-5-

160 15 5
                                    

İksir sınıfına girdiğimde gördüğüm azınlık grup göğsümün gururla kabarmasına sebep olmuştu. 

Havası bile değişmiş sınıfa göz atarken fokurdayan kazanlardan buhar çıktığını görebilmiştim. Etrafı buharlar sardığı için nemli olan sınıfta farklı kokular burnuma ilişiyordu. Kazanların ve Profesör Slughorn'un masasına yakın olan boş bir masaya yerleştiğimde kokular daha tanıdık gelmeye başlamıştı.

Kaşlarım çatık bir şekilde ne olduklarını anlamaya çalışırken yanımda hissettiğim bedenle odağım dağıldı,

''Selam, Hermione.'' bakışlarımı yanımdaki Ernie'ye çevirirken kaşlarımı kaldırdım, demek S.B.D derecesi bu dersi almasına yeterliydi, ''Sabahtan, Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinde sizinle konuşma fırsatını yakalayamadım.'' dudaklarımı büzdüm. Birini arıyormuş gibi merakla etrafa bakınıyordu,

''Oh, selam... Senin orada olduğunu fark etmemiştim.'' yüzü asılırken bozuntuya vermemeye çalıştığı belliydi, gözlerim Ernie'nin başının arkasından suratsız suratsız tüm kiniyle bakan Nott'a ilişti. Ve o da burada... Yanında yiyişen Parkinson ve Malfoy'a odaklanmadan bakışlarımı Zabini ve Greengrass'ın üzerinde de gezdirdim. Görünürde başka Slytherinli yoktu, tahmin edilebileceği gibi...

''Um, Harry yok mu? Ders başlamak üzere ne zaman gelecek?'' Ernie'ye döndüm. Tabiki tek derdi Harry Potter'dı. Kendini beğenmiş, ün budalası bir çocuktu. Hufflepuff birine göre aşırı hareketleri olması her zaman göze batardı. Omuzlarımı silktim,

''S.B.D notu yetmedi... Sormadan söyleyeyim evet tahmin ettiğin gibi Ron'un da yetmedi.'' alttan alttan güldüğünü yüzündeki şaşkınlık ifadesiyle saklamaya çalışıyordu.

''Ron'u anlıyorum fakat Harry... şaşırdım doğrusu, onunla da konuşmak istiyordum.'' kısa saçlarını karıştırdı tüm ilgisi azalmış gibiydi. ''Her neyse birazdan Profesör gelir, burada kalabilirim değil mi? Yalnızım ve sende yalnızsın...'' elimi boşluğa salladım, ona kalabilirsin işareti yaptığım sırada zindanın kapısı açıldı ve ilk olarak koca bir göbek hemen ardından güleç yüzlü Profesör Slughorn göründü.

Zabini'yi özel bir ilgiyle selamlarken kaşlarım şaşkınlıkla kalkmıştı, kollarım istemsizce göğsümde birleşirken Slughorn'un gözü bir şey arıyormuş gibi etrafta dolaştı ve omuzları düştü. 

''Zabini'ye farklı bir ilgi mi gösterdi yoksa bana mı öyle geldi?'' kulağımda hissettiğim fısıltıyla derin bir nefes içime çektim,

''Yanlış görmedin Ernie.''

''Slughorn'un ün budalası olduğunu duymuştum doğrusu fakat neden Malfoy veya Nott değil de Zabini? Ne özelliği var ki?'' dudaklarım kıvrıldı ve kaşlarım kalktı, Ernie'ye döndüm.

''Annesini bilirsin, hikayeleri efsaneleşti.'' Ernie'nin gözleri parlarken kıskıs güldü, ''Diğerlerine gelince namları temiz değil,'' Ernie kaşları kalkık bir şekilde somurtan Malfoy ve Nott'un üzerinde bakışlarını gezdi ikiside hissetmiş gibi bize dönerken Ernie panikle önüne döndü.

''Trende Slughorn'un bazı isimleri yanına çağırdığı ve onları çağırmadığı söylentisi dönüyordu Gerçek o zaman?'' Harry'nin de davet edildiği bilgisini vermedim ve profesöre döndüm.

Kazandan yayılan koku gittikçe beni etkisi altına almaya başlarken rahatsızca yerimde kıpırdandım, Ernie'nin ve sınıfın geri kalanının da kokunun etkisiyle uyuştuğu açıkca belliydi.

''Hey tamam, tamam... buraya bakın! Evet, buraya!'' dumanların ardından bıkmış gibi görünen Slughorn dikkatleri toplamaya çalıştı. ''Hepiniz tartılarınızı, iksir takımlarınızı ve İleri Seviye İksir Yapımı kitaplarınızı çıkarın.'' kısa bir süre ardından istenen tüm malzemeler masanın üzerindeydi,

SPY X DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin