya döndü. Kaptan emir verecek durumda olmadığında yerine karar vermesi gereken kişi 2.kaptan olarak ondaydı. Uzun boylu çocuk bir süre yere bakarak düşündükten sonra Wooyoung'a dönüp "Onu doyurmayacak, ama tam olarak da aç kalmamasını sağlayacak kadar yemek verebilirsin. Ne olur ne olmaz diye tamamen doyurmanın yanlış bir karar olacağını düşünüyorum. Tekrar kaçmaya çalışabilir veya bize saldırabilir, kaptan bu haldeyken hiçbir şeyi riske atamayız." dedi. Wooyoung anında kafasını sallayıp odadan ayrıldı.

Şimdi odadakilerin yapması gereken tek şey kaptanın uyanmasını beklemekti.

🧜🏼‍♂️

"Demek siren ha?"

Wooyoung yemek getirmek için odaya girdiği anda duyduğu şeyle irkildi. Bazen kendisi de bir deniz adamı olmasına rağmen ne kadar gelişmiş duyuları olduğunu unutuyordu. Yine de pembe saçlıyı onayladı. Bilmeye hakkı olduğunu düşünüyordu, teknik olarak tutsak olduğunu bilse de.

horizon : seongjoongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin