|Geceyi beraber geçirdiler. 10 yılın hasretini dindirdiler, ağladılar, güldüler, koklaştılar, seviştiler. Yine birbirlerine döndüler. İki yurtsuz yurtlarını buldular.|
Yoon: Hope çok teşekkürler. Beni affetin.
Hope: Ben sana hiç küsmedim ki Yoon
Ben hep seninleydim.|Ne kadar mutlu olurlarsa olsunlar, Hope'un içinde çok büyük bir sıkıntı vardı. Yoon'a söylemedi çünkü üzemezdi onu daha yeni bulmuştu.|
*2 yıl sonra Cumartesi*
|Hâlâ söylememişti hasta olduğunu Yoon'a. Daha ne kadar saklayabilirdi?|
Hope: Yoon benim bir işim var çıkıyorum ben.
Yoon: Tamam sevgilim.
(Hope evden çıkar)
Yoon: Her cumartesi nereye gidiyor bu adam. Sürekli işim var işim var. Bugün tatil oysaki.Doktor: Hope bey hastalığınız daha da ilerledi herhangi bir yakınınız falan var mı?
Hope: Var ama-
Doktor: Hope bey sizde biliyorsunuz, artık unutmaya başladığınızı bir şeyleri, eğer bir yakınınız varsa söyleyin ona durumunuzu.
Hope: Tamam doktor bey sağolun.
|Hope eve dönüyordu, içi yanıyordu adeta, kalbi paramparçaydı, hastalığına değil Yoon'a üzülüyordu.
Onu unutmak istemiyordu.|Hope: Ben geldiim.
Yoon: Hoş geldinde, sen niye her cumartesi çıkıp gidiyorsun?
Hope: Bende bunu konuşmak istiyordum.
|Yoon'un yüreği ağzından çıkacaktı resmen. Hope onu aldatıyor olabilir miydi? Yoksa ayrılmak mı isteyecekti. Hope, Yoon'un derin düşüncelerine son verdi ve anlatmaya koyuldu.|
Hope: Yoon biliyorsun ki benim annem ve babam alzheimer dan öldü.
Bu hastalık bizde genetik ve bende doğal olarak bu hastalığa yakalandım.
Üzgünüm.|Yoon kulaklarına inanamadı. Biricik sevdiceği onu, yaşadıklarını, hissettiklerini unutacak mıydı?|
Yoon:(yumuşak bir sesle)
Hope üzülme. Ben buradayım unutturmam ben kendimi sana. Merak etme.