Kalbimin altında bir şeyler hareketlendiğinde biri beni uyurken yataktan atmış gibi bir tepki vererek gözlerimi açtım. Derin derin nefesler alırken ciğerlerim ve beynim yaşıyor olmanın şaşkınlığına bürünmüştü.
Hala aynı yerdeydim ama etraftaki onca atık ve yıldız bana zarar vermiyordu ve içimden geçip gidiyorlardı. Bu his aynı gıdıklanmak gibiydi.
Etrafıma bakındığımda uçsuz bucaksız karanlığın içinde soluk bir ruhun bana doğru geldiğini gördüm ve korkarak ellerimi kendime siper attım. Hızlı bir şekilde etrafımda dört dönerken onu takip etmekte zorlanıyordum. Upuzun mor saçları etrafa doğru dalgalanıyordu ve mavimsi teninin içine yıldızlar sıkıştırılmış gibiydi. Üzerinde ise soluk sarı uzun bir elbise vardı ve bembeyaz gözleri içimi görür gibi bakıyordu.
"Delores içindeki korkuyu ve şaşkınlığını biliyorum ama benden korkmana gerek yok."
Bu şey gerçek ismimi nereden biliyordu ve en önemlisi niyeti neydi bunu çözemiyordum.
Şu an olağanüstü bir şey yaşıyordum ama bu gözlerimi devirmeme engel değildi. Sağol çok yardımcı oldun, korkum uçup gitti. Olmayan dudakları ile gülümsediğini hissettim ve duygularımı sezinleyen biri pekala aklımı da okuyabilirdi. Harika benden bilmem kaç seviye üstün olan birine rezil olmadığım kalmıştı.
"Sana yalan söylemeyeceğim eğer söylersem ölürüm ve gezegenimizden geriye kalan tek sen olursun."
Bu kadın, gezegenimiz mi demişti, Burada neler dönüyordu böyle? Ellerini öne doğru uzatıp dans eder gibi birkaç hareket yaptı ve önümüzde şeffaf bir bulut belirdi, içerisinde değişik görüntüler vardı. İkimize benzeyen bir çok canlı vardı ve onun az önce yaptıklarına benzer bir çeşit dans yapıyorlardı.
"Bu kişiler Merantis gezegeninin sakinleri diğer canlılar bize kara delik yöneticileri der."
Dedikleriyle beraber bir süre düşündüm. Şimdi çoğu şey rayına oturuyordu. Kara deliklere olan anlamsız ilgim benim Merantis insanı olmamdan kaynaklıydı.
"Harika bir şekilde yönetiliyor ve elimizdeki büyük gücü dikkatli bir şekilde kullanıyorduk. Biz evrenin temizleyicileriydik. Her ne kadar evren daima genişliyor olsa da her şeyin bir sınırı vardır Delores. Bizim görevimiz ölü yıldızları kontrol edebildiğimiz kara delikler sayesinde toplayıp ve onları yok etmek. Böylece evreni büyük bir kalabalıktan kurtarıyor olmamızdı."
Bana bu olanları bir süre sindirmem için zaman verdi ve buluttaki görüntü değişmeye başladı. Şimdi ise büyük bir dehşet vardı. Tüm o çığlıklar zihnime giriyor ve başımı ağrıtıyordu.
"Bizim bile engelleyemediğimiz şeyler vardır. Yönetime çok yanlış kişiler geçtiğinde kibirleri gezegenimizden büyük olan kişiler yanlış kararlar aldı. O efsanevi zaman savaşında halk ikiye ayrıldı. Kimimiz zaman lordlarıyla iş birliği yapmamızı söylüyordu kimimiz daleklerin tarafında yer almamızı istiyordu."
Zaman savaşı ister istemez bizim geleceğimizi de etkilemişti ancak şu an hiç dalek kalmadı diye biliyordum. Daha önce objektif baktığım bu konuya öğrendiklerim sayesinde olumsuz bakıyordum. Dalekler bittiyse bile diğer kötüler rahat durmuyordu.
"Gezegenimiz terk edilince oluşan kötülükle kara delikleri kontrol edememeye başladık ve evrenin dört bir yanına dağıldılar. Her ne kadar zaman savaşında biz yenilmiş olsak bile Doktor, çizgiyi değiştirmeye kalktı ve bu yüzden ona kızgın olsak bile bir şey yapamayız. Galliffrey'in temizlenmesi gerekiyordu çünkü."
Parmağımı kaldırarak ona doğru salladım. Çoğu şeyi diyebilirdi ama buna hakkı yoktu.
"Senin kim olduğunu bilmiyorum ama ona laf söylemeye hakkın yok. O sadece umudunu eline alıp aklı ve cesareti ile gezegenini yanlış yollardan da olsa kurtarmaya çalışan biri."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA DELİKTEN KALAN
Science-FictionNe zaman birisiyle iki günden fazla vakit geçirsem o kişi acı bir şekilde öldü ve ben lanetimle yaşamaya alışalı çok oldu. Daha sonra yaşanacak olaylar ise öyle herkesin kaldıramayacağı türlerdendi. Her şey pamuk saçlı ve değişik bir tonda mavi gözl...