Selamlar efenimm❤︎
Bir kitap okuyorum... üfff❣︎ Çok güzel yah! Ama bitmek üzere keşke 1000 bölüm olsa...
❥︎❥︎❥︎❥︎
Elimdeki tepsi ile uzun boylu, kas yığını olan adamın yanına gidiyordum. Aslan ve Barış davetliler ile birlikte alt kattalardı. Ben ve benim yaşımda olan beş kişi daha V.I.P kat dedikleri yerde koltuklara kurulmuş adamlara hizmet ediyorduk.
Adamın yanına varıp tepsiyi biraz eğdim. Adam adını bilmediğim içki türünü eline aldı. Karşısında oturan adam ile konuşurken bakışları saniyelik olarak bana kaydı. Buradaki adamların hepsi birbirinden korkutucu görünüşlere sahiplerdi.
Mesela şuan karşıda oturan yüzü yaralı adam gibi! Adamın gözünün altından başlarıp boynuna kadar uzayan bir yarası vardı.
Tüylerim bu garip ortam karşısında diken diken olmuşlardı.
"Doruk, şimdi tam on beş dakikan var. Yakalanmadan adamın odasına gir ve kasayı aç. Benim işim yirmi dakikaya biter seni almaya geleceğim."
Barış'ın sesi kulağıma dolduğunda irkildim. Fark eden var mı diye etrafa baktığımda herkesin bir konu üzerine tartıştığını fark ettim.
"Abi, Aslan denen iti neden davet ettin?"
Aslan mı?
"Geçen hafta girdiğimiz ihaleyi onun yüzünden kaybettik oğlum. Yakasını kolay kolay bırakır mıyım sanıyorsun? Bugün Aslan Zanoğulları bu dünyaya elveda diyecek."
Aslan'ı öldürmeyi planlıyorlardı! Kalbim hızlanırken bu odadan çıkmak için ne yapabilirim diye düşündüm. Aklıma gelen fikir ile ayağım kaymış gibi yapıp içki bardaklarının hepsini üzerime döktüm.
Odadaki tüm bakışlar bana dönerken orta yaşlı, dinç bir adam koltuğundan kalktı. Yanıma gelirken, "Dikkatli olsana lan!" Diyerek bağırdı. Hemen üzgün bir ifade takınıp ayağa kalktım.
"Üzgünüm efendim."
Harika bir oyuncu olduğumu size söylemiş miydim?
"Çık git üzerini temizle. Sizde gelin şurayı temizleyin."
Hemen odadan çıkıp uzun koridorda adımlamaya başladım. Elimi kulağıma götürüp cihazın üstündeki düğmeye bastım.
"Odadan çıktım. Şimdi kasanın bulunduğu odaya ilerliyorum. Ve Barış, Aslan tetikte dursun. Bu gece onu öldürmeyi planlıyorlar."
Elimi kulağımdan çekip merdivenleri çıktım. Duvara yaslanıp kafamı biraz eğdim. Büyük kapının önünde iki koruma duruyordu. Kaşlarım çatıldı.
Bir an kendimi ajan gibi hissettim he.
"Tamam sen merak etme. Dikkatli ol."
Barış konuştuğunda o göremese bile kafa salladım.
Sırtımı duvardan ayırıp koridorda ilerlemeye başladım. İkilinin bakışları bana kayınca titrememeye çalıştım. Biraz sonra karşılarında durdum.
"Hayırdır?"
Sağ tarafta bulunan koruma konuşunda sesimin titrememesini umarak konuştum.
"Üstüme içki döküldü de lavabonun nerede olduğunu bilmiyorum. Gösterir misiniz acaba?"
Masum çıktığına inandığım sesim ile yüzlerine bakınca, daha demin 'Hayırdır?" Diyerek yükselen adam bir anda öne çıktı.
"Gel ben seni götürüyüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVGİ PAYLAŞTIKÇA GÜZEL / B×B×B
General Fiction"Babana söyle yarın seni istemeye geliyoruz." Aslan'ın bu söylemine karşılık göz devirerek güldüm. "Gelin, gelin ama gelirken emekli bir askerden dayak yiyeceğinizi bilerek gelin." Timuçin, elindeki birayı gökyüzüne kaldırıp, "Kayınbabama se...