MARAL

1.

Maral'dan

Bavuluma son kazağımıda koyup fermuarını kapattım.Koskoca dönemi geride bırakıp ara tatil için Mardin'e gidiyordum.Sevdiğim insanlarla anlam bulan koca şehir Mardin. Çantamı ve bavulumu kapıya sürüklerken son kez bir şey bırakmadığımı kontrol edip kapıyı açtım.Karşımdaki mavi irislerle şaşkın şaşkın bakışırken "Beni içeri almayacak mısın Mimar Hanım"diyip içeri geçince gözlerim boşlukta kaldı kapıyı kapatıp arkasından yürürken " Amca neden geliceğini söylemiyorsun?" ona küs gibi yapıp iki kolumu göğsümde birleştirdim o gür kahkahasıyla bana bakarken konuşmaya başladı "Hadi ama balım sana süprizde mi yapmicaz?Hep sen mi yapıcaksın?"
Ona kısa bir bakış atıp yanına oturdum.
"Peki öyle olsun Mirza Ağa ne içersiniz?"
"Yok bir şey içmicem hadi kalk daha yolumuz uzun arabayla geldim"
Kafamı olumlu anlamda sallayıp bavulumla birlikte aşağıya inip arabayla yola çıktık.Finallerden dolayı zaten uykusuzdum bunun verdiği uykuyla kendimi bıraktım en son Mirza amcamın sesiyle gözlerimi açtım.

"Maral kalk balım geldik"
Kafamı sallayıp aşağıya indim kapıya gelince yumuşak bit şekilde kapıyı çaldım amcam bavulumu indirirken Ayşe ablanın sevinç çığlığı doldurdu kulağımı "Oyyy benim yavrum gelmiş hoş gelmiş"
"Hoşbulduk Ayşe abla"

Diyip sıkıca sarıldım Avluya geçerken Ahmet amcam hemen kolları arasına almıştı beni "Aman aman amcasının biriciği gelmiş"Ahmet amcam bunları söylerken Doğan amcam onu kollarımdan almaya çalışıyordu "Asıl benim biriciğim o bırak"
"Nerden seninmiş?"
"Benim işte"
Diye beni kendisine sıkı sıkı sarmıştı ondan ayrıldıktan sonra Jehat amcama sarıldım "Nasıl özlemişim seni" onda ayrılmış ters ters bakıyordum ona .
"Özleyen gelir amca hiç özlemişe benzemiyorsun"Laflarımla kahkaha atarken "Senin o manyak arkadaşından dolayı gelemiyorum geldiğimi duyar duymaz dibimde bitiyor" onun kahkahasına bende katılıp "Kusura bakma Jehat ağam bu kadar yakışıklı olmak senin suçun".

Arkamı döndüğümde yukardan bana özlemle bakan iki çift gözle göz göze geldim koşar adım yanına gidip elini öpüp boynuna atladım "Dedem"son kelimemi kokusunu içime çekerek uzatıyordum. " Hoşgeldin zümrüt gözlüm"dedem gözlerimi öperken konuştum "Hoşbuldum"
"Ayşe ablan senin en sevdiğin yemekleri yaptı hadi sofraya geçelim"kafamı sallayıp kolına girdim yavaş yavaş merdivenden inerken "Dede sen baya gençleşiyorsun ha söyle sırrın ne ?" Dedem gülerek baş köşeye kuruldu.

"Her sabah güzel torunumun sesiyle uyanmak"ona şaşkın ve mutlu gözlerle bakarken Mirza amcam söze girdi "Evet,Evet hala o ses kaydı telefon alarmı" Doğan ve Ahmet amcam ikisi bir anda seslerini inceltip "Dedeee hadi uyann"ben onlara gülerken bu sefer Ayşe ablanın sesi yankılandı. "Sanki sizinki farklı Maral'ım bunların hepsinin alarmı 'Amcaaa hadi uyannn' hatta Mirza ağanın 5 dakika sonraki alarmı 'Mirza ağa geç kalıcaksın' "Diyip yemeklerimizi koymaya başladı evin diğer yardımcılarıda koyarken biz kahkahalarla sohbet ediyorduk.Yemeklerimizi yemiş kahvelerimizi yudumlarken Doğan ve Ahmet amcamın didişmesine gülüyorduk.

"Sonra gelmiş bana Mirza abim Jehat abimden küçük değilimiydi diyor"
"Ya o an yanlış hesapladım ne var"
"Bak Doğan Mirza abim 34 yalında Jehat abim 32 senle ben 30 yaşındayız"
Gerçekten ikiz olduklarına hala inanamıyordum.Tamam çift yumurta ikiziler ama davranışlarıda çok ayrı ben bunları düşünürken dedemin sesiyle ona döndüm.

"Az kaldı ha Zümrüt gözlüm"
"Az kaldı dede bir dönem" diyip elimle bir yaparak dedeme gösteriyordum.
"İstediğin yeri seç şimdiden içini kursunlar çocuklar"
Onun sözlerine gülümsedim.
"Tamam dede bir ara gelirim bakarız"
Jehat amcama dönüp
"Melisle ortak bir yer açıcaz ona göndermem gerek"
Jehat amcam bana şaşkın şaşkın bakarak
"Sakın balım ben o deliyle uğraşamam"
"Aaa kim dedi sana uğraş diye"
"Oyyy oyyy"

Güzel geçen akşamın üstünden kendimi sıcacık yatağıma bıraktım ta ki sabahın dördünde kapıya vurulan yumrukla kalkana kadar.
Aşağıya indiğimde Mirza amcam kapıda dedemin kardeşi olan Ali Amcaya bakıyordu.
Ali amca nefes nefese cılız çıkan sesiyle dedeme dönüp.

"Ağam Boran Berivan'ı kaçırdı Aytaçlar berdel istiyor"