℘ love.

181 28 11
                                    

Birlikte durmadan konuştuk, onunla konuşmak terapi gibiydi konuştukça konuşasım geliyordu. Konu konuyu açıyor, bana kendinden ve kendi dünyasından bahsediyordu.

Dudaklarının hareket ediş şeklini ezberlemiştim, dolgun kiraz renginde dudakları vardı. Dudağının sol köşesinde tam belli olmayan bir beni vardı kötü durmuyordu aksine çok güzel görünüyordu.

Biçimli yüzü, belirgin elmacık kemikleri, kocaman gözleri var. Elimde olsa saçlarına dokunacaktım ama o kadar çekiniyordum ki... Bu isteğime sürekli engel oluyordum.

Aklıma bir soru takılmıştı... Acaba daha önce hiç âşık olmuş muydu? Bu duygunun ne demek olduğunu biliyor muydu?

İkimizde sustuğumuzda dudaklarımdan firar etmişti kalbimden geçen tek soru, "hiç âşık oldun mu Karina?" sorusuyla duraksayıp önce gözlerimin içine baktı. Bu soruyu nasıl cevaplayacağını bilmediğinden şüpheliydim, belki onun dünyasında aşk denen şey aslında hiç yoktu...

Sorduğun sorunun pişmanlığını yaşarken kendime defalarca kez kızmıştım ama sonunda cevap vermişti Karina. "Aşk tamam olarak ne demek bilmiyorum ama dünyandaki insanların bundan çokça kez bahsettiklerini duymuştum. Birine duyulan büyük bir hayranlık diye yorumluyorum ben. Ama burada sevgi denen ve kalpten geldiğine inanılan, kelebek hissi yaratan anların olduğunu duymuştum ve buna aşk diyorsunuz değil mi?" biraz daha devam etseydi ona bilgisayar diyecektim.

"Evet..." dedim kafamı hızlıca sallarken. Gülümsedi. Kafasını sağa sola salladı ve, "ben hiç âşık olmadım Winter." dedi. Hiç aşık olmayan biri, aşkı nasıl bu kadar güzel anlatabilirdi bilmiyordum. Sadece gözlem yaparak söylemişti bu kavramın anlamını.

"Peki ya sen?" dedi bir anda. Ben mi? Bilmiyorum... Belki hoşlanmış ya da etkilenmiş olabilirim ama hiç aşık olma derecesine gelmemiştim. Kendimi hiç o derecede görmemiştim.  Kafamı sağa sola sallayıp, "Hayır." dedim. Gülümseyip 'gelecekte olursun...' diye mırıldandı. Duymayacağımı sanıyordu ama duymuştum. Yanaklarımın kızardığını gizlemek için kafamı başka bir yöne çevirdim.

"Winter, utanma." bu cümlesi bile iki katı utanmama sebep oluyordu ki...

Koltuğun üzerinde gezdirdiğim gözlerimi çekip karşımdaki güzel kadının gözleriyle birleştirdim. Gözlerindeki galaksileri izledim biraz, gökyüzündeki yıldızlardan bile güzeldi gözleri. Öyle parlıyordu.

Neden bilmiyorum ama beni kendine çeken bir yanı vardı, sürekli ona bakmak ve onunla kendisi hakkında konuşmak istiyordum...

Beni kafamdaki düşüncelerden alan şey saçlarıma dokunan narin parmaklar olmuştu. "Gerçekten çok güzel saçların var Winter." 'seninkilerin yanında hiç kalır Karina' diye geçirdim içimden. Söylemeye cesaret edemediklerimi içimden söylemek daha iyi geliyordu bana. En azından böyle yaparak domates gibi kızarmıyordum...

Hareketlenip kafamı Karina'nın dizlerinin üzerine koydum. Parmakları hâlâ saçlarımın arasında dolaşıyordu. Adını konduramadığım duygular bedenimi yavaş yavaş ele geçiriyordu... Karina, aşkın kelebek hissi yaratan anları olduğunu söylemişti. Karnımda uçuşan kelebekler bundan mı kaynaklıydı yoksa?

 Karnımda uçuşan kelebekler bundan mı kaynaklıydı yoksa?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
sillage ↮ winter + karina ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin