tell me something that i'll forget

2.7K 387 91
                                    

altıncı bölüm: baba demeye dilinin varmadığı anlarda.

jisung'dan...

Zengin bir ailenin ikinci çocuğu olarak doğdum. Benden üç yaş büyük de bir ablam var, bana annelik yapmaya çalışan sadece benden üç yıl daha deneyimli bir anne.

Çocukken her şey biraz daha katlanılabilirdi benim için. Başında bir anne bir baba olmadan büyüdüm neredeyse. Onlar hep meşguldü, bir çocuklarının olduğunu hatırlamak için fazla meşgullerdi.

Biz de ablamla beraber büyüdük.

Hani derler ya düşe kalka öğrenmek, biz de öyle yaptık. Bize doğruyu yanlışı öğreten bir büyük yoktu başımızda, biz de kendimiz öğrenmeye çalıştık.

Minho'nun hikayesindeki gibi içki içen bir babam yoktu belki ama annemi her gece başka bir kadınla aldatan bir babam vardı benim de. Ve de aldatıldığını her defasında bilmesine rağmen susan, kendisini içkiye vuran bir annem vardı.

Diyebilirsiniz ki, aldatıldığını bilmesine rağmen bunca yıldır neden susuyor bu kadın, deli mi?

Evet bir bakıma deli. Babama liseden beri takıntılı olan bir aşıktı annem. Babamın ilgisini de çekmeyi başarmış evlenmişlerdi.

Babam ünlü bir iş adamı olduğundan çok ön plandaydı. Sürekli başka kadınla görülmesi onun için de iyi olmazdı. Annemle olan evliliği sadece kameralar önündeydi, eve geldiğinde ona bağırıp çağırır ve her gün başka bir kadınla otellere gider yatar, içer, dağıtırdı sabaha kadar.

Sabah ise her şeyi bilen annemin yanına geri dönüp hiçbir şey olmamış gibi yatardı yanına ve ona en güzel yalanını söylerdi: seni seviyorum.

Ablam üniversite için yurtdışına gittiğinde çok yalnız kalmıştım. Evde beni seven, değer veren bir kişi bile yoktu.

Annem hep kendi halindeydi, arada babam sinirini benden çıkartacağı zaman ona biraz karşı çıkar gibi yapardı ve babamın ona attığı o tek bakışla geri kabuğuna çekilirdi.

Tıpkı aldatıldığını bildiğine rağmen her seferinde babamın öpüşlerine karşılık vermesi gibiydi bu. Babam ne derse o olurdu hep, hep o kazanırdı.

Eskiden şimdiki kadar neşeli değildim elbette. Babam bundan yaklaşık bir yıl önce, ilk defa makyaj yapıp kendimi güzel hissettiğimde bana vurduğunda bağırıp çağırdığında kendimi bir süre odama kapatmıştım. Birkaç gün yemek yemedim ağlamaktan, en sonunda çözüm olarak bana psikolog bulup eve getirdiler.

Oysaki o bana vurmak yerine bir kere "Canım oğlum, seni seviyorum." deseydi ben onun yaptığı her şeye rağmen yine ona sarılır ağlardım omzunda.

Çok kez kendime "Keşke doğmasaydım." dedim o zamanlar, tıpkı babamın bana hep dediği gibi. Ama şimdi iyiyim, bununla baş etmeyi öğrendim. Daha çok da babasızlığa alıştım ve bunu garipsemiyorum artık.

O tam tersini istiyor diye yaşıyorum.

Artık ona "baba" diye hitap etmeyeceğim, çünkü o adama "baba" demeye dilim varmıyor.

Doğum günümü bile bilmeyen insanlarla aynı evde yaşayıp onlara anne ve baba demek ne kadar doğru ki zaten?

Eski okulumda da hep gülümserdim dışarıya. Herkes de ilk başta bana imrenirdi. Zengindim, magazine karşı iyi bir ailemiz vardı, mutluyduk sözde biz.

Sonrasında makyaj yaparken yakın sandığım arkadaşıma attığım video bütün okula yayıldı ve hiçbir şey eskisi gibi olmadı. O adam görüntüleri herkesten sildirtti ve okulumu değiştirtti. Pek umurundaymış gibi.

Bu okula geldiğim ilk anda gördüm Minho'yu. Sırasına kapanmış uyuyordu, yorgun düşmüş gibiydi. Bu halleri bana birini hatırlattı, geçen yıl odasından çıkmak istemeyip sürekli uyuyan ve ağlayan, tanıdık birini.

Onun yanına oturacağımda oturmamamı söyleyen çocukları elimde olsa o an dövmek isterdim, insanları yargılayan ve küçük düşüren insanlardı onlar. Acınası olan onlardı.

Minho kafasını kaldırdığında gördüğüm en güzel şeyi görmüştüm. Göz altları mordu ve dudağının kenarı patlamıştı ama bunlar benim için bir kusur değildi.

Ama eğer kusur sayılacaksa da gördüğüm en güzel kusurlar onundu.

O an anlamıştım, onunla iyi anlaşacağımızı. O an demiştim ki içimden: "İlk defa okulumu değiştirerek iyi bir şey yaptı o adam, bunun için ona teşekkür edebilirim."

Ertesi gün gözünün biri morarmıştı, kavga etmişe benziyordu ben de öyle sanmıştım ama sonrasında birkaç kişi konuşurken duymuştum ki onun da 'baba sorunları' vardı.

Sonra anladım ki gerçekten biz birbirimize çok benziyorduk.

-

bolumu yazarken ciddili aglamam saka mi?????

bu fic icin playlist yaptim bu arada, profilimdeki linkten hesabima gidip "daddy issues" isimli playliste ulasabilirsiniz <33

bolum hakkinda dusuncelerinizi de yazdiysaniz optum sizi kocamaaaan

daddy issues 'minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin