'Kırmızı ip'

479 49 145
                                    

Yorumlarınızı bekliyorum canolar



Jimin tüm gün odasından çıkmamış ve hayal dünyalarına dalıp kendi günlüğüne mutluluğunu aktarmıştı. Babası Namjoonun kabul ettiğini söylediğinde az kalsın sevinçten çığlık atıp evde koşuşturacaktı ama neyse ki kurdu onu uyarmış ve kendini engellemişti. Babası onu bu kadar istekli ve heyecanlı haline şaşırmıştı tabi ama öğretmenini görünce neden olduğunu anlamış ve sadece hayranlık olarak gördüğünü düşünüp umursamamıştı. Zaten adam yaşını başını almış biriydi ergen oğluyla ne işi olurdu.

Jimin içinde ki heyecanı bastıramazken en sevdiği ve tiyatro oyunuda olan kitabı açıp altını çizdiği sözleri tekrar okuyup canlandırdı. Romeo ve Juliet en sevdiği tiyatro oyunuydu onların aşkına aşıktı ama kendi yaşamak istediği aşk onların sonu gibi bitsin istemiyordu.

"Gel, ey sevecen, kara kaşlı gece. Bana Romeo'mu ver. Öldüğümde, al da küçük yıldızlara böl onu. Onlar göğü öyle bir süsleyecektir ki. Bütün dünya gönül verip geceye, tapmayacaktır artık muhteşem güneşe!"

Elini açıp yukarıya kaldırdığında söylediği repliği yaşıyormuş gibi yere çökmüş ve yüzüne yalancı bir hüzün eklemişti. Çoğunlukla beğendiği replikleri odasına kapanır ve duyguya girip oynardı. Şimdi karşısında Namjoon olsaydı onunla karşılıklı sahneyi canlandırabilirdi. Gözlerini açıp karşısına baktığında gülümsedi ve Namjoonu hayal etti.

Ona gülümsediğini o güzel iki çukurunu gösterdiğini ve elini uzattığını. Jimin sanki bir sahnedeymiş gibi oynamaya başladığında utanarak elini ona uzatmış ve ayağa kalkmıştı.

"Asaletim sadece aşkının tapınağına girdiğimde olacak içimde. Bir gün yıkılırsa bedenin başka ülkelerin çamurlu evlerinde: Bil ki bütün denizleri ayaklarına dökeceğim."

Namjoon söylemişcesine dudaklarından döküldüğünde kelimeler hayalinde kurduğu Namjoona biraz daha yaklaşmış ve ellerini sıkıca tutup dudaklarına kaymıştı gözü. Dolgun iki parçası şimdi tam önündeyken bakışları tam orada toplanıyordu.

"Eğer sevgin azalacaksa gittikçe çoğalan aşkımdan, bırak avcılar çıkarsın kalbimi yerinden! Sök at ne varsa: çamura bulanmış sevdaları, bu dağların ceylanlarını, kana susamış kontları ve senden arta kalan şu cılız bedenimi! Yok et benim olmadığım bütün şatoları. Görebileceğin bir şey kalmasın benden kalan."

Ve son sözü söylediğinde gözlerini kapatıp alfasına yaklaşmış ve dudaklarını öne uzatmıştı öpmesini beklercesine ve tam kavuşacakken o yapboz parçaları kapının açılmasıyla yerinden sıçramış ve hızla pencerenin önüne geçip dışarıya bakıyormuş gibi yapmıştı.

"Ne yapıyorsun sen?"

Alfa babası eli belinde oğluna baktığında omega elinde tuttuğu kitabı kaldırıp ona göstermişti. Jimin o kadar zekiydi ki babaları tiyatro kitapları okuduğu için ona kızdığı için ders kitaplarının arasına kitapları koyuyor ve onlar geldiğinde çalışma kitabını gösterip azarlanmaktan sıyrılıyordu.

"Öğretmenin özel ders işini kabul etmiş yarın geldiğinde güzelce dikkatini ver ve düzgün bir şekilde not al artık emeklerimizi boşa çıkarma."

Jimin hızla başını salladığında gülümsemiş ve yumruğunu havaya kaldırıp bağırmıştı.

"O iş bende babacım sen hiç merak etme!"

Alfa odadan çıktığında omega derin bir nefes alıp kendi yatağına uzandı. Ellerini kalbinin üstüne koyduğunda kendi kendine kıkırdadı. Ve gözlerini kapatmadan önce ağzından şunlar döküldü,

With You ☽ NamMin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin