çok geçmeden uyuduk.
aradan birkaç gün geçti. her geçen dakika daha da yakınlaşmamıza neden oluyordu. bugün günlerden çarşamba. son üç ders beden. çok uykum var. ilk ders fizik. fizik dersini seviyorum ama gözümü açamıyorum.
ayato: geç mi yattın?
thoma: pek geç sayılmaz ama çok yorgun hissediyorum.
ayato: iyi misin? eğer hasta isen öğretmenden izin alabilirim.
thoma: yüzüme bi su vurayım ayılırım belki.
ayato: tamamm.
eve gitmek istiyorum ama onunla kalmak daha iyi hissettiriyor. sıradan kalkıp lavaboya gittim. yüzüme birkaç defa su vurdum. lavabonun üzerine azıcık kestirmeye oturacaktım ama zil çaldı. çökmüş gibi görünüyorum. lavabodan çıkıp sınıfa girdim.
ayato: ayılabildin mi?
thoma: az çok.
kaeya: ders boşmuş arkadaşlar öğretmen raporluymuş!!
kaeya mutlu görünüyordu. fizik dersi kötünün de kötüsüydü. iki ders fizik vardı o da boş. bütün sınıf dışarıya çıktı. sadece ben ve ayato kaldık. konuşmuyorduk. daha doğrusu ne konuşacağımızı bilmiyorduk. birbirimizi artık tanıyorduk. ayato en çok boba tea seviyordu.
thoma: okul çıkışı boba tea içmeye gidelim mi?
ayato: olur gidelimm.
ayatonun ağzından:
kalbim duracaktı. ses tonu çok sakindi. kulağa çok değişik ama hoş geliyordu.
ayato: bizde dışarıya çıkalım mı?
thoma: olur. arka bahçeye gidelim orası sessizdir.
thoma ile yavaş yavaş ilerlemeye başladık. artık hislerimi saklayamayacağım. bu kadar dayanmam bile mucize gibi. söylesem mi? söylemesem mi? arka tarafa ulaşmıştık. bank vardı sadece bir tane. en fazla ne olabilirki. o gün benim yüzümden ağlamıştı. benden mi hoşlanıyordu yoksa yoshikodan mı?
ayato: thoma hoşlandığın biri var mı?
thoma: evet var senin.
çok korkuyorum. birşeyler oluyor. konuşamıyorum. ellerim titriyor.
thoma: ayato iyi misin.
ayato: ha evet iyiyim. evet benim de var.
thoma: kendimi tutamayacağım.
ayato: ne?
gözlerimi gökyüzüne kenetlemiştim. birşey duymuyordum. thoma ellerini yüzüme koydu. kafamı kendi tarafına doğru çevirdi. KALBİM PATLAYACAK ŞİMDİ!!!!!!
thoma: senden uzun zamandır hoşlanıyorum.
ayato: ne?
nasıl tepki vereceğimi unuttum.
ayato: ciddi misin yoksa uyukulu olduğundan dediğinin farkında değilmisin?
thoma: hayır. gayet ciddiyim.
TEPKİ VERMEYİ UNUTTUM CİDDİYİM!!
thoma: birşey demeyecekmisin? neyse unut gitsin.
neden? neden cevap veremiyorum. yanımdan kalkıp gitti. arkasından koşmaya başladım. sınıfa doğru gidiyordu. sınıfa girer girmez çantasını aldı. kapıdan geçerken çapışmıştık. yetişebileceğim uzaklıktaydı. kolundan tuttum. sınıfın içerisine çektim. thomayı duvar ile arama aldım. thoma daha birşeyin farkında değildi. yüzünü ellerimin arasına alıp kendime doğru çektim. dudaklarımız buluşmuştu. karşılık vermişti. çok geçmeden dudaklarımız birbirinden ayrıldı.