Bölüm: 5
"ACI"
Bölüm Şarkısı: Acıyor
......
Gelip sorsa bana bir gün "Beni neden seviyorsun?" dese mesala cevap veremem susarım, bakarım öylece gözlerine. İlk önce hangi neden'den başlasam diye düşünürüm
Baktığım an için için yandığım gözlerinden mi? Yoksa çilli bedeninden mi? Dokunmak için delirdiğim köprücük kemiğinden mi konuşsam? Yada hepsinden önce tornadan çıkmış gibi dümdüz olan parmaklarından başlamalıyım
Her şeyi bırakıp ona saatlerce kendisinden bahs edebilirim ama asla neden sevdiğimi açıklayamam. En çok neyini seviyorum ayırt edemem mesala. Onu olduğu gibi her bir hücremle seviyorum. Nedensiz, Sorgusuz, Sualsiz.
Saniyelerin dakikalara çevrildiği sırada hiç bir şey demeden öylece bakıyordum gözlerine "İnelim mi?" dedi sessizliği bozarken. Onu başımla onaylayıp inmek için kapını açtığımda genç bir personel karşımda durdu
Elinde olan şemsiyeni bana uzatırken "Hanımefendi buyurun" diyip Berk'e döndü. "Hoşgeldiniz Berk bey taşınacak valiz var mı?"
"Hayır" Berk personelden şemsiyeni alıp beni yanına çekti. Saçlarım rüzgar yüzünden uçuşmaya başladı. Aramızda az bir mesafe vardı ve ona doğru attığım her adım da kalbim ağzımın içine düşüyordu. Birlikte otel'e doğru ilerledik
O resepsiyona oda ayarlamak için yaklaştığı sırada bense köpek gibi ıslandığım için kendime küfür ediyordum. Berk'te ıslanmıştı aslında hatta şemsiyeni ısrarla bana tuttuğu için benden daha çok ıslanmıştı ama pekte umrunda gibi gözükmüyordu. Congo kucağında nasıl duruyor onu bile anlamıyorum
Ha bide Cango Berk'in üzerini pistletmiş. Benimle baraber uyurken kucağımdan kalkıp çişini Berk'in üzerine yapıp tekrar geri dönüp kucağımda uyumuş. Uyandığımda Berk bana bunu anlatınca at gibi güldüm. Umarım korkmamıştır çocuk!
"Merhaba iki oda aynı katta olsun." aynı katta olacakmış emir veriyor sanki babasının oteli Öyledir belki ne biliyorsun Aybik?!
"Üzgünüm Berk bey yağmur sonrası Otelimize çok fazla giriş yapıldı ve hala arayıp yer ayırtan müşterilerimiz var. Müdürün kesin talimatı efendim herkese sadece bir oda verilecek"
"Nasıl ya?!" dedim sitem ederken. Berk bana dönmeden resepsiondaki kişiyle konuşmaya devam etti.O sırada telefonumun çalmasıyla yanlarından ayrıldım. Ayrılmadan önce duyduğum son şey Berk'in "Müdürü çağırın!" diye emiretmesiydi
Arayan Ömerdi. "Öme-"
"Neredesin Aybike?! Sabah Berk'le gidiyorum diyorsun akşam oluyor hala yoksun. Saat kaç saat haberin var mı?! Zibilyon tane yalan söyledim babana. Söyle nerdesin gelip alayım seni hemen!"
"Gelme" durumu anlatmak istiyordum ama beni dinlemiyordu
"Ne?! Ne demek gelme? Bir şey mi oldu? İyi misin sen?"
"Ömer bak dinl-" bu kez cümlemi yarım bırakan şey Ömer'in sesi değil Berk'in telefonu elimden alması olmuştu
"Bağırma lan Aybikeye! Bana gidecektik yağmur yüzünden yolda kaldık oteldeyiz şimdi"
"Otelde misiniz? Otel ne lan amına koyayım otel ne?!" telefon hoparlör de olmasa bile Ömer'in sesi açıkca duyuluyordu "Siktirtme belanı Aybikeni geri ver bana!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutku~Berk Aybike
Teen FictionSevmek inanmaktı. Sevmek yaşamaktı. Sevmek o demekti... Etrafımı saran başdöndürücü kokusuna daha fazla dayanamayıp dudaklarına duklarımı bastırdım.Tutkulu ve sert bir şekilde öpüşürken ilk öpen ben olsam da kontrol artık ondaydı. Devam et...