yeni dönem başlangıcıydı yer kapmak için erkenden kalkıp okula gittim tatilden sonra okula gitmesi garip geliyordu. sınıfta kimse yoktu cam kenarı arka köşeye yerleştim çok geçmeden ayato geldi. eyvah. bana doğru geliyor...
ayato: günaydınn
thoma: günaydın ayato.
ayato: yanına oturabilirmiyim?
thoma: tabiki.
sonunda. hiç sormayacak sandım. heyecandan patlayacağım şimdi. keşke ona söyleyebilsem. o sırada ayatoya dalmışken sınıf çoktan dolmaya başlamıştı. herkes neredeyse buradaydı. tekrardan eskisi gibi konuşmaya gülüşmeye başlamışlardı. bu dönem yeni öğrenci yok. önümüze ayatodan hoşlanan kız oturdu. o kızı hiç sevmiyorum ayato istemesede hala peşinde. zil çalmıştı herkes yerlerine yerleşmişti ses azalmıştı. ilk ders matematikti. öğretmen bir saniye bile gecikmeden gelmişti. ayato matematik dersini seviyordu. dersi dinleyiş şeklinden belli oluyordu. çok tatlı.
ayato: yüzümde birşey mi var?
thoma: ha hayır birşey yok.
ayato kızarmıştı. kızarınca daha da çekici olduğunu farkettim.
ayatonun ağzından:
eyvah yüzüm kızardı. göremesem de hissedebiliyorum. kalbim yerinde çıkacakmış gibi atıyor. lavaboya mı gitsem ama tenefüse de az kaldı. yoshiko eliyle dizime vuruyordu. elinde kağıt vardı. kağıdı alıp açtım:
rahatsız olduğumu söylememe rağmen devam etmesi çok garip.
thoma: yoshiko mu?
ayato: evet.
merak mı etti? yoksa umurunda bile değil miyim. herneyse yoshikonun ne diyeceğini çok merak ettim. zil çaldı. yoshiko önden çıktı çok geçmeden bende arkasından çıktım. arka bahçeye vardığımda bankta oturuyodu.
yoshiko: hoşgeldin
ayato: hoşbuldum
yoshiko: nasılsın
ayato: iyiyim ama uzatmasan mı ki
yoshiko: seninle sohbet etmeye de gelmiyo.
thomanın ağzından:
peşinden gitsem mi gitmesem mi. eğer gidersem rahatlayacağım ama gitmezsen ona nasıl soracağım. arka bahçeye doğru koşmaya başladım duvarın kenarından bakmaya başladım. sadece yoshiko konuşuyodu ayato susmuştu. ne. yoshiko ayatoyu öptü. sevgili olamazlar değilmi yoksa ben mi yanlış gördüm. ellerim titriyor. başım dönüyor.
ayatonun gözünden:
yoshikoyu itledim hızla sınıfa dönerken köşeden dönünce thomayı gördüm. ağlıyodu.
ayato: thoma iyi misin?
thoma: birşey yok sen yoshikonun yanına git.
thoma koşarak içeriye girdi. peşinden bende koştum. lavaboya doğru gidiyodu içeri girer girmez ardından bende girdim. kapıyı örttüm.