Satır arası yorumlar yapın ve fikrinizi belirtin bebekler💖
Şarkı: Where Have You Been
"Sığınağımıza hoşgeldin o halde." Alper'in arkamdan eve girerken söylediği söz üzerine derin bir nefes bıraktım.
"Yaa, ne hoş geldim anlatamam(!)"
Ben öylece bu ıssız mahalledeki küçük evin girişinde dururken, Alper yanımdan geçip kendini minicik eski püskü evin salonuna attı.
"Ee? Öyle dikilecek misin orada?"
Onun sesi beni kendime getirirken arkamdan kapıyı kapatıp eski püskü koltuğa doğru ilerleyip elimle toz varsa diye sirkeledikten sonra oturdum.
"Titiziz galiba?"
"Öyleyimdir." Diyerek arkama yaslanacakken arkadan gelen kadın sesi ile arkama döndüm.
"Ağabey?"
Gözünün biri bandajlı olan kızı tanımıştım. Alper'in kardeşi olmalıydı. Abisi yüzünden gözünü kaybetmiş olan küçük kız kardeş...
"Ezgi, biz mi uyandırdık seni?"
Alper'in merhametli sesi kulaklarıma dolarken, Ezgi ikimize endişeli bir şekilde bakıyordu.
"Ağabey, sana ne oldu böyle? Yoksa-"
Alper hızla yerinden kalkıp kardeşinin yanına gitti ve sarılıp kafasına bir öpücük kondurdu.
"Sorun yok bebeğim benim."
Ezgi, ağabeyinin açıklamasını mantıklı bulmamış olmalı ki hızla kendini geri çekti ve parmağını usulca, ağabeyinin yüzündeki yaraya değdirdi.
"Hazar mı yaptı bunu sana?"
Alper, Ezgi'nin elini avcunun içine alarak yüzünden uzaklaştırdı.
"Evet."
Ezgi'nin bandajlı olmayan, ağabeyininki gibi yeşil olan gözünden, bir damla yaş aktı.
"Bunu sana nasıl yapar? Yıllarca kendini ona adadın! Hani en güvendiği insan sendin? Aklım almıyor, nasıl bu kadar merhametsiz olabilir sana karşı?"
Ezgi, sözlerinde çok haklıydı. Alper, onun sözleri altında kalmışken eliyle Ezgi'nin saçlarını okşadı.
"Ona ihanet ettiğimi düşünüyor Ezgi."
Ezgi ağabeyine dönerek yalvarırcasına baktı. "Ağabey, bırak ben konuşayım onunla. Neler yaşadığımı anlatayım, senin zorunda kalışını anlatayım!" Diyerek ağabeyini ikna etmeye çalıştı.
Alper kesin bir dille reddetti bu fikri.
"Sakın! Seni ona göndermem demek, kalbimi çıkartıp onun ellerine vermem demek. Ezgi, bir daha benim yüzümden zarar görmene göz yumamam. Tek bir saç telin bile benim yüzümden kopmayacak. Sen, benim en kıymetlimsin. Seni nasıl onun ellerine bırakayım?"
Onların duygu dolu konuşmaları ve çaresizlikleri ile kalbime ağrı saplanırken, bundan sonra ne yapacağımı düşündüm. Hazar denilen o adam, şeytanın ta kendisiydi.
Onun eline geçtiğimi düşünemiyordum bile.
Mesela, bir daha annemi ne zaman görecektim? Huzurevindeki yaşlı meleklerimi nasıl görecektim?
Tüm hayatım, bir gün içinde mahvolmuştu...
Ezgi ve Alper yavaşça karşımdaki kanepeye otururlarken, Ezgi'nin ürkek bakışları bana değdi. "Sen kimsin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI AKİK +18
Action18+ unsurlardan hoşlanmıyorsanız, okumayınız... "Dizlerin üzerine çök, ağzını aç ve seni nasıl doyuracağımı izle, tatlı kız."