İyi okumalar<3
Pjm:
Seokjin selam
Uyudun mu?
Sokjin:
Hayır valizimi topluyorum
Ne oldu?
Pjm:
Şey
Saat çok geç farkındayım seni rahatsız etmek istemezdim ama
Sokjin:
Geveleme jimin
İşim var hadi
Pjm:
Gitmeden Namjoonu görmek ister misin
Sokjin:
Ne
Pjm:
Namjoon yanımda ve baya içmiş
İstersen gelebilirsin
Son günün ve biliyorum ona veda etmeden gitmek istemiyorsun
Sokjin:
Geliyorum hemen
Neredesiniz
Of jimin çok teşekkür ederim
Niye bana böyle bir iyilik yapıyorsun bilmiyorum
Sana hiç iyi davranmadım ki ben
Pjm:
Namjoondayız
Teşekkür etmene gerek yok unut gitsin
Sadece empati kurdum
Aşık olduğum adama veda etmeden gitmek istemezdim
Yani eski aşık olduğum
Neyse görüşürüz
•
Seokjin hızlı adımlarını Namjoon'un evine doğru atarken pijamayla çıkmış olmayı umursamıyordu. Namjoon kendisini asla kabul etmezdi ve böyle bir fırsatı varken onu görmeliydi, zaten son fırsatıydı. Bir sokak geçtikten sonra Namjoon'un evine ulaştı, komşu olduklarına seviniyordu gerçi artık pek bir önemi yoktu ya neyse.
'Giderken üstünü örtmeyi unutma Jin. Ben eve geçiyorum şimdi.'
Kendisini bahçede karşılayan Jimin'e başını salladı, aralık bırakılmış kapıdan girmek üzereyken duraksadı ve arkasına döndü. Jimin yavaş adımlarla kaldırıma geçmişti. Sokak lambasının tam altındaydı şimdi.
'Jimin!'
Jimin durup ona baktığında gecenin karanlığından dolayı yüzündeki buruk gülümsemenin görünmemesine seviniyordu Jin.
'Teşekkür ederim.'
Jimin cevap vermeden sadece gülümseyip elini salladığında Jin daha fazla vakit kaybetmeden içeriye girdi. Son derece sessizlik hakim olan evde duyulan tek ses Jin'in ayak sesleriydi. Namjoon'un odasına ilerledi ve içeriye girip kapıyı kapattı. Işık sönüktü ama üzülerekte olsa yaktı Jin, son kez gördüğü aşkına iyice bakmak hatta her detayını kafasına kazımak istiyordu.
Yavaşça yatağa oturduğunda yüzüstü şekilde yatan Namjoon rahatsızca kıpırdandı. Üzerinde tişört yoktu, sadece şortunu giymişti. Şiş olan gözaltlarını gördüğünde kalbinde hissettiği sıkışma hissi ile gözleri doldu Jin'in. Ellerini Namjoon'un saçlarına götürdü,hala yumuşacıktı. Saçlarını okşarken bir yandan da elinin tersiyle yanaklarından süzülen yaşları siliyordu. Elinden geldiğince sessiz kalması gerekti, aksi takdirde Namjoon uyanırsa kendisini evden kovacaktı biliyordu.
'Işık.'
Namjoon rahatsızca homurdandığında Jin ellerini çekti. Birkaç dakika sonra nefesi düzene girdiğinde tekrar daldığını anladı ama bu sefer yanına uzanmıştı Jin. Adeta taptığı yüz hatlarına olabildiğince yakından bakmak istiyordu, sahi en son ne zaman bu kadar yakından inceleyebilmişti ki yüzünü?
Elini kaldırıp Namjoon'un yanağına koydu ve okşadı, bir yandan görüşünü bulanıklaştıran yaşları siliyordu. Sesini olabildiğince düşük tutarak konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Left Outside Alone 'yoonmin' ✔
أدب الهواة'Umursamaz küçük adam, belki bir gün beni anlarsın.' #texting Yoonmin#1 /02.05/ Namjin#1 /26.05/
