.14.

960 36 2
                                    

"evoooo18!" ogeday sakatlığından dolayı elenmek zorunda kalınca o hafta başka bir eleme olmamıştı. neredeyse kaybedilen her dokunulmazlıkta potaya giren evrim muhtemel sondan kaçamamış yine potaya girmiş ve bu sefer karşısındaki güçlü rakipleri elemeyi başaramamıştı.

"ogeeee!" evrim ve ogeday birbirlerine sarıldıktan sonra ogeday 2 haftadır içinde tuttuğu soruyu sordu evrim'e.

"nisa nasıl?"

"bende iyiyim oge,sağolasın."

"evo daha iki hafta önce görüştük seninle ama ben sevgilimi bayadır göremiyorum."

"iki hafta kadardır"

"oldu mu o kadar ya..." evrim ogeday'ın haline gülüp valizini çekiştirerek ogeday'ın önüne geçti.
"herhangi bir yerde survivor izleyelim,saati gelmiş. kaçırma sevgilini." ogeday kafa salladı.
"gökhan'ın evi yakın,davetsiz misafir kabul eder bence."

"çok iyi fikir,onu da özledim ya." ogeday evrim'in haline kahkaha atıp havalimanının önünden gelen herhangi bir taksiyi çevirdi. taksiciye gökhan'ın adresini verip kısa yolculuklarında evrim'in yolculuğunun konforunu konuştular.

☼☼☼☼☼
📍blue team

"evrim de gitti be..." nisa ve yasin günlerdir gördükleri ve artık sıkıldıkları suyun önünde ayaklarını uzatarak oturuyorlardı. adanın en sakin ama en kaos dolu zamanlarıydı bu saatler.

"evet...performansı çok iyi değildi belki ama iyi bir karakteri olduğu kesin. kaybettiğimiz 2 yıl için üzgün olsam da buradan çıktıktan sonra kaybettiklerimizi misliyle kazanacağımıza eminim."

"aferin be nisa,o kadar yüce gönüllüsün ki...biz bile barıştık. evrimle barıştın,berkanla..."

"2020'den bir sürü kişi var,barışmasaydım geçmişim hep yüzüme vurulacaktı. ayrıca bende istiyordum sizinle barışmak,ama cesaretsizdim işte"
yasin nisa'nın omzuna elini koyup kendini kumlara bıraktı. ince kum taneleri saç diplerini kaşındırırken bacaklarına kadar değen su bir kısmını da serinletiyordu.

biraz sonra yanlarına gelen berkan ve anıl da yasin'in pozisyonunda kuma uzanınca nisa da onlara eşlik etmek istemişti. örgülü saçlarını arkasına atıp bacaklarını suya değecek kadar indirdi ve kafasını kumlara bıraktı.

"yıldızları bir burada bu kadar belirgin görüyorum." nisa parmaklarıyla yıldızları gösteriyordu bir yandan

"bende,istanbul da şehrin ışıklarından hiçbir şey göremiyoruz ki..."

"sorma,yaşanılmaz bir yer aslında ama olmuyor,kopamıyor insan." berkan en çok şikayetçi olduğu konuda kendini tutamamış konuya atlamıştı

"aşk da öyle..." diye geçirdi nisa içinden. aşk da öyleydi,bazı zamanlar zorluyor,yaşanılması güç bir duygu gibi hissettiriyordu. kalbi zorluyor bazen nefes almayı kısıtlıyordu ama bazen de o kadar iyi geliyordu ki, tüm dertleri unutturacak derecede,tüm kirli kanı bir çırpıda vücudundan atıcakmış gibi.

"aşk da aynısı,doğru söylüyorsun. gitmek istiyorsun ama kopamıyorsun,kopmak isterken daha çok bağlanıyorsun ve bir yerde o sana o kadar iyi geliyor ki..."

"lale bu kadar romantik olduğunu biliyor mu beko?" anıl yanında boylu boyunca yatan arkadaşını dirseğiyle sarstı.

"biliyor kardeşim,hemde özel günlerde gönderdiğim çiçeklerden biliyor."

BERCESTE   •ognis• /surv22Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin