ep 8

148 19 7
                                    

Hyunjin, adidas takımlarını giyip evden çıktıktan sonra markete uğrayıp cebini çekirdeklerle doldurmuştu. Bu sefer Jeongin'le aralarında bir huzursuzluk çıkmasını istemiyordu. Hatta yaşananlar yüzünden ondan da özür dileyecekti.

Yaşananlar üstünden üç gün geçmişti, okulda ve mahallede onu sürekli görse de yanına gidememişti. Bu sırada Changbin, onları hiç çağırmamıştı. Hyunjin, de bu derslerin ona dövüşmeyi öğretmesinin çok alacağını anlayınca Chan'ın bir arkadaşından boks dersleri almaya başlamıştı.

Soobin'le yakın olduğundan ondan Jeongin'in mahallelerinde güvende olup olmadığını öğreniyordu. Eğer zorbaları onu takip ederse dayak yemek uğruna onu koruyacaktı. Belki aralarında bir şeyler oluşmasına neden olabilirdi.

Bankın oraya vardığında yine erken varmış olduğunu fark etti. Bilerek yapmıyordu ama Jeongin'in ona ilerleyişini görmek onu iyi hissettirdiğinden bunu sürekli yapmak da istiyordu. Belki... diye düşündü. Belki bir gün bana doğru gülümseyerek gelir ve sarılır.

Jeongin, derslere gitmek için her ne kadar hevesli olsa da orada Hyunjin'in olduğunu bildiği için gitmek istemiyordu. Yüzündeki iz yeni geçmeye başlamıştı ve her gördüğünde ona olan nefreti artmaya devam etmişti. Sonunda parka vardığında bu sefer geçenki adidasları giymediği için kendini takdir etti. Hyunjin yine aynılarını giymişti ama Jeongin onunla çift giyimi yapmak istemediğinden adidas eşofmanının üstüne kazak giyip gelmişti.

Yanına vardığında bir şey demeden oturdu. Hyunjin de kendi planlarına uyamamış onun yüzündeki yeşili gördüğünde kendine kızmış ve özür dileyememişti.

Changbin geldiğinde derse başladılar. İlk başta onları geçen seferki hareketlerden sınava sokmuştu. Hyunjin, başarıyla geçmişti. Daha sonra onlara meyve suyu şişesi patlamanın yollarını ve nerede patlatmaları gerektiğini öğretmişti. Altın kural mahalledeki herkesi tanımak ve kimin sesten rahatsız olduğunu bilmekten geçiyordu. Felix ona bunları anlattığından Hyunjin bu dersi zorlanmadan geçmişti ama Jeongin'in seçtiği yerler sürekli hatalıydı. Ya evde bebek olan bir bölgeyi seçiyordu ya da yaşlı, bunlar olmasa sesten hoşlanmayan insanların olduğu bölgeleri seçiyordu.

Son seçtiği bölge Hyunjin'in evinin önüydü. Hyunjin yüksek sesten hoşlanmıyordu hatta bu bir fobi olarak değerlendirilebilirdi.

Changbin, kafasını tekrar olumsuz anlamında salladığında Jeongin nefes verdi. "Bu sefer kim sesten rahatsız oluyor?"

"Hyunjin, yüksek se- " Hyunjin, hocasını böldü.

"Hayır, yanlış hatırlıyorsun herhalde. Sesten rahatsız olmuyorum." Changbin, tek kaşını kaldırdı. Kesinlikle sesten rahatsız olduğunu biliyordu. Bir keresinde çok yakınında balon patladığı için ağladığını görmüştü.

"O zaman geçtim mi?" Jeongin, heyecanla sordu. Changbin ona dönüp kafasını salladı.

"Bugünlük bu kadar zaten çok fazla yer gezdik." İkisi de onayladığında yumruk selamlaşması yapıp vedalaşmışlardı Changbin'le.

Jeongin de ilerleyecekken Hyunjin bileğinden tuttu. Jeongin, bileğini çektikten sonra ona döndü. "Ne var?"

"Özür dilerim."

"Ne?"

"Özür dilerim, hatalıydım ama okuldakiler beni öyle zayıf gö- " Jeongin, cümlesini bitirmesine izin vermedi.

"Başkaları seni ezik görmesin diye mi bana vurdun?"
Hyunjin, cevap veremedi. Ne derse desin Jeongin buna varmak isterse buna varacaktı. "Kekolukla da ilgileniyorsun, başkaları seni keko olarak görmesin diye mi okulda elit gibi davranıyorsun? Hatta Felix de bu yüzden değişti değil mi?" Hyunjin, kafasını salladı.

"Hayır."

"Tamamen yanlış mıyım?"

"Şey..."

Jeongin, güldü. "Okulda olduğunuz gibi görülmek istemiyorsunuz değil mi? İmajınızın çizilmesinden korkuyorsunuz." Hyunjin'i omzundan itti. "Bir daha benimle konuşma, gerçekten midemi bulandırıyorsun. Durabildiğin kadar uzak dur benden." Hyunjin bir şey diyemeden Jeongin kendi mahallesine ilerlemeye başladı.

İkisi de o sırada fırından dönen Minho'nun onları izlediğinden habersizdi. Minho, Hyunjin'in duygularını o geceki kavgada farketmişti. Bu cümlelerin onu ne kadar zedelediğinim farkındaydı. Orada hala dikilen Hyunjin'i izlerken aklına gelen fikir onu gülümsetti. Eve uğramadan önce Jeongin'in annesini aradı.

===

Chan, elinde telefonda Felix'in odasına girdi. Felix bu sırada Seungmin'le PS5 oynuyordu.

"Felix, Jeongin'in ders notları çok kötüymüş ve annesine bu konuda yalan söylemiş. Bunun nedenini biliyor musun?"

Felix, ekrandan kafasını çevirmeden cevapladı. "Bunun olduğunu bile bilmiyordum. Pek görüşmüyoruz."

"Doğru." Chan, biraz düşündükten sonra telefonu sessize aldı. "Sence bunun nedeni kafasını keko olmakla bozması olabilir mi, ders falan alıyor ya?"

"Olabilir, bunu her şeyden çok ciddiye alıyor gibi duruyor." Chan, kafasını sallayıp odadan çıktı. Jeongin'in annesiyle biraz daha konuşup bunu halledeceğini söyledikten sonra telefonu kapattı.

===

Jeongin'in telefonu

Chan Hyung; Jeongin, notlarının iyi olması karşılığında sana yardım edeceğimizi söylemiştik

siz;
Özür dilerim ama hala devam etmek istiyorum
Yapabileceğim başka bir şey var mı

Chan Hyung; Bunu çok düşündüm ve sonunda buldum
Minho, bana sizin okuldaki bir projeden bahsetmişti
Söylediğine göre üniversitesi karne notundan çok sosyal aktivitelere önem veriyormuş
Özellikle üniversitenin kendi yönettiği projelerde kazanan öğrencilerin okula alınma şansı %70 artıyormuş
Eğer hala devam etmek istiyorsan bu projeye katıl ve kazanmak için her şeyini ver
Seni kontrol ettireceğim
Eğer şartlarıma uymazsan istediğini sana veremem bebek ekmek

siz;
Bu sefer bana güven
Kazanmak için her şeyi yapacağım
Birinciyi bizim okul yapacağım.

#######

hoop diye burdayım selam

kim kime dum duma ㅇ HYUNINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin