Jisung, balkonda çekirdek çitlerken ışığı yanan evlerden mahallelerinde kaç tane müslüman olduğunu sayıyordu. Ara ara gözü uzaktaki Minho'nun apartmanına bakıyordu. Kaldıkları bu evi asıl evinden daha çok seviyordu çünkü bu bina daha yüksekti ve herkesi görebiliyordu.
Saatini kontrol etti. Minho'nun birazdan ekmek almak için evden çıkması gerekiyordu, iftarda az ekmek almıştı. Kendisi de bu saate kadar evdeki ekmekleri bitirmiş Chan'ın onu fırına yollaması için giyinmişti. Bir süre daha bekledikten sonra Minho, apartmandan çıkmıştı. Jisung, koşarak balkondan çıkıp mutfağa gitti. Yerine zıplayarak konuşmaya başlayınca yemek yapan Chan ve Felix, ona dönmüştü. Felix, bu saate kadar uyumayıp oyun oynayarak evdekileri uyandırma görevini üstlendiğinden Chan'a göre daha uyanık duruyordu.
"Ben, ekmek almaya gidiyorum."
"Ekmek bitmiş mi?"
"Bitti."
"Tamam, git." Jisung koşarak kapıya gidip acaleyle ayakkabılarını giymeye başlamıştı. Bu sırada Hyunjin, uyanmış sorgulayarak ona bakıyordu.
"Mahallede 5 müslüman var."
"Ee?"
"Ee, bil işte." Ayakkabısını giyip ceketini askılıktan çektikten sonra kapıdan çıkıp kapıyı sertçe kapattı. Kapı sesi, Jeongin'in de uyanmasını sağlamıştı.
Merdivenlerden pata küte inerken binadaki kapılardan biri açılıp çoktan oradan geçip giden Jisung'a bağırmıştı.
"Mahalle sakinleri, LÜTFEN SAKİN OLUNUZ!"
Jisung, gülüp binanın kapısını da sertçe kapattığında evdekilerin de ona küfür ettiğini biliyordu. Fırın yoluna koşarken Minho'nun henüz köşeyi dönmediğini görmek ona derin bir nefes aldırttı. Adımlarını yavaşlatıp düzene soktu. O elleri cebinde ıslık çalarak ilerlerken Minho da arkasından ilerlemeye başlamıştı.
Arkasında kim olduğunu bilmiyormuş gibi arkasını dönmüş, Minho'yu görünce burnunu kırıştırmıştı. Minho, yerde ona fırlatmak için bir taş bakındı.
"İyisin bakıyorum?"
Jisung, göz devirdi. "Senden önce iyiydim." Minho, güldü.
"Sadece benim dışarı çıktığım saatlerde dışarı çıkan biri olarak, iyi benden nefret ediyor rolü yapıyorsun."
Jisung, durup bütün mahalleyi uyandıracak kuvvetle bir kahkaha attı. Susmayı hiç bilmiyormuş gibi gülerken Minho ona yaklaşıp ağzını kapattı.
"Sus, sus!" Jisung, onu bu kadar yakında görünce panikleyip kafa attı. Minho, beklemediğinden geriye doğru birkaç adım atınca karşısındaki her şeyi idrak etmiş koşmaya başlamıştı.
"Siktim belanı, Jisung!" Minho da onu kovalıyordu artık.
Jisung, zayıf bacaklarına rağmen hızlı koşuyordu.
"Dedim sana bacaklarım yerine göre çok güçlüdür diye." Koşarken bağırarak konuşmuştu.
"Yakalarsam daha da güçlü durması gerekecek!"
Jisung, o an yakalanmama konusunda emin olurken mahallesine koşmaya başlamıştı. Birkaç köşeyi döndükten sonra sonunda kaldıkları evin binasını görmüştü. Binanın kapısında dururken açık bıraktığı için yüce kendisine teşekkür edip kapıyı itti. Minho, ona ulaşmadan içeri girip kapıyı itti. Cam olan kısımdan Minho'nun kapının önüne gelip durduğunu görmüştü. Minho, ona parmağını sallarken yumruk yaptığı sağ elini kaldırıp yumruk yaptığı diğer elini ellinin yanında döndürürken Minho da nefesini düzenlemeye çalışarak onun ne yaptığını izliyordu. Sağ elindeki orta parmağı yavaşça açılıp tam şeklini aldığında Jisung, kafasını eğerek gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kim kime dum duma ㅇ HYUNIN
FanfictionJeongin, eski keko arkadaşlarına ve keko hayatına dönmek için elinden gelen her şeyi yapacak biridir ama önüne Hyunjin gibi bir engel çıkar. İlk bölümler, olaylarla birlikte karakterler arasındaki ilişkiyi konu alır. düzyazı ve texting