Satır arası yorum yapmazsanız ölüyormuşum...
Şarkı: Collide (Sped up remix)
Spotify'dan açabilirsiniz.
Evrenin enerjisi hafife alınmamalıydı. Belki de hayatınızda kendi yolunuzu çizerken en çok ihtiyacımız olan şey evrene verdiğimiz enerjiydi. Bir şeyi çok istiyorsanız ama bu size imkansız geliyorsa umudu kesmekten ziyade, 'Ben bunu başarabilirim.' demek hayatınızı baştan sona değiştirebilirdi.
Üzerimdeki çiçek desenli, uçuş uçuş pileli elbisenin boynu açık bıraktığından, boynuma doğal taşlardan yaptığım kolyemi taktım. Kolyenin en ortasındaki pembe kuvarsın zarifliği ile tam yanındaki simsiyah oniks taşının cüretkarlığı kolyeye farklı bir hava katıyordu. Kolyenin ipi, birçok farklı doğal taşı taşıyordu...
Tatlı tonda yeşil bir çantayı koluma taktım ve aynı tondaki bilekten iple bağlanan yeşil topuklularımı giyerek evden çıktım. Renkli giyinmek bana her zaman pozitif bir enerji katıyordu. Hayatta her şeyin bir enerjisi olduğuna inanıyordum. İnsanların, ruhların, havanın, renklerin, yemeklerin...
Arabama bindim ve çalıştığım özel huzurevine gitmeden önce her sabah yaptığım gibi fiziksel olarak yaşlı ama ruh olarak çocuk olan huzurevi sakinlerine ufak bir jest yapmak üzere yola çıktım.
Sabahları asla elim boş gitmezdim. Onlara jest yapmak hem beni hem de onları mutlu ediyordu. Arkadaşım Eslem bana bir pastaneden bahsetmişti. Çok bilinmediğini ama muhteşem kurabiyeleri olduğunu söylemişti. Telefondan konuma pastanenin adını yazarak navigasyonu açtım.
Navigasyonu dinleyerek girdiğim yollar biraz garibime giderken navigasyona dikkatle bir daha baktım. Bir sorun vardı bu işte...
Navigasyonu tekrar yenilediğimde, pastaneye varmak için 1 saat 25 dakika olduğunu görerek şaşkınlıkla bakakaldım. Navigasyonun bozulacağı tutmuştu şimdi...
Girdiğim orman yolundan nasıl çıkacağımı bilemezken tek yönlü yolda arabayı sürmeye devam ettim. Araba ilerledikçe olumsuz bir enerjiye kapılıyordum. İçimde duyduğum stresi gidermek üzere çantamdan çıkardığım kırmızı akik taşını avucum içine aldım. Bu taşın enerjisi stresi gidermek ve mantığı kuvvetlendirmeye iyi geliyordu.
Orman yolunda arabam bir anda istop ettiğinde endişeye kapılarak tekrar anahtarı çevirdim. Fakat bir türlü araba çalışmıyordu.
"Sakinim, evet... Şimdi telefon ile Eslem'i arayarak yardım isteyeceğim..."
Telefonumu elime alarak Eslem'in isminin üzerine tıkladım ve kulağıma götürdüm. Telefon çalmadan kapanırken kulağımdan çekip neden çalmadığını anlamaya çalıştım.
Telefonun çekmediğini gördüğümde hayal kırıklığı ile ekrana bakakaldım. Hala avucumda tuttuğum kırmızı akiği bırakmadan arabadan indim. Telefon çekene kadar bu yolda biraz daha ilerlemeliydim.
Telefonu ara sıra havaya kaldırıyor, yolda ilerleyerek iki diş de olsa çekmesini bekliyordum. Ama asla ne telefon çekiyor ne de asfalt bir yol gözüküyordu...
Umutsuzluğa kapılmadan devam ederken az ileride üç tane siyah lüks dağ arabaları gördüğümde buralarda yardım isteyebileceğim birilerinin olacağını düşünüp sevinçle gülümsedim.
Araçların yanına vardığımda içindeki kimselerin olmadığını gördüm ve etrafıma bakındım. Kimse gözükmüyordu. Yakınlarda herhangi sığınacak bir ev ya da bir baraka bile yoktu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI AKİK +18
Action18+ unsurlardan hoşlanmıyorsanız, okumayınız... "Dizlerin üzerine çök, ağzını aç ve seni nasıl doyuracağımı izle, tatlı kız."