Ertesi sabah tüm kızlar hayvan gibi uyuyordu, kıtlıktan çıkmışcasına. Sabahın 8'inde kapıları çalındı. Önce kibarca, sonra uyarırcasına ve sonunda alacaklı gibi. Birisi resmen kapıyı yumrukluyordu, Sena lanetler okuyarak yattığı yerden kalktı. Kuş yuvasına dönmüş saçı ve ayıcıklı mavi pijamalarıyla çok şekildi açıkçası. Söve söve kapıya yaklaştı;
Sena: ''Kim o?''
Kaan: ''Günaaaaydığğğn, benim Kaan!''
Sena gözlerini ovuşturarak kapıyı açtı.
Sena: ''Ne var?''
Kaan: ''Bize kahvaltıya gelmeye ne dersiniz güzel bağyan?''
Konuşma aksanını değiştirerek şebeklik yapmaya çalışıyordu Kaan. Kendine kaba davranan kızlardan hiç hoşlanmazdı. Eliyle arkasına sakladığı çiçekleri uzattı, ve gülümsedi. Sena şaşırdı çünkü normal bir insan hem sabahın 8'inde alacaklısı varmış gibi uyandırılıp, kahvaltı teklifi alıp, hem de mis kokulu çiçeklerle karşılaşsa şaşırırdı. Teşekkür ederek aldı çiçekleri, daveti de kabul etti. Kapıyı kapattı, içeri geçip kızları uyandırma operasyonuna başladı.
Sena: ''Kalkıın.''
Ayça: ''Niyeaağ?''
Sena: ''Kahvaltıya gidiyoruz.''
Ayça bir anda ayaklanıp gözlerini açtı;
Ayça: ''Maaşına zam mı geldi nereye gidiyoruz vay bonkör kardeşim benim.''
Sena: ''Yukarıya gidiyoruz.''
Ayça kendini geriye atıp yorganı kafasına kadar çekti. Sena da onun ardından yorganı geri çekti;
Sena: ''Kalk be kalk. Bak Kaan bana ne almış çok mutluyum. Şebek yaa'' dedi, elindeki çiçekleri gösterirken.
Ayça: ''Mezarlıktan toplamıştır o.''
Sena Ayça'nın bu söylediklerine sinirlendiği için onu tehdit eder;
Sena: ''Eğer hemen kalkmazsan şu suyu dökerim üstüne.'' Ayça biliyordu kalkmazsa Sena'nın gerçekten su dökeceğini. Kalktı ve diğer kızları da kaldırdı. Aslında kaldırırken Sude biraz mızmızlanmıştı ama 'Efe' deyince hemen ayağa dikilmişti.
Kızlar hazırlanıp yukarı çıkarlar, kapıyı Kaan açar;
Kaan: ''Hoşgeldiniz efendim hoşgeldiniz evimize huzur getirdiniz.'' deyince tüm kızlar gülüşerek içeriye geçmişler. En sonda Sena varmış, Kaan Sena'nın kolunu tutarak konuşmuş;
Kaan: ''Dün yaptığın tavırdan sonra gelmezsin diye düşünmüştüm prenses.''
Sena: ''Yok canıım, tavır mı, ben mi? Aslaa...'' gülerek içeri girmişler...
Sude elini yıkamak için lavabonun yerini sormuş Efe de hemen cevaplamış 'solda' diye. Sude salondan çıkıp sol tarafa doğru ilerlemiş. Bir sürü kapı varmış. Sude soldaki kapılardan birini açmış. Sonra şok olmuş. Çünkü burası lavabo değilmiş birisinin odasıymış . Oda acayip derecede dağınıkmış ve odayı resmen b*k götürüyormuş. Sude odada 5-10 saniye öylece kalmış artık çıkması gerektiğini biliyormuş ama oraya mıhlanmış gibi şok olmuş bir ifadeyle hala bakıyormuş. Tam çıkacağı sırada Efe gelmiş.
Efe: ''Kusura bakma ya, bu odaya gireceğini bilseydim söylerdim bizimkilere toplarlardı odalarını.''
Sude: ''Yok şey yanlışlıkla girdim.'' demiş ve kıpkırmızı yüzüyle çıkıp Efe'nin gösterdiği lavaboya girmiş. Bu sırada Kaan ve Sena kahvaltı hazırlıyorlarmış, Ayça da Berkan'ı azarlıyormuş. Egemen ve Doruk'ta kendi halinde telefonlarıyla oynuyormuş, Rana ise arada bir Sena ile Kaan'ın yanına gidip geliyormuş.
![](https://img.wattpad.com/cover/37374000-288-k75105.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA ÇEYREK KALA
Humor4 farklı kız,1 ev ve eskiye dayanan dostlukları... Ayça; 23 yaşında üniversitede psikoloji bölümü okuyor fakat bir psikoloğa göre fazla...