1.Bölüm "Yemin"

12 2 9
                                    


1.BÖLÜM "YEMİN"

Hayat acımasızdı.

Hayat; bizden en sevdiklerimizi almasına rağmen bizi almayacak kadar acımasızdı.

Ölüm acılı bir dönemdi, başkasının ölümü ise acıydı.

Işığım sönüyor Canım Kızıl...

Ben artık kızıl değilim Ulaş, ben artık siyahım. Sen gittikten sonra ben bir daha kızıl olmadım ben, olamadım. Sen gittin, ben bittim. Sen gittin, ben babasızlıktan sonra birde sensizlikle sınandım, bu en zoruydu.

"Kendine acı çektirmeyi bırakmalısın." dedi Deniz, bu halimden memnun değildi. "Ben anlamıyorum ki seni, bir ölünün ardından böyle olunmaz Asmina."

"Anlamaman normal," dedim gülerek. "Anlayacağın zamanlar illaki olacak, asıl acın o zaman çıkacak gün yüzüne." 

"Bir ölüm canımı o kadar yakamaz." dedi gülerek. "Daha fazla canım yanmaz benim."

"Yanar." dedim emin bir sesle. "Canın değer verdiğin birini kaybettiğinde daha fazla yanar, ölüm acısıyla dolar için."

"Bir şey merak ediyorum," dedi stres dolu bir sesle. "Az sonra onun cenazesi var, onun ölüsünün yanına gideceksin, bu seni zorlamayacak mı?"

"Hiç bir şey onun ölümünü izlemekten zor değildi." dedim, gözlerimdeki o yorgunluğu gördüğü an elimi tuttu. "Geçecek diyemem çünkü hiç kimsede geçtiğini görmedim." elimi daha sıktı. "Ama belki duyguların azalır, hissetmemeye başlarsın."

"Hissedeceğim." emin sesim ona da dokunmuştu. "Onun acısı geçmeyecek ve hep içimde kalacak."

"Tamam," dedi. "Hadi gel, kardeşinle son kez vedalaş."

**

"Oğlum!" yengem acı dolu bir sesle bağırıyordu. "Nasıl kıydılar sana oğlum, sen bunları haketmiyordun!"

Ölüm bir evin ocağına ateş düşürmüştü.

Dua sesleri duydum, ardından ağlama sesleri dua seslerine karıştı ama  acı asla geçmedi. Amcam kalbini tutuyordu, ben iyi değildim. Annem yoktu, babam yoktu, Ulaş gitmişti. Bir anda gözlerim birine kaydı, neden bu halde olduğunu anlamadığım birine.

Selin'e.

Renkli gözleri kızarmış, gözlerinden durmaksızın yaşlar akıyordu. Gözleri tek bir yerde, mezar taşında yazan o isme dokunuyordu. Bir eli kalbinde, diğer eli ise gözlerindeydi, canı yanıyordu. O an bir şey oldu, Selin sanki ona baktığımı anlamış gibi bakışlarını mezar taşından çevirip gözlerime kenetledi. Birbirimize bakışımız o kadar acı doluydu ki başka biri bunu görse kaldıramazdı belki de, benimde bir elim kalbime gittiğinde gözümden akan yaşı gördü ve dudaklarını oynattı, "Onu şimdiden özledim." Canı yanıyordu. "Nasıl dayanacağız?"

Nasıl dayanacağız?

Dayanamayacağız.

Ulaş'ın kefene sarılı bedenini gördüğüm anda her şey sıfırlandı, tüm gücümü ve benliğimi kaybederek kendime verdiğim sözü çiğnedim ve Ulaş'a doğru adımlar atıp onun ölü bedenine sarılmaya çalıştım.

Hani ölmezdin Ulaş?

"Ulaş," diyerek fısıldadım. "Verdiğimiz sözler ne oldu kardeşim?"

Onu ellerimin arasından kurtardılar, açtıkları çukura yerleştirdiler ve üzerine toprak atmaya başladılar. Benim kardeşime nasıl toprak atabiliyorlardı?

UyanışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin