Ders edebiyattı. Sınıf genel olarak sessizdi fakat; efe'nin söylediğine göre adları Kaan, Mert ve Doğu olan, üç kişi çok fazla konuşuyordu. Efe'nin anlattığına göre bütün okul Kaan'ın peşindeydi. Bilirsiniz işte, okulun popüler erkeği... Efe Kaan'ı anlatırken, sesinin tonundan nefret ettiğini anlayabilirdiniz. Efe'de Kaan kadar olmasa da kızların gözde erkekleri arasındaydı. Efe, Kaan'ın aksine kıvırcık ve kumral saçlı, yeşil gözlüydü. Kaan ise düz ve kahverengi saçlı, kahverengi gözlüydü.
Kaan'dan sonra en gözde erkek Mert'di. Mert Kaan'ın aksine daha nazikti fakat ikiside Doğu'nun aksine kendini beğenmişti. Mert, sarı koyu kahverengi saçlı, kahverengi gözlüydü.
Doğu, aralarında en cana yakın olan kişiydi. Kaan ve Mert kadar popüler değildi ama yakın arkadaş oldukları için diğerlerinin yanında oda seviliyordu. Doğu'nun pek fazla ilgi görmemesine şaşırdım çünkü aralarında en yakışıklı olan oydu. Bence.
Zil çaldığında sınıftan çıkmadım, kitap okumaya başladım. Efe tabiki gelmemişti, her tenefüs olduğu gibi sevdiği kızın peşindeydi. Bana anlattığı kadarıyla kızın sevgilisi vardı ama kalp işte, kime tutulacağını seçemiyorsunuz...
İlk tenefüs 20 dakikaydı. İlk 5 dakika sınıfta durup sıkıldığım için kitabımı alıp bahçeye çıkmaya karar verdim. Bahçe çok kalabalık değildi, sanırım herkes yemek yiyordu.
Boş bir bank bulup oturdum, kitabımı okumaya çalıştım ama sadece boş sayfaya bakıyordum. Bir türlü odaklanamadım. Bir süre sonra yanımda bi ağırlık hissettğimde yanıma baktım ve Kaan denen çocuğu gördüm.
"Selam güzellik."
"Yeni geldiğim için denin aptal numaralarına kanacağımı düşündün sanırım, şimdiden söyliyim düşünme."
"Hmmm..."
"Beni yalnız bırakırsan sevinirim."
Efe gereği Kaan'a kötü davranmıştım fakat benimde gözüm Kaan'ı hiç tutmamıştı.Kaan bir anda kalkıp gitti. Bunu ilk başta anlayamasamda buraya doğru yaklaşan Efe'yi görünce anladım. Efe yanıma geldiğinde Kaan'ın gözünün içine onu öldürecekmiş gibi bakarken kolunu omuzuma attı. Sanırım Kaan'la konuştuğumu görmüştü. Ve bakışlarından bizi duyduğunu da anlayabiliyordum.
"Ne konuştun o piçle?"
"Selam verdi sadece bir şey demedi."
Daha imalı bir sesle;
"Ne konuştun o piçle?"
"Selam verdi dedim ya Efe."
Ve daha imalı ve sert bir sesle;
"Ne konuştun o piçle?"
"Off çok gıcıksın. Selam dedi bende diğer yeni gelenler gibi değilim sana kanmam dedim, bu kadar."
"Emin misin?"
"Hangi konuda?"
"Bu kadar olduğu konusunda."
"Evet."
"Pek inandırıcı gelmedi ama neyse. Müdür seni çağırıyor."
"Neden?"
"Bilmiyorum, gidince öğrenirsin."Banktan kalkıp tek başıma okula girdim. Efe her zamanki gibi kız peşindeydi. Müdürün odasının olduğu kata çıkınca koridorda Doğu'yu gördüm. Doğu beni "Alinya?" diye durdurunca bir an kendimi tutamadım. Ve bunun için çok pişmanım.
"Bi arkadaşın bi sen ya, bi rahat bırakın oğlum beni!"
.
.
"Müdür seni odasına çağırıyor diyecektim."
"Ne?"
"Müdür seni odasında bekliyor, seni görürsem söylememi istedi,oraya gidiyordun sanırım."
"Ha evet, oraya gidiyordum. Kusura bakma bir anda bağırdım."
"Önemli değil."Müdürün odasına doğru yol aldım ve kapıyı tıklatıp içeriye girdiğimde müdürün masasının karşısındaki, arasında ufak bir sehpa olan iki koltuktan bana arkası dönük olanın dolu olduğunu farkettim. Koltuktaki kişiyi inceleyince Mert olduğunu anladım.
Allah'ım ne günahım vardı da beni bunlarla sınıyorsun...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAUDADE'
Novela JuvenilAlinya'nın yeni bir okula başlamasıyla hayatına yeni insanlar girer ve hayatı değişir...