biz çıkalı bir ay oldu sınavlar bitti. ikinci döneminde neredeyse sonuna geldik. koca dönem boyunca sadece üç gün devamsızlık yapmışım. geçenki senelere bakılırsa büyük gelişme. okula gitmek istemediğim çok gün oldu ama bütün günümü ayato ile geçirmek istediğimden gittim. aramız eskisine göre daha iyi daha yakınız. hiç kavga etmedik.
günlerden cumartesi. uyuyamadığımdan erken kalktım. ayato daha uyanmamış gibi görünüyordu. bildirim geldi?
"
günaydınn tatlımm:333
ayato: günaydınn:33
ayato: bugün bize gelsene. annemler şehir dışına çıktı.
ayaka evde mi?
ayato: evde ama birazdan lumine ile buluşacakmış.
ne zaman döner?
ayato: dur bi sorayım.
ayato: lumine de kalmayı düşünüyormuş.
ne zaman geleyim.
ayato: kahvaltı etmediysen gel birlikte yapalım olur mu?
hayır daha yapmadım. üzerimi giyinip gelirim.
ben kaçtımm :33
"
hızlı hızlı üzerime rahat birşeyler alıp ayatolara doğru yol aldım. markete atıştırmalık almaya girdim.
"
bira alayım mı?
ayato: istersen al bana fark etmez
tamamm alıyorumm.
"
dört şişe bira , cips vb. alıp yola koyuldum. metro ile aramızda bir istasyon vardı aç oluduğumdan metroya bindim. kimse yoktu. şaşırdım. birkaç kişi hariç. binmemle inmem bir olmuştu. bir kaç sokak yürüdükten sonra evin önüne gelmiştim. sonuncu katta oturuyorlardı. zili çaldım. sanki beni bekliyolarmış gibi anında otomatiğe bastı. içeriye girdim kapıyı tıklattım. içeriden "geeldimm" diye sesleriyordu ayaka.
thoma: selaamm
ayato: hoşgelddinn.
ayaka: hoşgeldinn
thoma: hoşbuldumm.
mutfağa girdim ayato arkamdan kapıyı kapattı. kapatır kapatmaz sarılmıştı.
ayato: özledim seni...
thoma: bende seni.
ellerimi boynuna doladım. bir süre sarılı kalmıştık.
ayato: dolaptan dört yumurta verebilirmisin?
thoma: tamam veriyorum.
dolaptan yumurtaları alıp ayatoya verdim.
thoma: *sessiz bir şekilde* biraları dolaba koyuyorum.
ayato: tamam koy.
biraları en uç köşeye koydum.
thoma: ne yapıyorsun?
ayato: omlet yapıyorum sever misin?
thoma: sen yapınca neden olmasın..
arkasında duruyordum. kulaklarına kadar kızarmıştı. biraz daha yaklaşıp çenemi omuzuna koydum. kalp atışlarını duyabiliyordum hızlanmıştı. patlayacakmış gibi atıyor.
*ayaka kapıyı çaldı*
ayaka: gelebilirmiyiz?
içeriye ayaka ile birlikte lumine de girmişti. ayato kafasını kapı tarafına doğru çevirdi.