2

48 5 12
                                    

Saçlarım her zamanki gibi gün sonu dağınıklığında alnıma dökülüyor, göğüs hizamda bağlı kollarıma doğru eğilmiş başıma rağmen yüzüm açıkça görünüyordu odak noktası kapalı gözlerimken diğer detaylar da usulca yerleşiyordu ait oldukları yerlere.

İşten ayrılıp odama ulaştığım andan itibaren yaptığım tek şey yatağımda uzanıp belki de bir sapık tarafından çekilen fotoğrafımı incelemek olmuştu küçük ipuçları yakalama umuduyla, oysa susmak bilmeyen mantıklı tarafımın söylediği gibi bu neredeyse imkansızdı. Zira her gün boğucu kalabalık eşliğinde okula gidip geri dönüyordum, yüzlerini dahi hatırlamadığım seçenekler denizi vardı bu yüzden önümde.

Belki de odur, diyen ise zihnimdeki kaosun sebebi, tek bir bakışa galaksilerce anlam yükleyen tarafımdı.

"Lavanta çocuğun benimle ilgilenme ihtimali yok."

Canımı acıtacak gerçekleri sesli söyleyerek varlığını kalbime ektiğim umut tohumlarından alan düşüncelerimi kenara itmeye çalışırken bir yandan da onlara nefes alabilecekleri boşluklar yarattığımın farkındaydım, her farkındalık beraberinde başarı getirmiyordu nitekim.

Düşündükçe tam ortasına düştüğüm çıkmaz büyüyor, büyüdükçe koşar adım ulaşmak istediğim olasılığa milim yaklaşamıyor oluşum izler bırakıyordu dizlerimde.

Bilinmezlikten yaşanmışlığa ulaşan saniyelerin aksine ben soru işaretlerin içine gömüldükçe gömülüyordum amacım onları yok etmekken.

Sıkıntıyla oturduğum yerde kıpırdanıp bakışlarımı ezbere bildiğim odamda gezdirdim acelesi olmayan bir insan sakinliğiyle; hoş, yapacağım tek bir şey dahi yoktu açıkça çıkmazla göz göze geldiğimi düşününce.

Tüm bunları açıkça bilmeme rağmen düşüncelerime engel olamayışım canımı sıkıyordu, çabamla ulaşamayacağım bir cevap adına harcadığım zaman için kendime ne çok kızacağımı öngörebiliyordum şimdiden.

"Zihin gücüyle masadaki kitabı yanına getirmeye çalışmıyorsan çok garip duruyorsun şu an."

Varlığını benimle konuşana kadar fark edemediğim kardeşimin elini belini yerleştirmiş halde bana sırıttığını ayrımsamadan önce korkuyla irkildiğim için ritmi bozulan kalbimin sakinleşmesini beklemiştim sıkıntıyla derin bir soluğu içime çekerken, aniden belirmeyi ve saniyeler önce gördüğü ifademe sebep olmayı gerçekten seviyordu defalarca yapmamasını söylesem bile üstelik.

Sonunda korkuya dair izler bedenimden çekildiğinde gözlerimi devirerek aynı gülümsemeyle duran Hana'ya bakmış ancak hala uzaklaşamadığım düşüncelerim yüzünden uğraşmasına misliyle karşılık vermek yerine sessizliği tercih etmiştim.

"Şüpheli durum alarmı."

Kaşları merakla çatılmış halde onunla bütünleşmiş repliğini söyleyerek yanıma yaklaştığında endişe tohumlarının çoktan filizlendiğini hissedebiliyordum, zaman kaybetmeden yanıma oturmuş benim gibi bağdaş kurarak gözlerini yüzüme dikmişti ne olduğunu anlatmamı beklediğini belli edercesine.

Hemen önümde, yorganın üstünde duran fotoğrafı fark etmediğini böyle anlamıştım, sıkıntıyla omuzlarımı düşürüp işaret parmağımı hareketlendirerek odağının oraya kaymasını sağladım; tek bir kalbi paylaşıyormuş gibi hissetmeme sebep olan kardeşimden hiçbir şey saklayamayacağımı biliyordum zira, sonuçsuz çabalarımdan öteye gidemezdim.

Sakince kapatıp açtığı gözleri şaşkınlıkla irileşirken gerçek olduğundan şüphe edercesine fotoğrafı eline almıştı, uzun süre benim olduğum kısımda oyalanan bakışları diğer düşüncelerin yanında en çok endişeyi seçebileceğim şekilde yönelmişti üzerime hemen ardından.

belle lavande | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin