gelecek bütün bölümler tamamen hayal ürünüdür❗️
"ilk oyuna nisa çıksın o zaman." parkurun yarısından çoğu sudan oluşuyordu ve benimde suda hatrı sayılır bir hızım vardı. buna istinaden ortaya atılan fikir herkesin hoşuna gitmiş olacak ki 2. seçmeyi konuşmaya başlamışlardı.
"beni zaten ilk seçmelerinde seçecekler." evrim az çok belli etmeye çalıştığı bıkkınlığıyla konuya dahil oldu.
"ilk seçimi nisa yapıyor,onlar evrimi seçerler zaten sonrasına da bakarız." ogeday'ın sözüyle hepimiz yerimize geçmiştik.
eşleşmelerden sonra merve ve ben parkurun başına geçtik. düdükle birlikte kendimi kaydıraktan nasıl attığımı ben bile bilmiyordum. etin kaydırağa çarpış sesi kulaklarımı doldururken vücudumun soğuk suyla buluşmasıyla kısa titrememin ardından kendime gelmiştim. elimden geldiğince hızlı çıktığım sudan engelleri geçip yeniden suya atladım.
"nisa çok öndesin!" ogeday'ın bağırışıyla aldığım güç beni sudan çıkarmaya yetmişti,hızlıca atışlara koşup küpleri düşürmeye başladım.
"nisa atamıyor!" atakan'a attığım anlamlı bakışla düşürdüğüm son küpümün ardından elimdekileri yere bırakıp takımımın yanına gittim.
"nisa bu parkurda inanılmaz hızlı. hiçbir tur dışarıda kalmamalı." dedi yasin öğüt verircesine.
yağmur bu tur dışarıda kaldığından benchte oturmuş,beni desteklememişti bile. huzursuzca yerinden doğrulup lafa atladı. "nisa hızlı olabilir ama bizim hızımızı daha görmediniz,suda tek hızlı gelen nisa değil!"
"şu an gördüğümüz kadarıyla konuşuyoruz yağmur" ogeday'ın soru sorarcasına çıkan sesi beni bir tık rahatlatmıştı çünkü daha ilk turdan benim yüzümden kaos çıkmasını istemiyordum.
"işte bende onu diyorum ya,daha gördüğünüz kadarıyla konuşuyorsunuz. bir durun sude çıkacak,seda abla çıkacak belki diğer tur ben çıkacağım. daha bunları konuşmanın zamanı var."
"cidden bu kadar sorun yapılacak bir konu muydu?" artık içimde tutamadığım nefes nefese sesimle olaya atladım.
"sorunu ben mi büyütüyorum yoksa çok sevgili sevgilin mi?" artık bu konudan vurulmaktan yorulmuştum sürekli zayıf noktamı kolluyorlar buldukları anda da en güçlü silahlarıyla vurmaktan çekinmiyorlardı.
"sürekli bu konudan vurma beni yağmur!"
"göz önünde yaşamak istemiyorsanız gelmeyecektiniz!"
"sana mı soracaktık ne zaman veya nasıl gelip gelmeyeceğimizi" ogeday'ın oldukça sert çıkan sesiyle yüzü düşen yağmur benchin arkasında yerini alırken evrim ve nagihan da parkurun başında yerini almıştı.
kadınlar mücadelesini 8-5 biz kazanmıştık. erkekler mücadelesini de biz kazanırsak ayçöreğime kavuşabilecektim ve bu benim için büyük bir motivasyon olacaktı.
"oge mi başlasın?"
"tamamsanız ben başlarım."
"tamam o zaman ilk oge,sonra anıl öyle gideriz." berkan'ın kabataslak eşleştirmelerinin ardından ogeday'ı yanıma çektim.
"taktiğe ihtiyacın var mı?" dudakları yukarı doğru kıvrılan ogeday'ın omzuna hafif vurup devam ettim. "kaydırakta kendini çok derine dalacak şekilde ayarlama,zor çıkıyorsun sonra. atışlarda da her atışında nefes alarak at,stresle atınca yapamıyor insan."
"tamam güzelim,aklımda olacak hepsi." huzurla dolan gülümsememin ardından benche oturdum.
"iyi ki kameralara oynamak istemiyordunuz." ellerini göğsünde toplamış şekilde karşımda dikilen yağmur'u konuşmasa fark etmeyebile bilirdim.
"yeri geldiğinde sana da,gökhan'a da,anıl'a da oyun öncesi bir şeyler söylüyorum. her şeyi ona bağlayan sizsiniz."
"he amacın o değil yani" cevabımı devirdiğim gözümle verince diyecek bir şeyi kalmamış gibi alaycı gülüşünü bana hediye edip ogeday'ı desteklemeye başladı.
erkekler turunuda az bir farkla ünlüler kazanınca oyun best ofa kalmıştı.
"nisa net çıksın." hikmet'in naçizane(!) fikrini başıyla onaylayan 5-6 kişinin yanında yerinde huzursuzca doğrulan birkaç kişi de vardı.
"seda ablada hızlıydı." dedi sude kendisi yücelircesine.
"tamam 2. kadın da seda olsun." yasin'in sözünü hepimiz başımızla onaylayıp erkeklerde de ogedayla anıl'ın çıkmasına karar vermiştik.
"nisa yerine berna ya da sude de çıkabilirdi..." oyuna çıkmadan önce duyduğum son ses yürüyecek dermanımı dahi bırakmasa da söylenilenlere inat kazanmaktan başka çarem yoktu.
"nisa sende bu oyun!" gökhan'ın gururlu sesiyle düştüğüm yerden dizlerimin üzerinde doğrulmuşçasına güç almıştım. parkurun başında belirdiğimde stresten çok kin bürümüştü gözümü,belirli kişiler için.
"nisa sema'ya karşı,hazır..!" düdük sesiyle fırlattığım vücudum yeniden aynı reaksiyonları göstermeye başlamıştı. hızla sudan çıkıp parkuru geçmeye çalışırken karnıma aldığım darbeyle çığlık attım.
"nisa!" yanımdan gelen korku dolu çığırışları duymak yerine oyuna devam ettim. acı içinde vardığım atışlarda kazanmak için değil de artık oyunun bitmesi için atıyorumdum. son 2 küpüm kaldığında artık ne kolumda ne de vücudumda kalmayan güçle attım ve şansıma ikisi de düştü. acıyla kendimi yere attığımda herkes başıma toplandı.
"nisa,neden durdurmadın oyunu?" gökhan'ın sitemkar sesine karşı gelemezdim,haklıydı ne de olsa.
"nisa,iyi misin?" ogeday'a gözlerimi açamadan kafamı salladığımda saçlarımı okşadığını hissettim.
"doktor çağıralım mı nis?" evrim'in sesiyle yerimde yarım doğruldum,yüzü gerçekten endişe doluydu. kafamı 'hayır' dercesine salladığımda yanımda olanlardan destek alarak ayağa kalktım.
ogeday'ın koluna girip benche ulaştığımda 2. mücadele de başlamıştı.
"nis,gerçekten iyisin dimi?"
"iyiyim evo!" evrim'e samimiyet dolu gülüşümü
gönderdiğimde aynısını ondan da almamla kendimi artık gerçekten mutlu hissediyordum."niso,su ister misin?"
"yok yasin,ogeday'ı destekleyelim hadi!" oldukça ağrım olsa da hızla oturduğum yerden kalkıp bağırmaya başladım.
"hadi ogedayııı!"oyunu 3-1 biz kazanmıştık. ayçöreği yemek bir yana,sakat halimle kazandığım oyunla anılmak beni oldukça mutlu ediyordu.
"nisa oyunda baya bir acı çektin ama durmadın ve kazandın! ne düşünüyorsun?"
"evet acı çektim ama yarım bırakamazdım,eğer ödüle ulaşmak istiyorsam tüm zorluklara katlanmam gerekiyordu ve bende üzerime düşeni yaptım." yağmur'a attığım anlamlı bakışla geriye çekildim.
"tebrik ederim!"
önüme gelen 2 dilim ayçöreği,dilimlenmiş simit ve patatesli börekle gözlerimden kalpler çıktığını tahmin edebiliyordum.
"elinize sağlık arkadaşlar,özellikle nisa sağol çok mücadele ettin." anıl'ın sözüyle yerimde doğruldum.
"asıl siz sağolun,bana güvendiniz finale beni çıkardınız." o 1 sayıyı veren seda abla acemice gülümsemesiyle bana döndü.
"gerçekten sağol nisa,benim açığımı sen kapattın." aynı acemi gülümsemeyle bende ona karşılık verdim.arkamda oturan evrim'in fısıltısı beni az çok mutlu etmeye yetmişti. "sadece seni değil,hepimizin açığını kapattı da siz kabul etmiyorsunuz." 2 yılda değişen neydi? evrim mi?
kaos yazmak çok eğlenceliymişşş dksnkamsksna🦦🦦
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE •ognis• /surv22
Teen Fiction"Binlerce kez beter olsun gece,senin ışığın yoksa..." William Shakespeare Hikaye gerçekle bağlanmış bir hayal ürünüdür!