10

385 82 25
                                    

Anonim; Leyla, büyüdüm.

Anonim; Psikolog oldum, belki bir şeyleri anlarım diye.

Anonim; Duygularım uyuşmuştu uzun süre bir şey hissetmedim senden sonra.

Anonim; Ama şimdi hissediyorum.

Anonim; Seni aştım artık.

Anonim; Şimdi düşünüyorum belli ki sonundayız her şeyin.

Anonim; Bugün belki sana son kez yazacağım.

Anonim; Sen gideli çok oldu, artık Kasımda değilim.

Anonim; Geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı, der Nazım Hikmet.

Anonim; Hatırlamamayı bilmem de

Anonim; Geri gelmeyeceğini biliyorum bu yüzden rahat bırakıyorum seni.

Ali telefonunu masanın üstüne bıraktı.
Yüzünde buruk bir gülümseme,
aklında binbir düşünceyle boğulurken çayından bir yudum aldı ve arkasına yaslandı.

Gözlerini kapattığı sırada kapı tıklatılınca yerinden doğruldu ve "Girin" diye çağrıda bulundu.

Bir kadın isteksiz bir şekilde içeri girdi. İsteksiz olduğunu biliyordu çünkü yüzünün her halinden memnuniyetsizliği ortadaydı.

"Merhaba Ali Bey," eliyle koltuğu işaret etti Ali.
"Buyrun lütfen oturun şöyle." Kadın oraya geçerken elindeki çantayı asmayı ihmal etmedi.

Ali derin bir nefes alıp onun karşısına geçti.
Tam konuşmaya başlayacakken kadın sözünü kesti.

"Ali Bey aslında ben buraya ailemin zoruyla geldim, benim desteğe ihtiyacım yok. O zaten benimle ve bana hep destek oluyor."

Kaşlarını kaldırdı Ali. "O kim?" Kadının gözleri  anlamlı bir şekilde doldu ve tebessüm kondu dudaklarına.

"O benim varlığım, yokken bile en çoğum. Hislerimin ötesini gösteren adam. Ölmedi, hep benimle."

Ali, boğazında ki o tanıdık yumruyu hissedince hafifçe öksürdü.

"Benimle konuşmuyor, bana hiç dokunmuyor ama o beni hiç terk etmedi. Hiç gitmedi benden."

Tanıdık gelmişti.

Midesine kramp girdi.

Seans süresi dolana kadar kadın onu ve sevgisini anlattı. Ali tanıdık hislerle dinledi onu.

Gidince defterini eline aldı ve adını yazdı.

'Gerçek Aydoğan.'

Ve o an hatırladı. Leyla'nın soyadı da buydu. Leyla Aydoğan. Ancak Leyla'nın kardeşi yoktu, onun kuzeni olmalıydı ya da sadece bir tesadüf.

Ali başını ovdu.

Kafasını kaldıramıyordu.

"Yıllar geçti, beni hiç sevmeyen birini nasıl böyle unutamam? Nasıl kalır böyle bende?Hemde öldüğü halde. Hiç görmediğim halde."

Gözlerini kapattı ve düşünmek için sessizliği dinledi ama içinde ki bir hisle gözlerini açtı hemen.

Gördüğüyle beyninden vurulmuşa döndü.

Leyla'sı tam karşısında, ona en güzel gülümsemesiyle bakıyordu.

-

Perdeleri sigara kokmuş, duvarların da kendi sırlarını saklayan birine döndüm Leyla. Oluru yok gibi bunun.

Takvimler Kasımda kaldığında | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin