hoş geldiniz<3
🌟oy sınırı : 270🌟
*
demir demirkan - zaferlerim
(bu şarkıyla okumanız şiddetle tavsiye edilir.)
(medyaya koydum.)*
jeongguk sabırsızca kolundaki saate baktı. çıkmasına bir saatten az kalmıştı. bitkin hissediyordu, tek yapmak istediği yatağına girip yorganına sarılarak uyumaktı. ama bunu yapabileceğini de sanmıyordu. dünden beri doğru düzgün uyuyamamış, gece boyu taehyung'la olan konuşmalarını düşünmüştü.
bitti, demişti ona. senden vazgeçiyorum.
bunu dile getirmek bile onun için böylesi zorken ondan nasıl vazgeçeceğini bilmiyordu. fakat yorulmuştu işte artık, bitiş çizgisi olmayan bir yarışta gibi hissediyordu kendini. koşuyor, koşuyor ve koşuyordu. ama asla bir yere varamıyordu.
kısacası, onların hikayesinde bir kazanan yoktu.
derin bir nefes aldı jeongguk. tüm bunları düşünmek ona ağır gelmişti. düşünmek istemiyordu, eğer zihnini kapatabilme tuşu olsaydı o an kapatır, bir daha da açmazdı. ama imkansızdı işte. her bir zerresi taehyung'la dolup taşarken taehyung'u düşünmemek imkansızdı.
titreyen ellerine baktı, ve acıdı kendine. onu her şeye rağmen bu kadar önemsiyor olmaktan nefret ediyordu. taehyung'tan nefret ediyordu. ona hâlâ ilk günkü gibi aşık olmaktan nefret ediyordu.
kendine gelmesi, yüzüne bir su çarpması gerekliydi. minnie'ye döndü ve "beş dakikaya geliyorum, idare edersin." dedi.
minnie başını sallayarak arkadaşını onaylasa da aklı jeongguk'taydı. onun için endişeleniyordu, ama jeongguk bazen öyle içine kapanık oluyordu ki ona bir şey demeye çekiniyordu genç kız. bu yüzden sesini çıkarmadı ve bar tezgâhının ardına geçti.
çok geçmeden ise kapıdan içeri birinin girdiğini duydu. normalde bu saatlerde insanlar yavaş yavaş evine dağılırdı, bu yüzden şaşırmıştı minnie. gelen kişiye bakmak için kafasını çevirdiğinde ise, şaşkınlığı daha da arttı.
gelen taehyung'tu. o saatte orada ne işi olduğunu ilk başta anlamamıştı minnie, çünkü hafta sonlarında canlı müzik yapılmıyordu. üstelik sabah saatlerine yaklaştıklarından bar da kapanmak üzereydi.
"taehyung? hoş geldin." dedi minnie sorarcasına.
taehyung, sersem adımlarla ona yaklaştı ve bar taburesine oturdu.
minnie şaşkınlıkla ona baktı. berbat görünüyordu taehyung. gözleri kızarık, göz altları mosmor, siyah saçları darmadağınıktı. üstelik buraya gelmeden önce alkol aldığı her hâlinden belliydi.
"sen iyi misin? kötü görünüyorsun."
"jeongguk nerede?" diye sordu taehyung minnie'nin sorusunu görmezden gelerek. söyledikleri arada bir birbirine giriyor olsa da çoğunlukla anlaşılır cümleler kuruyordu.
minnie, ne diyeceğini bilemedi. ikisi arasında bir şeyler döndüğü belliydi. dün kesin olarak emin olmuştu buna.
"gelir şimdi. su falan ister misin?"