günlerden pazartesi yaz tatilinin bitişiymiş gibi geliyor. havalar bayağı ısındı. bir şeyler atıştırıp okula yol aldım. az daha geç uyansaydım geç kalacaktım. sınıfa girdim. thoma daha gelmemişti. geçtim sıraya oturdum.
kaeya: günaydınn sınıfa yeni öğrenci gelecekmiş.
ayato: günaydın da dönem bitiyor.
kaeya: okuldan atılmış
ayato: a neden?
kaeya: birisini dövmüş bayağı.
ayato: umarım düzgün birisidir.
kaeya: düzgün olmazsa ne olacak senin thomacığın var.
ayato: o başka onu karıştırma. karışır birde dayak yemiyeyim.
thoma: kim dövecekmiş seni.
ayato: sınıfa yeni öğrenci gelecekmiş
thomanın ağzından:
hayır hayır hayır. umarım o değildir.
thoma: nee dönem bitti bitecek.
kaeya: okuldan atılmış.
evet kesinlikle o.
thoma: ne zaman gelecek belli mi
kaeya: bugün derse gelecekmiş.
ayato: iyi misin?
thoma: ha evet iyiyim.
ayatonun yanına oturdum. omuzuna yaslandım ve childe olmaması için dua ettim. tam içim geçecekken içeriye childe girdi. yoshikonun olduğu yer boş olduğundan oraya yerleşti. olduğum yerden fırladım.
****arkadaşlar childe x thoma shiplemiyorum sadece eski sevgili olarak eklemek istedim iyi okumalar****
childe: selam thoma nasılsın. uzun zaman oldu görüşmeyeli.
sesini duyar duymaz tüylerim diken diken olmuştu.
thoma: iyi sen childe.
ayato: *kulağıma fısıldayarak* tanıyormusun?
thoma: tenefüste anlatırım.
umarım ayato ile arama girmez. ondan ayrılmak uzaklaşmak istemiyorum.
herkes childe ile tanışmak için başına üşüştü. o sırada ayatoya biraz bahsetmem sorun olmazdı herhalde.
thoma: childe benim eski sevgilim.
ayato: ne? neden geleceğini söylemedin.
thoma: benimde daha bu sabah haberim oldu özür dilerim.
ayato: özür dilemene gerek yok.
ayatonun yüzü düştü. canını mı sıktı yoksa... yoksa kıskandımı.
thoma: aramıza girmemesi için elimden geleni yapacağım.
ayato: merak etme sana güveniyorum. aramıza kolayca girebileceğini zannetmiyorum.
zil çaldı ve herkes yerlerine oturdu. sınıftaki kızlar childedan gözlerini alamıyordu. evet yakışıklıydı ama ayato kadar fazla değil. ayatonun her mimiği hareketi kimseyle kapıştırılamazdı. o çok yakışıklı. elimi sıranın altına koyup ayatonun elini tuttum. kafamı ona doğru çevirdim ve gülümsedim. yanakları kızarmıştı. hoca çok geçmeden geldi. konular bitmişti tatile girmemize az kalmıştı. tam 21 gün. öğretmen birkaç konudan bahsedip. serbest bıraktı. yaz geldiği için heyecanlıydım. ayato ile vakit geçirmek için sabırsızlanıyorum. childe kızların yanına gitmişti o fırsat bu fırsat ayatoya anlatmaya başladım.
