Evet nerede kalmıştık🫣
Devran ilkbahar mevsimine bayılıyordu. Ne kış kadar soğuk ne de yaz kadar sıcaktı. Ilık bir rüzgar esiyor, ağaçlar çiçek açmaya başlıyordu. Oturduğu portatif sandalyede iyice yayıldı. Yaklaşık 2 dakikadık kapalı tuttuğu gözlerini açmadan önce temiz havayı derince içine çekti.
"Ne iyi ettik de geldik dimi kankam? Süper oldu, daha sık yapalım bu tip şeyleri."
"Valla haklısın Toygar'ım. Hep kafe hep kafe sıkıldım vallahi. Hem cebe de zarar, çük kadar kahveye veriyoruz 70-80 lira." Elindeki kahve dolu termosu kaldırdı. "Kafede içtiğimden daha güzel, hem de daha uyguna geliyor."
"He ya, bak deniz ayaklarımızın altında, yeşillik, temiz hava... Hepsi beleş, daha keyifli. Seni de özlemişim. İyi oldu, iyi."
Devran gözlerini etrafta gezdirdi. Güzel havadan dolayı sahil fazlasıyla doluydu, insanlar ılık havanın tadını çıkartıyorlardı.
Devran, Toygar ile internetten tanışmıştı. Henüz lise 1'deyken çılgınlar gibi oynadığı savaş oyununda Toygar'ın kendisine küfür etmesiyle başlamıştı arkadaşlıkları. Şimdi düşününce fazlasıyla komik geliyordu ama Toygar gibi bir dosta sahip olduğu için kendini şanslı hissediyordu.
"Abicim, yanlış anlamazsan sana bir şey sormak istiyorum." dedi Toygar bir anda ve kahvesinden bir yudum aldı.
"Sor kardeşim."
"Ulan bu Dağhan mı ne, o ne ayak? Yorum falan yapmış fotoğrafına. Şu senin hesabını kapatan şerefsiz değil mi o?"
"Hee o. Ne bileyim, canı sıkılıyor herhalde. Storylerime falan da yanıt veriyor arada. Gerçi son cevap verdiğinde biraz tersledim, ondan sonra yazmadı. Bir de yorum yaptı işte."
"Hem senin hesabını kaptıyor hem de yorum falan yapıyor. Yüzsüz herhalde."
"Amacını da anlayamadım."
"Belki arkadaş olmaya çalışıyordur."
"Sanmıyorum. Niye benimle arkadaş olmak istesin ki?"
"İyisin kanka senden güzel dost olur. Arkadaşın olunca ona iyi davranıyorsun ama üç ay sonra falan geçince arkandan vuruyorlar. Senden öyle bir şey görmedim kanka. Çünkü sen hayata iyi olarak gelmişsin."
Devran, Toygar'ın dediğine karşılık büyük bir kahkaha attı. "Tiktok'ta fazla takılıyorsun galiba."
"Sorma ya, izlemeden uyuyamıyorum yemin ederim. Girişim var çıkışım yok." Derin bir iç çekti. "Nerde kaldı ulan bu kız da? 1 saat önce çıkıyorum demişti."
Devran'ın kaşları havalandı. Oturduğu sandalyede biraz yayıldı. "Nestle abi bu, çıkıyorum yazdıysa bil ki daha yeni hazırlanmaya başlamıştır."
"Ya bu kız niye böyle?"
"Doğduğumuzdan beri birlikteyiz, hep böyleydi. Ben alıştım artık. Gelir birazdan."
"Bari yazayım da gelirken cips, çekirdek ıvır zıvır alsın." dedi Toygar cebindeki telefona uzanırken.
"Söyle kola ve plastik bardak da alsın, o gelene kadar kahvelerimiz biter."
"Süper fikir, hemen yazıyorum."
Toygar Neslihan'a mesaj atarken Devrim temiz havayı tekrardan içine çekti. Böyle zamanlara bayılıyordu. Arkadaşları yanındaydı, ortam güzeldi ve kahvesi vardı. Daha ne isteyebilirdi ki?
Keyifli anlarını cebinde titreyen telefonu böldü. Ekrandaki bildirimi gördüğünde ağzından kaçan kıkırtıya engel olamadı. "Yazdı yine benimki."
Toygar kahvesinden bir yuduk alırken kafasını "Kim?" dercesine salladı.
"Bir numaralı hayranım ya, Dağhan."
"La benim aklıma ne geldi bak, bu herif sana yürüyo falan olmasın?"
Devran arkadaşının ensesine sertçe vurduğunda Toygar zar zor tuttuğu kahkahasını serbest bıraktı. "Hadi lan oradan, gülüyo bir de."
"Ne bileyim ulan, video için buna yazdığında erkeklere falan da yanladığını söylemişti ya ondan şey ettim."
"Ciddi değildi ki oğlum, o da bizle taşak geçiyordu sonuçta."
Toygar'ın omuzlarını kaldırıp indirdi. "Ben bilmem aga. Ee, ne yazmış?"
Telefonun ekran kilidini açıp uygulamaya girdiğinde "Naber balımmmm🥰" gibi saçma bir mesajla karşılaştı.
"Ne diyo lan bu?"
Toygar telefonu mesaja bakmak adına arkadaşının elinden aldı. "Ooo kardeşim, hayırlı olsun! Allah tamamını erdirsin!"
Etraftakileri umursamadan ayı gibi gülen arkadaşına ters ters bakmaya çalıştı ama başaramayıp kendisi de gülmeye başladı. "Konuşma ulan saçma sapan, sikerim seni."
"Oooo, beyler! Neşeniz daim olsun, ne kikirdiyorsunuz siz öyle?"
"Hoşgeldin Nestlecim!" diye seslendi Toygar, keyifli bir şekilde kendilerine doğru yürüyen Neslihan'a. "Sohbetimizin en can alıcı noktasında geldin, seni tebrik ediyorum!"
"Sus şerefsiz, ne abarttın!"
Neslihan portatif sandalyesini kurup içinde gelirken aldığı 2,5 litrelik kola ve abur cuburların olduğu poşeti yanında oturan Toygar'ın sandalyesine astı. "Neler oluyor burada, dökülün."
"Bir şey olduğu yok Nestleciğim ya, bu Toygar olacak fırıldak fırsatını buldu eğleniyor benimle."
"Aga kusura bakma ama bir erkek sana 'naber balım' yazıp yanına kalpli gülen yüz koymuşsa ben bununla ölene kadar dalga geçerim."
"Canım hayırlı olsun, kim eniştemiz?" diye makaraya katıldı Neslihan da. "Tanıyor muyuz?"
Devran cevap veremeden Toygar girdi araya. "Dağhan vardı ya Tinder'dan, bizimkine çok fena yanlıyor."
"Aynen kanka yarın evleniyoruz hatta. Müsaitseniz bekleriz."
Neslihan az önce sandalyeye astığı poşetten bir plastık bardak çıkarıp kendisine kola koydu. Bu sırada sohbetten de geri kalmıyordu tabii ki. "Tamam onaylıyorum, evlenebilirsiniz. Yakışıklı çocuk."
"Çok yakışıklıysa sen evlen kuzum."
Neslihan omuz silkti. "Valla olabilirdi ama benim başım bağlı, evli bir kadınım! Hem eniştecilik yapmam, bana ters."
"Götüm, evliymiş."
Toygar göz devirdi. "Jacob Black diye birisi gerçek hayatta yok ve siz evli değilsiniz. Ayrıca Edward dururken Jacob ne, mal mısın kızım?"
"Lütfen hoşlandığı kıza açılırken kusan şahıslar bana mal demesin, teşekkürler."
"13 yaşındaydım o zaman, tamam mı? Ayrıca kantin tostu yüzünden zehirlenmiştim, o yüzden olmuştu."
Devran'dan hiç ses gelmediğini fark eden ikili bakışlarını ona doğru çevirdiklerinde arkadaşlarını telefona gömülmüş bir şekilde, hararetli hararetli bir şeyler yazarken buldular.
"Balına yazıyor kesin." dedi Toygar arkadaşını sinir etmek adına.
"Kes ulan, derdi neymiş onu öğreniyorum."
"Aynen, kesin öyledir."
Devran gözlerini devirdi. Bulmuşlardı fırsatı tabii, dibine kadar dalgasını geçeceklerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaydır Çıldır|| boyxboy
JugendliteraturDevran büyümekte olan Youtube kanalı için video çekerken başına geleceklerden habersizdir. Texting-Metin karışık