BİLİNCİN SERÜVENİ 2 ¬Philips'in Dünyası

🌿BÖLÜM 4: Lider

Topluluk tıpkı bir arı sürüsünün huzursuz bir şekilde kovanın etrafında vızıldayarak yol alışı gibi onlara her geçen dakika daha da yaklaşıyordu.

Hily, onları dikkatle seçmeye çalıştığında tanıdık suretler olduğunu farketti, hemen ardından Fily'e seslenmeye çabaladı:

- Heyy! Sen de benim gördüklerimi görüyor musun?

- Efendiim?

- Diyorum kii..

Çabalarının boşuna olduğunu ve olacağını anlayan Hily vazgeçti. Ama bu vazgeçiş kısa süreliğine idi.

Ellerini tekrar oynatmaya çalıştı fakat nafile.. Her girişimi başarısızlıkla sonuçlanıyordu. Ne var ki tam o esnada bir titreşim farketti. Evet, evet: Dilçeviri cihazı geri dönüt vermişti. Ne pahasına olursa olsun ona ulaşmayı başarmalıydı. Böyle sonsuza kadar dans edemezdi ya! Elbet sona erecekti, en azından o öyle ümit ediyordu.

Hily, bir ses duymasıyla başını arka tarafa çevirdi, gördükleri karşısında dili tutulmuştu kekelemeye başladı:

- N-noluyor? Bırakın onları.

Heyecan ve panikten sesi kısılmıştı.

Bağrışmalar artıyordu. Fily'nin ise dünyadan haberi yoktu. Kendini düşüncelere vermişti. Dans bitse bile farkedemeyecek gibiydi.

Lily - Takıntılı insanlara özgür denilebilir mi?

Fily - "Alışkanlıklar, köleliğin farklı bir biçimidir", der Montaigne.

Lily - Evet, ve haklı da bizler bir işe ne kadar bağımlı olursak onun o kadar esiri oluruz.

Fily - Peki ya yaptığımız şey iyi bir şey ise?

Lily - Yine de köle olmamız var işin ucunda.

Fily - Ve bu köleliğin getirdiği birtakım sonuçlar..

Lily - Zamanla takıntılara dönüşen hareketler..

Fily - Bay Idee, bir dersinde bu durum için şöyle demişti: Eğer biz onları - takıntı veya istenmeyen hareketleri- kısa bir süreliğine dizginlemeyi başarabilirsek devamında ise bu durum alışkanlık haline gelir ve biz yavaş yavaş kurtulmaya özgür olmaya başlarız.

Lily - Her şey yavaş yavaş olur.

Fily - Sabretmek çok önemlidir.

O sırada Hily'nin aklına ise acil durum düğmesi geldi. Ayaklarını birbirine çarptı. O an içinden telepatik yöntemi kullanmanın önemini kavradı. "Keşke bunun için önceden çalışsaydık" diye düşündü.
Ayaklarını birbirine çarpmasıyla Fily'e bir titreşim gönderildi. Ancak o zaman düşüncelerinden ağırlaşmış başını kaldırabilen Fily, başını kaldırır kaldırmaz sersemledi. Ne olduğunu geç olmadan anlayarak Hily'e doğru döndü. Ve ikinci bir şoka uğrayan kendisi oldu.

Fily - Hey neler oluyor bırakın onları!

Hily - Sonunda!

Fily - Ne!?

Hily - Kaç zamandır sana sesleniyordum ama farkedemiyordun.

Fily - Şimdi boşver onu bize ihtiyaçları var.

Hily - Emin misin? Bizim onlara olmasın?... Ha-ahh bu arada dilçeviri cihazı yanıt verdi ama bakamıyorum yavaşlamaları gerek.

Fily - Acaba ne zamandır hızlandık?

Hily - Bir hayli oldu.

Fily - Öyleyse durmamız yani yavaşlamamız yakındır.

Hily - Bir saniye Dery'ler gözükmüyor. Hem burası da neresi böyle? Nereye geldik?