ep 4

230 33 18
                                    

"Ee konuşmanın vakti geldi mi?"

Changbin, ters ters Chan'a baktı. Yemek yerken kimse hiçbir şey konuşmamalıydı. Bu yemeğe çok büyük saygısızlıktı, ayrıca o çok fazla konuşuyordu ve o konuşurken yemek bitebilirdi.

"Yemekten sonra."

Ve yemek yerken Minho ve Changbin'in önlerinde kalan tek zeytin için tartışması dışında bir şey olmamıştı. Zeytini en sonunda Chan yediği için ikisi de kös kös oturup yemek yemeye devam etmişlerdi.

Minho, müslüman değildi ama yine de onlar çağırdığı için onlara katılmıştı ve sorgulamamaları için ideal düzeyde yiyordu. Sonunda masadaki yemekler bittiğinde yüzler Changbin'le yancısı Chan'a dönmüştü.

"Ee Jeongin, yaptığını bize anlatmak ister misin?"

"Kavga ettim."

"İyi b- Niye kavga ettin?"

"Siz niye hesap soruyorsunuz ki? Artık mahallenin abileri değilsiniz."

"Seni umursayan insanlar olarak soruyoruz."

"Hadi canım, adımı bile unutmuşsun."

"Büyüdün çünkü Jeongin. Çocukça davranmıyor musun?" Felix'in sorusuyla Jeongin, ona baktı.

"Üzgünüm, sen kimsin? Hyunjin'in sevgilisi mi benim tanıdığım Felix mi?"

Chan bir şey diyemeden Hyunjin, masaya eliyle biraz serçte vurmuştu. "Kabalaşıyorsun, Jeongin."

"Ne kadar romantik, sevgilini savunuyorsun." Bu sefer Hyunjin reddedemeden Jisung, ayağa kalkıp konuştu.

"Jeongin, kalkalım mı seninle?" Hyunjin, Jisung'a bakarken diğerleri de ona dönmüştü. Jeongin, kafasını salladığında ikisi de balkona gitti. Jisung, seslerinin onlara gitmemesi için kapıyı kapatıp Jeongin'e döndü.

"Ne bu hareketlerin amınakoyim? Kimin evinde kime artistlik yapıyorsun?" Jeongin, beklemediği cümleler karşısında kısa süreliğine gözlerini büyütse de istifini bozmadı. Karşısında keko Jisung'u görmek onu sevindirmişti. Diğerleri gibi kibarca konuşmuyordu.

"Ne var hareketlerimde, gayet normaller."

"Sen normal olduğunu mu sanıyorsun? İçerideki herkes senin için siktiğimin kavgasına girdi, aramızda darbe almadan kurtulan kalmadı. Sen şu insanlara karşı doğru bir cümle bile kuramıyorsun."

Jeongin, kollarını birleştirdi. "Söylediklerimde de haksız değilim."

"Bütün derdin eskisi gibi olmamız mı?" Jeongin, kafasını salladı. "Hepimizin eskisi gibi kekoya dönüşmemizi ve insanların bizden kaçmasını mı istiyorsun?"

"Salaksın, Jisung."

Jisung, yaslandığı parmaklıklardan doğrulup yakasından tuttuğu Jeongin'i duvara yasladı. "Neyim?"

"Sen de böyle olmak istemiyorsun. İstediğiniz gibi davranmak istiyorsunuz. Davranın o zaman. Değiştiğinizden beri birbirinizden uzaklaştınız. Her gün okulda sizi izliyorum. Eskiden üçümüz yakındık sen, ben ve Felix. Şimdi o Hyunjin denen o piçle yakın. Sen, sürekli onlardan uzaksın. Ben, zaten bambaşka bir yerdeyim. Changbin ve Chan Hyung'u hiç görmüyorum zaten." Jisung, onun cümlelerini dinlerken ona hak verdiğini fark ederek ellerini gevşetip onu duvardan ayırdı. Eski yerine, parmaklara geri döndü.

"Bizden ayrılan sendin." Jeongin, yaklaşıp Jisung'a sarıldı.

"Senin de eski günleri özlediğini biliyorum, bu yüzden Minho'yla uğraştığını biliyorum." Jisung kafasını salladı. "Beraber bu grubu toplayabiliriz." Jisung, onu biraz itti.

"Bu iyi bir fikir mi sence? Chan ve Changbin Hyung, pekala kabul edebilir. Onlar da eğleniyor, zaten hala kekolar sadece bizden gizli kekolar ama Felix, şu an olduğu kişiden gayet memnun. Sen, yanında değildin ve onun kendini kabul etmek için ne kadar uğraştığını bilmiyorsun."

"Bilmiyorum, Jisung. Bence Felix, Hyunjin onu kabul etsin diye böylesine değişti. Yeni arkadaşlarının da etkisi var. Felix'in eskiden züppe dediğimiz o tiplerle takıldığını gördüm. Sunoo ve Niki'yle dans kulübüne girmişler. Hyunjin de onlardanmış. Sen?"

"Ben, şiir kulübündeyim."

"Şiir?" Jeongin, alt dudağını sarkıttı. Jisung da kafasını salladı.

"Arkadaş grubumuzu toplayalım, Han. Sizi çok özledim."

===

LÜTFEN BEĞENDİYSENİZ OYLAYIN VE YORUMLAYIN Kİ DEVAM ETMEK İÇİN MOTİVASYONUM OLSUN. 💞💞💞

İYİ OKUMALAR.

kim kime dum duma ㅇ HYUNINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin