'Bitter Çikolata'

731 66 188
                                    




Jimin için okul her zaman anlamsız bir yerdi boşa vakit kaybı olarak görüyor ve öğrendikleri bilgilerin gerçek hayatta işe yaramayacağını dile getiriyordu. Alfa arkadaşı Jungkook tam tersini savunurken Taehyung ikisinin arasındaydı.
Matematik ne işine yarayabilirdi ki?
Tamam çarpım tablosunu ilkokulda zaten ezberlemişti ve çarpma bölme toplama gibi basit şeyleri de biliyordu bence bunlar hayatına devam etmek için yeterliydi.

Sınıf arkadaşları harıl harıl üniversite sınavı için çalışıp hayal kurarken Jiminin aklı tiyatro sahnelerinde, kırmızı perdenin önündeydi.
İlk tiyatroya gittiği zaman on dört yaşındaydı, gizlice arkadaşlarıyla içeriye girmiş ve arka koltuklara oturup bitene kadar gözünü kırpmadan izlemişti.
Kendini o sahnede hayal etmişti insanların onu kendisinin izlediği gibi heyecanlı ve meraklı gözlerle izlediğini küçük çocukların hayran olduğunu...

Sahne bambaşka bir dünyaydı ona göre, o platforma çıkan tüm oyuncular bir anda parlamaya başlıyor ve tamamen bir başka kişiliğe bürünüyorlardı. Oynadıkları role anında girip kendilerini kaptırmaları çok başka bir boyuttu. Ve bunu herkesin önünde canlı bir şekilde yapıyorlardı.

Biraz önce matematik ne işine yarayabilir diye düşünürken şimdi aklından yeni gelen matematik hocasını atamıyordu.

"Adam ilk gününde ders işledi cidden inanamıyorum."

Taehyung elinde ki meyve suyunu masaya koyup söylenirken Jungkook evden getirdiği pilav ve kimchsini kaşıklıyordu. Jimin eli çenesinde yemeğiyle bakışırken Taehyung onun bu durgun halini fark edip koluna vurmuştu.

"Ne bu haller hasta mısın yoksa?"

Jungkook ağzındaki lokmayı hızla yutup omegaya döndüğünde ikisi de omegayı inceliyor ve hasta olup olmadığını 'kendilerince' anlamaya çalışıyorlardı.

"Bitter çikolata..."

Jimin ikisi orada yokmuş gibi mırıldandığında oturuşunu düzeltip arkasına yaslandı. Yüzünde başarmışlığın gülümsemesi varken arkadaşları hala anlamayan bakışlarla onu süzüyordu.

"Sen bitter çikolata sevmezsin ki?"

Jungkookun söylediği şeye omuz silktiğinde eliyle saçını düzeltip arkaya kulağının arkasına sıkıştırdı.

"Tadını sevmiyorum ama kokusunu seviyorum ve yeni gelin öğretmenimizin de feromonu öyle kokuyor. İlk başta anlamamıştım ama şimdi eminim!"

Taehyung gözlerini kısıp ağzını araladığında ne söyleyeceğini bilemedi bu yüzden susmayı seçip meyve suyunu içmeye devam etti. Jungkook yemeğini bitirip yemek kutusunu kapatmış ve çantasına geri koymuştu. Gözleri Jiminin yemediği acılı yumurtasındaydı ve yutkunup omegaya baktı.

"Ne kokuyorsa kokuyor bizene Jimin sen şu yumurtayı yiyecek misin onu söyle."

Jimin gözlerini devirip başını 'hayır' anlamında salladığında alfa kıkırdayıp tabağı önüne çekmişti. Jungkookun söylediği şey doğruydu Jimin bitter çikolata sevmezdi ve yeni gelen öğretmenin kokusu belki de bu yüzden ilgisini bu kadar çok çekmişti. Gözleri de kahvenin en koyu tonuydu ve esmer tenine uyum sağlıyordu.
Saçları beş numara kadardı kısa yine kahverengiydi ve en can alıcı detayı derin olan gamzeleriydi.

Kendi babalarında gamze yoktu ama halasında derin bir gamze vardı ve her zaman neden kendisinde olmadığını sorgulamış hep olduğunu hayal etmişti. Ah kokusu çok güzeldi bundan bahsetmiş miydi?

Bahsettiğiyse bile tekrar tekrar bahsedebilirdi çünkü bitter çikolata sevmeyen birisini bile kendine hayran edebilirdi.
Ve Kim Namjoon o kapıdan içeriye girdiğinden itibaren her şeyin farklı olacağını hissetmişti.
Normalde ilk mezun olduğunda atandığı yer Ilsanda kendi şehrinde küçük bir liseydi, yedi sene orada çalışmış ve kocaman bir aile olmuşlardı çalışma arkadaşları, öğrencileri ve velileriyle aralarında güzel bir bağ vardı tabi bu okulun yıkılma kararı geldiğinde bozulmuştu.

With You ☽ NamMin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin