Salam küs olduğum okurlar <(-,-)>
Eklemeden geçmek istemedim. Mabel Matiz'in 'karakol' şarkısını dinlemenizi öneriyorum!
Medyaya da koyuyorum.
♡♡♡♡
Gözlerimi yavaşça araladım. Karşılaştığım gri tavan ile birkaç saniye duraksadım. En son Aslan ve Timuçin'in ilân-ı aşkına dayanamayıp bayılmıştım.
Resmen bana aşk itirafı yapmışlardı! En son arkadaştık ayol yazar sabırsız biri galiba.
Kapının açılması ile bakışlarım odaya giren Timuçin'e kaydı. Uyanık bir ben görünce hemen yanıma geldi. Bende o sırada yumuşak yatakta oturur pozisyona gelmiştim.
"Doruk! İyi misin? Korkuttun bizi."
Timuçin'in endişeli sesi kalbimi hızlandırmıştı. Kocaman açmış olduğu gözleri, endişe ile ısırdığı dudağı ve elimin üzerindeki eli ile tekrar bayılabilirdim.
Gülümseyip, "İyiyim Timuçin, sakin ol." Dedim. Ayağa kalkıp gerindim. Hâlâ beni bekleyen Timuçin'e dönüp utana sıkıla, "Şey, ben biraz acıktım. Yani..." Timuçin anlamış gibi gülümseyip belimden tuttu.
Odadan çıkıp merdivenleri indik. Büyük bir mutfağa girdik. Aslan arkası dönük bir şekilde bir şeyler ile uğraşıyordu. Ayak seslerimizden olsa gerek arkasını döndü. Bakışları Timuçin'den bana kayınca gülümsedi.
"Günaydın."
Aynı enerji ile karşılık verdim. Ve o an kafama dank etti. Sabah olmuştu! Ve ailem benim bir partide olduğumu düşünüyorlardı. Bu sefer bir helva tadacaktı insanlar.
"Sabah olmuş ve ben aileme haber vermedim. Telefonum nerede?"
Aslan cebinden benim telefonumu çıkartıp bana uzattı. Telefonu alırken, "Merak etme. Abin arayınca bizimle olduğunu söyledim." Dedi. Rahat bir nefes aldım. Hayatımı kurtarmıştı aslanım.
"Geçin masaya. Kahvaltımızı edelim."
Aslan'ın konuşması ile masaya oturduk. O da ocaktaki tava ile gelip oturdu. Menemenin kokusu burnuma dolunca ağzım sulanmıştı. Kahvaltıya başladığımızda sessizdik. Birkaç dakika sonra bir boğaz temizleme sesi geldi.
Bakışlarım Aslan'a kaydı. Salatalığı ağzına atıp çatalı masaya koydu. Dikleşip yüzüme ciddiyet ile baktı.
"Dün konuştuklarımızdan sonra bizden nefret ediyor ya da iğreniyor musun?"
Nefret mi? Beni sevdikleri için neden onlardan nefret edip iğreniyim ki?
"Hayır. Asla sizden beni sevdiğiniz için nefret etmem. İğrenmem de."
Timuçin'in üzgün suratı dediklerim ile parladı. Aslan kafasını sallayıp devam etti.
"Peki, ne düşünüyorsun? Seni seven bu iki adama bir şans verir misin? İstemezsen anlarız tab-"
Hemen sözünü kestim. "İsterim." Kesindim. İstiyordum. İkisini görünce hızlanan kalbimi, sevgimi inkâr edemezdim.
İkilinin yüzü şaşkın bir hâl aldı. Bu kadar çabuk kalbul etmemi beklemiyorlardı tabii. Bunu da açıklamak istedim.
"İlk başta kendime kızdım. Sevgili olan iki kişiye karşı bir şeyler hissediyordum. Daha sonra yanlışlıkla konuşmalarınıza kulak misafiri oldum. Bana karşı bir şeyler hissetiğinizi duyduğumda aklım daha çok karıştı. Ve şimdi beni seven, sevdiğim insanların teklifini neden red edeyim ki? Bence deneyebiliriz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVGİ PAYLAŞTIKÇA GÜZEL / B×B×B
General Fiction"Babana söyle yarın seni istemeye geliyoruz." Aslan'ın bu söylemine karşılık göz devirerek güldüm. "Gelin, gelin ama gelirken emekli bir askerden dayak yiyeceğinizi bilerek gelin." Timuçin, elindeki birayı gökyüzüne kaldırıp, "Kayınbabama se...